Funeral traducir español
8,742 traducción paralela
Ne bir cenazesi, ne bir mezartaşı, ne de veda etme imkanım olmadı.
Sin un funeral, sin una tumba, ni una oportunidad de decir adiós.
Aiden'ı nehre bırakacağız. Ona gerçek bir Hilal cenazesi yapacağız.
Llevaremos a Aiden río abajo, le daremos un verdadero funeral de media luna.
Yüz yüze hiç etmem. Zaten bir cenazeniz var Sayın Başkan.
Estará yendo a un funeral, señora alcaldesa.
Hizmeti son anda elde tutarız, istediğin gibi.
El funeral fue al atardecer, tal como lo pediste.
Az önce seni düşünüyordum ve korkularınla yüzleştiğin için seninle ne kadar gurur duyduğumu bilmeni istiyorum.
Esta es Charlotte. Estaba sólo pensando en ti, y quería hacerte saber lo orgullosa que estoy de ti, ya sabes, por enfrentar tus miedos, y salir e ir al funeral de tu hermano.
Cenazede görüşürüz tatlım.
Te veré en el funeral, cariño.
Bak, cenaze töreni başlamak üzere.
Mira, el funeral está comenzando.
Neden ağabeyinin cenazesinde değilsin?
¿ Por qué no estás en el funeral de tu hermano?
- Conrad'ın cenazesinde beni soymak mı?
¿ Robándome... Durante el funeral de Conrad?
Cenazede olmadığım için Dan beni kontrole geldi.
Dan vino a verme porque no estaba en el funeral.
Cenazeye gitmem gerek.
Debo ir a un funeral.
Gitmemiz gerek. Dokuz dakika içinde çıkmazsak Larry'nin cenazesine gitmeyeceğiz. Robert ile Sol'un kimliklerini açıkladıkları partiye gideceğiz.
Bueno, si no nos vamos en nueve minutos no iremos al funeral de Larry sino a la fiesta de salida del clóset de Robert y Sol.
Aileye özel tören düzenlediler. Sadece resepsiyona gidiyoruz.
El funeral es privado, solo iremos después a la casa para la recepción.
- Cenazesine gitmiştim.
Fui a su funeral. Su madre estaba destruida.
Cenazeyi kim planlayacak?
¿ Quién organiza el funeral?
Bölüm 5 Cenaze-Son Bir Plan
CAPÍTULO CINCO El FUNERAL - ULTIMO PLAN
Kendi cenazende papaz sensin.
Éres el pastor de tu funeral.
Cenaze organizasyonu ne oldu peki?
¿ Los preparativos del funeral?
Ona cenaze günü olanları anlat.
Cuéntale del día del funeral.
7 Ağustos günü cenaze töreni düzenledik.
Bueno, el funeral fue el 7 de agosto.
- Bunkie'nin cenazesiyle ilgili söyleyecek bir şeyin yok mu?
¿ No tienes nada que decirme del funeral de Bunkie?
Becky, Bunkie'nin cenazesiyle ilgili Gladys geri dönüş yaptı mı?
Hola, Becky... ¿ tenemomos noticias de Gladys acerca del funeral de Bunkie?
Bunkie'nin cenazesinde yaptıklarım için üzgünüm.
Mira, siento el ataque en... el funeral de Bunkie.
Birini öldür, onu birden cenazesine gelir.
matas a una, y vienen diez a su funeral.
Cenazeden hemen sonra buraya geldi.
Llegó enseguida después del funeral.
Özel Ajan Price naaşlar bize bu sabah 1'de verildi ve cenaze bugün öğleden sonra saat beşte.
Agente Especial Price, recién nos entregaron los cuerpos a la una de la mañana, y el funeral es a las cinco esta tarde.
- Herkes ya ödeme EDECEĞİM, onunla gitmek istiyor. Bir hafta ücretler ve senin cenaze masraflarını karşılamak.
¿ Alguien quiere ir con ella, te pagaré el sueldo de una semana y cubrirá los gastos del funeral.
Kendi oğlumun cenazesine gidemedim.
No pude ni asistir al funeral de mi propio hijo.
İçeri giriyorum ve kendi lanet cenazeme katılıyorum.
Solo... entro y me presento a mi propio funeral.
Bilgin olsun, bu takımı giymemin sebebi, gittiğim yerin cenaze olması.
Para tu información, el motivo por el que llevo este traje... es porque voy... a un funeral...
Şarkı söylemem istendi muhterem dostum Son Hae Sop'un cenazesinde.
Me pidieron que cantara... en el funeral... de mi querido amigo... Son Hae Sop.
Kurbanının cenazesine gelmek?
¿ Venir al funeral de tu víctima?
Bu cenaze bir sürü insana yardımcı oldu muhtemelen.
Y ese funeral probablemente ayudase a mucha gente.
Cenazeden sonra Mike'la konuştun mu?
¿ Supiste algo de Mike desde el funeral?
- Gerçek bir cenaze değildi.
- No era un funeral verdadero. - ¿ No?
Kilisede olması gerektiği gibi bir cenaze töreni istiyorum.
Me gustaría que el funeral sea en una iglesia como debe ser.
Kutsal Motor'un çiçeklerinden cenazen için çelenk yapacağım.
Voy a hacer una corona de flores del Santo de las motos para tu funeral.
Bir cenaze hazırlanıyor.
Ya se planea un funeral.
Yarın, Gazette de France bir kraliyet vefatı saygınlığı ile,... cenaze hazırlıklarını yazacak.
Mañana, la Gazette de Francia informará los preparativos del funeral con todas las consideraciones de una muerte real.
- Yanmış bir bebek gördük.
- Vimos el funeral de la niña.
Görüyorum ki cenazeden sonra üstünü değiştirmeye hiç vaktin olmamış.
Veo que ni siquiera tuviste tiempo de cambiarte tras el funeral.
Büyük bir seromoni fazla dikkat çekebilir.
Un funeral atraería mucha atención.
Kocamla düzüştü ve sonrasında da cenazesine gelmeye cüret etti.
Bueno, ella se acostó con mi esposo y luego tuvo el descaro de aparecer en su funeral.
Onlar ayrı bir hizmet istiyorlar.
Quieren un funeral separado.
Orada Roberta'ya hizmetiniz vardı.
Hiciste el funeral de Roberta allí.
Cenazeye gelmek istedi, ama izin alamadı.
Bueno, quiso venir al funeral, pero no pudo conseguir un permiso.
Evet, mesaj bıraktı. Ben'in cenazesine gelmekten daha önemli bir işi varmış.
Sí, dejó un mensaje... diciendo que tenía algo más importante que venir al funeral.
Sürü, cenaze için toplanıyor.
La manada se está reuniendo para el funeral.
Sen ver.
Si quiere llevar a mis hombres a los Glades, bien, es su funeral.
Bu bizim cenazemiz.
Es nuestro funeral.
Ceset yoksa cenaze yoktur.
Sin cuerpo no hay funeral.