English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ F ] / Fırtına

Fırtına traducir español

5,824 traducción paralela
Sadece fırtına var.
Es solo una tormenta.
Fırtına bitene kadar benimle kalır mısın?
¿ Te quedarás conmigo hasta que termine la tormenta?
Wanda Kasırgası güçlenerek istikrarlı bir şekilde Doğu Kıyısına ilerliyor. Rüzgarların karaya ulaşmadan önce büyük ölçüde dağılması bekleniyor ancak bu hala oldukça büyük bir kış fırtınası olabilir.
Se espera que los vientos se disipen, de forma considerable antes de tocar tierra, pero igual será una tormenta invernal muy intensa.
Eğer göl fırtına esnasında taşarsa, hepimizi elektrikle idam ederler.
Si el lago se desborda con la tormenta, nos electrocutamos todos.
Fırtına yaklaşıyor çünkü.
A nadie le interesó la historia. Se avecina una tormenta.
- Fırtına geliyor, haklısın.
Ya lo creo que se avecina una tormenta, maldición.
Kötü haber, Fırtına kız Wanda.
Tengo una mala noticia, huracán Wanda.
Tropikal fırtına seviyesine geriledin.
Te degradaron a tormenta tropical.
Fırtına seni korkutuyor mu?
¿ Te asusta la tormenta?
Bir fırtına, sel oldu.
Que hubo una tormenta, alguna inundación.
Fırtına kapıda.
Viene una tormenta.
Fırtına falan mı?
¿ Es una tormenta?
Fırtına değil.
Eso no es una tormenta.
Yakıtımız bitmek üzere. Liao'yu bir an önce bulamazsak şehirde büyük fırtına kopacak.
Si no encontramos a Liao rápido, esto será como el huracán Katrina.
Sanırım Midwest'te fırtına var.
Supongo que hay tormenta en el Medio Oeste.
Darth Vader'ın Fırtına Birlikleri gibi.
Como los soldados imperiales con Darth Vader.
Evet, sanırım Darth Vader ve Fırtına Birlikleri denizaltı ölüml... Aah!
Sí, creo que Darth Vader y sus tropas volvieron a su Estrella la Muert... ¡ aah!
İnanılmaz bir fırtına geliyor.
Se acerca la tormenta perfecta.
Yani er ya da geç devrildiğinde ve dünyada camdan bir fırtına çıkardığında bunu temizleyecek olan benim.
Es que al final se caerá al suelo y se romperá en una lluvia de cristales, que tendré que limpiar yo.
Fırtına mı?
Una tormenta?
- Bir süper fırtına oluşturduk.
- Hemos creado una super tormenta.
Fırtına dinene kadar orada saklanırız.
Sobrellevarlo mientras pasa la tormenta.
Fırtına öncesi sessizlik diyorum, başka da bir şey demiyorum.
Lo que quiero decir es, la calma antes de la tempestad.
- Fırtına çıkaran adam der tabii.
Te refieres al generador de tempestades.
Chicago'daki fırtına hala devam ediyormuş.
Oye, sigue habiendo tormenta en Chicago.
Ah, onlar benim fırtına camlarım.
Esas son mis contraventanas.
Fırtına camlarımı mı görmek istiyorsun?
¿ Quieres ver mis contraventanas?
Hiç Raiju diye bir şey duydun mu? Bir fırtına canavarı?
¿ Alguna vez has oído hablar de un Raiju... una bestia del trueno?
Fırtına bulutları yaklaşıyor.
Nubes de tormenta se están reuniendo.
Büyük büyükbaban, ne zaman fırtına çıksa çok korkardı.
Tu bisabuelo cada vez que se acercaba una tormenta se aterrorizaba.
Ve yakında karışılacakları fırtına sonrasında Starling halkı o şehir için beni destek edip yolumdan gelecekler.
Y después de la tormenta que van a sufrir, la gente de Starling me apoyará y me seguirá a esa ciudad.
Waikiki'deki fırtına vadisinde katilin silahını bulduk.
Encontramos el arma homicida en un drenaje de agua de lluvia en Waikiki.
Türk geminin fırtına kazazedesi olduğunu söylememiş miydi?
¡ Yo! ¿ No dijo el Turco que la nave fue destrozada en una tormenta?
Bir fırtına hakkında blog yazıyorum.
Estoy blogueando sobre una tormenta que pasará hoy.
Her yıl öğrenciler Kış Fırtınası dansına beraber gidebilmek için birbirlerine abartılı yollarla teklifte bulunurlar.
Cada año, los estudiantes vienen con maneras elaboradas para preguntarse unos a otros para ir al baile de invierno.
Merak ediyorsan bu sana Kış Fırtınası'na birlikte gitmeyi teklif etme yöntemim.
En caso de que te lo estés preguntando, esta es mi manera de preguntarte sobre el baile de invierno.
Evet, Julia Kış Fırtınası'na gidemeyeceğini söyledi, ben de buna göz yumamam o yüzden- -
Cierto. Julia me dijo que no ibas a ir al baile de invierno, y no puedo permitirlo, así que...
Şimdi kim burada Kış Fırtınasına tutulmak için geldi?
Ahora, ¡ ¿ quién está aquí para conseguir un maldito invierno? !
Çünkü eğer bahsedersen, tüm ofisi devasa boyutta bir bok fırtınasına sürükler, değil mi?
Porque si lo hicieras meterías a toda la oficina en una... tormenta de mierda de proporciones bíblicas. ¿ Verdad?
Fırtına yaklaşıyor, Javier.
Se aproxima una tormenta, Javier.
En son hatırladığım şey, teknemi yüklediğim. Ben yola çıktıktan sonra, fırtına çıkmış olmalı.
Lo último que recuerdo es que estaba cargando mi barco.
Boston'da korkunç bir fırtına çıkmış ve tüm uçaklar orada kalmış.
Hay una tormenta horrible en Boston y no despega ningún vuelo.
Demek Fırtına Dani ile tanıştın.
Oye, veo que has conocido a Huracán Dani.
Demek Fırtına Dani ile tanıştın.
Veo que has conocido a Huracán Dani.
- Tam üstlerinde bir fırtına var.
Hay un huracán justo encima de ellos.
Fırtına gittikçe kötüleşiyor.
La tormenta va a peor.
Fırtına.
Daños por la tormenta.
Mağarada bağlı tuttuk hep ve fırtına sayesinde de dönerken yolda kimseyi görmedik.
Estuvo encadenado en esa cueva todo el tiempo, y, gracias a la tormenta, no vimos ni un alma en el camino de vuelta.
Fırtına engelliyor.
Por las interferencias de la tormenta.
Sanırım fırtına henüz geçmedi Bay Reese.
Parece que la tormenta todavía tiene que pasar, Sr. Reese.
Fırtına yüzünden.
Es la tormenta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]