Fıstık traducir español
4,201 traducción paralela
O asla şu fıstık bozunsuyla mutlu olamaz.
Él nunca será feliz con esa pequeña pelusa.
Bose-Einstein kondensatları konusunda düşünme tarzımızı ben değiştirdim ve kafeteryadaki otomata fıstık ezmeli bisküvi getiren de sadece benim.
¡ Yo he cambiado la forma de pensar sobre el condensado Bose-Einstein y además yo soy el único que ha conseguido galletas de cacahuete en la máquina de la cafetería!
Misal, fıstık ezmesinde böcek parçaları var.
Hay trozos de chinches en la mantequilla de cacahuete.
Hayatım, sakladığın fıstık ezmelerine ihtiyacım var.
Bebé, necesito tu reserva secreta de mantequilla de maní.
Hodgins, fıstık ezmelerimi ara sıra ferahlatıcı gıdalar için getirdim.
Hodgins, la traje para comer algo reconfortante de vez en cuando.
Şimdi, eğer bana bir fıstık ezmesi verirsen o zaman Jeffersonian zararını karşılar.
Vamos, si me das la mantequilla de maní el Jeffersonian te lo reembolsará.
Hayatım, fıstık ezmesi.
Bebé, la mantequilla.
Fıstık ezmesi.
Mantequilla de maní.
Fıstık ezmesi mi?
¿ Mantequilla de maní?
Bu adam beni fıstık ezmesi ile ovacak mı?
- ¿ Me frotará con mantequilla de maní?
Beni mecbur edemezsiniz ve fıstık ezmesini özel yerlerime fazlaca süremezsiniz.
No me puedes sujetar y frotarme mantequilla de maní porque sí.
Bu fıstık ezmesini Angela'nın ellerinden zorla aldım.
Tuve que sacarle a la fuerza la mantequilla de las manos de Angela.
Görünüşe göre, bu sabah kırmızıda yasak olan yerde sağa dönünce rahatlaması için bir kaç fıstık ezmesine ihtiyacı vardı.
Aparentemente, necesitaba la suavidad de la mantequilla esta mañana luego de ser atrapada tratando de doblar en rojo.
Yapma... Onu fıstık ezmesinden ona bolca sürdüm ve durmadan ilaç verdim şimdi ona sünger banyosu mu yapacağım?
Vamos ya lo unté con crema de maní, lo llené con fármacos ¿ ahora debo darle un baño de esponja?
Fıstık ezmemden deri böceklerini çıkaracaksın.
Vas a poner escarabajos derméstidos en mi mantequilla de maní.
Fıstık ezmesi için, hiçbir şey Gromphadorhina portentosa'yı yenemez yani Madagaskar tıslama böceği.
Para la mantequilla de maní, nada mejor que la Gromphadorhina portentosa mejor conocida como la cucaracha zumbante de Madagascar.
Bu fıstık koruma mıymış?
¿ Esta mujer tan apuesta es una guardaespaldas?
Merhaba ufak dostum fıstık ister misin?
Eh, amiguito, ¿ quieres un cacahuete?
Bilirsin yunuslar fıstık sever.
A los delfines les encantan los cacahuetes, ¿ sabes?
"Ben Drakula'yım! Falan fıstık!"
Como de : "Yo soy Drácula, bla, bla, bla".
Ömrümde "falan fıstık" demedim!
Nunca en mi vida he dicho eso. "Bla, bla, bla".
Bir saat erken çıkmalıydınız. Falan fıstık.
Deberías haber salido una hora antes, bla, bla, bla.
"Falan fıstık" demem ben!
¡ Yo no digo "bla, bla, bla"!
Falan fıstık. O adamın gerçek Drakula'yla konuştuğunu anladığını düşünsenize.
Y si supiera que es el Drácula de verdad?
Pekâlâ, bütün Drakulalar sıraya dizilsin. Falan fıstık.
¡ Todos los Dráculas, formen dos líneas, bla, bla, bla!
Arabasında fıstık yok mudur?
¿ Es que no mantener los cacahuetes en su coche?
Mark, Woody'ye fıstık almak için gitmiş.
Marcos fue a buscar Woody unos cacahuetes.
Bir şekilde Mark'ı buraya fıstık almaya yollamıştır.
De alguna manera se consigue Marcos venir exterior para obtener los cacahuetes.
Size fıstık getirdim.
Te he traído unos cacahuetes.
Fıstık kim?
¿ Quién es el bombón?
Prestijin var, paran var, elinin altında fıstık gibi karı var ama sen kalkmış Chicago'yu rahatsız ediyorsun.
Tienes el prestigio, el dinero, las mujeres que cualquiera quisiera y te vas contra Chicago.
- Fıstık ister misiniz?
- ¿ Quieres un poco de cacahuetes?
- Fıstık sevmiyor musun...?
- ¿ Te gusta el maní o...?
Hadi fıstık.
Derecha, Brunhilde.
Bir kavanoz fıstık ezmesini içine dolduruyorsun ve bir kavanoz reçel ile dolduruyorsun
Y / o rellenas con un frasco entero de mantequilla de maní y un frasco entero de mermelada.
Biliyorsun, fıstık ezmesinin bir kavanozunda 6000 kalori var.
Un frasco de mantequilla de maní tiene como 6.000 calorías.
Oradaki fıstık ezmesini almadın.
NO agarraste la manteca de maní que esta allí.
Hiç fıstık ezmesi vermiyorlar, bu tuhafların yediği şey de o.
No estan dando mas mantequilla de mani, y era todo lo que Jeral comia.
- Nasıl olacak görelim, bir kaç yıl önce Eski Obie Cornish fıstık gibi kıç avı için dağda zaman geçiriyordu. Sen de o dağın üzerindeydin.
- Bueno, viendo como hace unos años, el viejo Obie Cornish que pasó muchos días reventándose el culo por una miseria en la vieja montaña en que estás.
Senin gibi fıstık birini burada bırakması utanç verici.
Es una lastima abandonar un dulce pedazo de trasero como el tuyo aquí.
Fıstık gibi bir kadındı.
Era sensual.
Fıstık ezmesi ve bal. Tezgahın üstünde buldum.
Mantequilla de maní y jalea que hallé en la mesada.
Fıstık veya kraker ister misiniz?
¿ Se le ofrecen maníes o pretzels?
Fıstık ezmeli ve muzlu kızarmış sandviç yerken.
Comiendo un sándwich tostado de manteca de maní y banana.
Eğer bunu anlarsan, o zaman bademi kaparsın anlamazsan da fıstık alırsın.
Si lo consigues, es como una almendra si no, te dan cacahuetes.
" Bir sürü sandviç, fıstık ezmesi, jöle var.
" docenas de sándwiches de mantequilla de maní con mermelada,
Bay Demir İran istihbaratı için çalıştığı kesin bilinen ajanlarla birlikte biraz fazla sıkı fıkıymış. Onlara Amerika istihbaratını veriyormuş. Ki bunu da diplomatik bağlantılarından sağlıyor.
El Sr. Demir se sospecha que estaba un poco más que implicado con cierta red de agentes de inteligencia iraníes y que les daba información sobre Estados Unidos que recababa merced a su contactos diplomáticos.
Su fışkırtmaya çalıştım, ama bize gülüp geçti, bizde kaçtık.
Lo traté de rociar con una botella de agua, pero se burló de nosotros, así que corrimos.
Fıztık ezmesindeki yağlar siyanoakrilatdaki yapışlanları ayrıştıracak.
El aceite de la mantequilla romperá la cohesión de los cinoacrilatos.
"Ama Mavis'im tatlışım, dışarısı güvenli değil falan fıstık."
¡ Bla, bla, bla! ".
Tek bir yol var, falan fıstık.
Solo hay un camino, bla, bla, bla.