Gastón traducir español
166 traducción paralela
- Gaston Monescu.
- Gastón Monescu.
Gaston!
¡ Gastón!
Üstünüzde bir kürk mantoyla locadaydınız ve sizi tanıdığını bildiğim Gaston "Marguerite hastaydı." dedi.
Estaba sentada en un palco con el abrigo puesto y Gastón, un hombre que ambos conocemos dijo : "Margarita estuvo delicada".
Hayatında ilk kez doğru bir laf ettin Gaston.
Por una vez tienes razón, Gastón.
Bana anlatsana Gaston.
Cuéntamelo, Gastón.
Gaston'un tüm fıkralarını bilirim.
Sólo que conozco los cuentos de Gastón.
Benimle dans et Gaston.
Baila conmigo, Gastón.
"Kaçırdığın tayin" ile Gaston ne kastediyordu?
¿ Qué dijo Gastón acerca de un compromiso que dejaste?
Hiç. Dışişleri bakanlığı Gaston'un istediğimi sandığı göreve başkasını tayin etmiş.
Alguien me ofreció un puesto en el extranjero y Gastón pensó que debía aceptarlo.
- Merhaba Gaston.
- Hola, Gastón.
- Evet Gaston, nerede?
Sí, Gastón, ¿ dónde está?
Gaston.
Gastón.
Sevgili Gaston.
Querido Gastón.
- Geri gelecek, değil mi Gaston?
- Tiene que volver, ¿ verdad, Gastón?
Gaston hasta olduğunu söyledi, ama pek ilgilenmedi.
Gastón le dijo que estabas enferma, pero a él no pareció interesarle.
- Gaston?
- ¿ Gastón?
Gaston.
- Gastón. - Sí, señor.
- Nereye gidiyoruz? - Ganson'un yerine.
Nos vemos en el bar de Gastón.
- Gaston.
- Gastón.
Polisler Gaston'a Noémie'nin resmini göstermiş.
La policía le mostró a Gastón una foto de Noémie.
Ayrıca Gaston dostumuz.
Además, es amiga de Gastón.
Gaston ile halledin bu işi.
Vaya a ver a Gastón.
Gaston'u görmeye gidemem.
No puedo ver a Gastón.
Bu Gaston'un sabıkası var mı?
¿ Sabes si Gastón está fichado?
Bir de Gaston'un yalancı şahitliği var.
Además, está el perjurio de Gastón.
Gaston'un barındaydılar.
Estaban en el bar de Gastón.
"Jüri üyeleri, Gaston sabıkası olmayan biridir."
"Gastón, miembros del jurado, carece de antecedentes."
Sadık Gaston.
Gastón es leal.
Gaston'a istediğimi yaptırırım.
Tengo a Gastón en mis manos.
Gaston, bu yeni çobanınız Peder Perreau.
Gastón, tu nuevo pastor, el padre Perreau.
New Yorklu İrlandalı, ha Gaston?
En especial, irlandés de Nueva York, ¿ eh, Gastón?
-... O kim? - Gaston.
- Gastón.
Mösyö Gaston, ah, o çok sevimli
Monsieur Gastón Qué guapetón
Merhaba, Gaston.
- Bonjour, Gastón.
Gaston, kitabımı alabilir miyim, lütfen?
Gastón, ¿ me devuelves mi libro, por favor?
Gaston, sen kesinlikle ilkel birisin. Neden, teşekkür ederim, Belle.
Gastón, eres prehistórico.
Lütfen, Gaston, gelemem.
Por favor, Gastón, no puedo.
Gaston'a ne diyorsun?
¿ Qué hay de Gastón?
Ah, oğlum, Belle hayatının sürprizi ile karşılaşacak. değil mi, Gaston?
Vaya. Bella se llevará la sorpresa de su vida, ¿ no, Gastón?
Gaston. Ne hoş bir sürpriz.
Gastón, qué agradable sorpresa.
Sen benim hayallerim hakkında ne biliyorsun ki, Gaston?
¿ Qué sabes tú de mis sueños, Gastón?
Gaston, ben...
Gastón...
Çok üzgünüm, Gaston, ama... ama... ben seni haketmiyorum.
- Lo siento, Gastón, pero... ¡ Pero no te merezco!
Madam Gaston
Madame Gastón
Kimse Gaston'a hayır diyemez. Kesinlikle haklısın.
- Nadie le dice que no a Gastón.
Gaston, kendini toplamalısın.
Gastón, debes animarte.
Tanrım, seni böyle görmek beni üzüyor, Gaston
Vaya que altera el verte, Gastón
Buradaki herkes senin yerinde olmak isterdi, Gaston Şişliklerin olduğunda bile
Ser como tú Todos quieren, Gastón Aunque les des un trompón
Kimsenin boynu Gaston'unki kadar inanılmaz kalınlıkta değil
Nadie es ágil como él Nadie tiene un cuerpazo Como el de Gastón
Onlar da sana kimin takımında olmayı istediklerini söylesinler. Ooh!
Te dirán que su equipo Es el de Gastón
Vay, bir kere bile ıskalamadın, Gaston. Sen bu dünyadaki, en büyük avcısın.
Acertaste todos los tiros, Gastón.