Genellikle traducir español
8,098 traducción paralela
Genellikle daha agresif olurdun.
Normalmente eres muy beligerante.
Ev de nasiplenir tabii, genellikle Twix.
No se van a tirar todos esas golosinas. Bueno, la casa se queda con su porcentaje.
Bu teknik ayrıntı genellikle ABD gümrüğünün işidir.
Un detalle técnico generalmente a cargo de la Aduana de Estados Unidos.
Genellikle, böylesi bir projeye bakarım ve tek düşündüğüm şudur ; "Vay be, bundan ne para kırarım."
Normalmente, echaría un vistazo a un proyecto como este y lo único en lo que pensaría sería "guau, de aquí puede salir una millonada".
Genellikle bu tip şeyleri teşvik ederler, ama adam koreografın izin vermeyeceğini söyledi. - Hanımefendi?
Normalmente, animan a hacerlo, pero dijo que la coreógrafa lo prohibía.
Pekala, günün yaklaşık 15 dakikasında üretken olabiliyorum o da genellikle öğlenden sonra 3 : 45 civarlarında oluyor.
Bueno, sólo soy realmente productivo durante unos quince minutos al día, Normalmente por la tarde, sobre las 3 : 45.
Bekar bir anne olduğumu öğrendikten sonra bile, ki genellikle bu erkeklerin aniden yapacak başka bir işleri olduğunu hatırlayıverdikleri zamandır.
Incluso cuando supo de mi hija, que es cuando los hombres huyen.
Genellikle de ben kazanırdım. Öyle mi?
Pero, sí, jugábamos muchos uno contra uno... que solía ganar yo, debo añadir.
Dolayısıyla, Salı günleri genellikle akşam saat 9 civarında evde olurdu.
Así que, los martes... usualmente llegaba a la casa como a las 9 : 00 P.M.
Uyuşturucu müptelalarının evlerini genellikle derli toplu olmaz.
Los drogadictos no suelen tener un piso tan limpio.
Genellikle ve çok açık bir biçimde.
Usualmente, es obvio.
Genellikle günün sonunda böyle yaparız. Yani yürüyüşü tamamladıktan sonra oraya gideriz.
De es la forma en solíamos hacerlo en el pasado, con Jessie Hill, Professor Longhair, Dr. John.
Saldırı aleti de genellikle şekli hakkında bir yorum yapmaya sebep oluyor.
Y la herramienta de ataque a menudo causa una marca... de la forma del objeto usado.
- Evet, ama genellikle onları atarım.
- Sí, usualmente las tiro.
Kurbanın kıyafetlerini çıkarmak genellikle ortak bir cinsel ilişkiyi gösterir.
El desnudar a una víctima normalmente implica un componente sexual.
Biraz abartıyorum belki ama belki Kern genellikle Lexy olarak dışarı çıkıyordu. Balonun kraliçesi gibi.
Voy a suponer algo, quizá... es un decir, Nelson Kern normalmente... salía por las noches como Lexy... la reina de la fiesta.
Genellikle gruplar birbirlerine kuralına göre bağlıdırlar.
A menudo, los grupos están unidos por un código.
Ben genellikle el ile yazarım.
Lo escribo todo a mano.
Genellikle davaların en ince ayrıntısıyla, her yönden bizzat kendin ilgilenirdin. Ama bugün yoksun bile.
Quiero decir, normalmente controlas cada aspecto del caso, y hoy, no lo haces.
Genellikle kızlardan ayrılırken dürüst davranırım.
Dile que te mudas a Sunderland. Oye, no estés triste.
Genellikle yöneticilerin başına gelir. "Gayri resmi halledelim." Sonra bir bakmışsın kötü bilgi ile beslenmişsin.
Normalmente, esto se habla entre directores de campana, vamos a hablar de forma extraoficial y entonces te proporcionan información errónea.
Marangozlar, genellikle bu tarz şeyleri farketmeyi kendilerine huy mu edinir?
¿ Los carpinteros suelen tener la costumbre, de observar esas cosas?
Bu iyi bir şey. Çünkü genellikle kendimi tanklar girmeden birkaç gün önce sıcak bölgede buluyorum.
Lo cual es bueno, porque frecuentemente me encuentro en "zonas calientes" por algunos días antes de que lleguen los tanques.
Genellikle buna pek bakılmaz ama hepsinde de aynı hastalık var.
No es algo que usualmente se busque, pero todos ellos tienen la misma enfermedad.
Kaya kaymaları genellikle toprak seviyesindeki sismik kaymalarla başlar.
Los desplazamientos de las rocas a menudo comienzan con pequeños movimientos sísmicos al nivel del suelo.
Genellikle çok genç ve ince garsonları ayarlamak için asılan biriyim.
Mayormente, me lanzaré sobre las camareras que son demasiado jóvenes y flacas para interesarse en mí.
Genellikle öyle oluyor.
Normalmente sí.
Genellikle bizim uydurduğumuz şiddetli bir fırtına ya da garip akıntı hikâyesi ile sonuçlanır.
Por lo general estaríamos escribiendo una historia sobre una tempestad inusual o alguna corriente extraña.
Reçine genellikle boğanın ipini daha sıkı kavrayabilsinler diye rodeocu eldivenlerinde kullanılır.
La colofonia se usa a menudo en los guantes del jinete para ayudar a sujetar la cuerda del toro.
Tecavüz kurbanlarının hedefi genellikle cinsel organları olur.
Las víctimas de violación van normalmente a por los genitales.
Hastalar genellikle komaya girerler. Ardından da ölüm gelir.
Normalmente el paciente entra en coma y muere.
İlk uçuşlar genellikle yanlış başlangıçlar ortaya koyar.
Pero los vuelos inaugurales a menudo resultan ser un poco una salida en falso.
Köpekler, genellikle sık çalılıklarda yaşadıklarından bu düzlük ülke ekibe yardımcı olmuş olmalı.
Los perros suelen vivir en espesos matorrales, por lo que este lugar abierto debe ayudar a la tripulación.
Çiftleşme oyununda genellikle erkekler riske girer ve en fazla çabayı onlar gösterir.
En el juego de la seducción, es usual que los machos tomen los riesgos y hagan el máximo esfuerzo.
Çiftleşme oyununda son noktayı koyanlar genellikle erkekler değil dişilerdir.
Por lo general, en el juego de la seducción, no son los machos, sino las hembras quienes tienen la última palabra.
Genellikle, süper kütleli kara delikler daha büyük, çok daha büyük kütleli galaksilerde bulunurlar.
por lo general, supermassive agujeros negros se encuentran en mucho más grande, galaxias masivas mucho más.
Şey, Genellikle, Harry ve Samual için sonu arka koltukta sarılarak uyumak oluyor.
Normalmente son Harry y Samuel los que se acurrucan detrás.
İnsanlar sarhoş olduklarında genellikle içindekileri döker, değil mi?
Si una persona se emborracha, habla sonbre todo, ¿ verdad?
Genellikle gece 10 civarı uyuyorum. Kendi başıma... Yorgun bir şekilde...
Bueno, a menudo me duermo a las 10 solo... exhausto.
Hayaletler genellikle zararsızdır.
Los fantasmas suelen ser apariciones inofensivas.
Personel sefim Edwin, genellikle dikkatlice gözden geçirir. ama bu sefer boynuna asmama izin verecek.
Mi jefe de gabinete, Edwin, por lo general con cuidado revisa las facturas para mí, pero esta vez me dejó tomar en el cuello.
Bizim seyahatimiz bundan daha karmasikti. hayat gibi, genellikle böyledir.
No, nuestro viaje fue tanto más desordenado que el que como la vida, a menudo es.
Servis çağrılarını genellikle gecenin 2'sinde mi yapıyorsunuz?
¿ Suele hacer llamadas a las 2 : 00 a. m.?
Bu tipteki spina bifidanın en hafif haline sahip hastalar genellikle farkında bile olmazlar.
La gente que tiene este tipo de espina bífida moderada ni siquiera sabe que lo tiene.
Genellikle akli hastalıklardan kaynaklanır.
Por lo general algún tipo de enfermedad mental.
İş yaptığımız yerde genellikle tuna balığı ya da kılıç balığı satıyorduk.
Bueno, de dónde venimos, es principalmente atún y marlín y pez espada.
Genellikle dümen mili ve rulmanlar elden geçirilir önce.
El casco es por lo general lo primero que se rompe fácilmente.
Viski... Viski severdi genellikle ve...
Le gustaba beber bourbon, en su mayoría.
Bu mümkün. Bu tarz tipler genellikle birlikte takılırlar.
Es posible, ciertamente vendía su parte de cocaína por Brick.
Genellikle hücre cezası alırım.
Más como un régimen de aislamiento.
Genellikle hayatın üzerine bahse girer misin?
¿ Arriesgamos tu vida por "normalmente"?