Ghetto traducir español
329 traducción paralela
Shinjuku bölgesini bitirdiler.
El Ghetto de Shinjuku está acabado.
Tamam. Shinjuku bölgesinin 4. kısmını kordon altına alın.
Desplieguen un cordón en la cuarta zona del Ghetto de Shinjuku.
Polonya gettolarındaki kasvetli caddelerde umarsızca gezerler.
Se les vio indiferentes en las calles sombrías del ghetto polaco.
25 yıl önce biz Almanlar, Polonya gettolarını inceliyorduk.
Los alemanes vimos el ghetto judío hace 25 años.
1914'ten farklı olarak artık garabetlere... ve bu komik, şüphe uyandıran getto tiplerine aynı gözle bakmıyoruz.
A diferencia de 1914, ya no sólo vemos lo más grotesco... y cómico de estos personajes cuestionables del ghetto.
Elbette bu getto Yahudileri henüz temiz Avrupa kıyafetlerini üstlerinde tam olarak taşıyamıyorlar.
Claro que estos judíos del ghetto no se acostumbran... a sus limpias ropas occidentales.
Babaları ve dedeleri gettolarda yaşamıştır. ama bu dıştan fark edilemez.
Sus padres y abuelos vivieron en el ghetto, pero eso ya no es notorio exteriormente.
die Rotschild's. " " Das wird eure Macht sein. " " Wenn diese Macht kommt denkt an das Ghetto. "
Ese será su poder, y cuando lo obtengan, vuelvan al ghetto.
Gettoda yaşayan Yahudiler, bütün planları bilmek durumunda değildir.
El judío del ghetto no necesita saber todos los planes.
Son günlerde gettolar çok sessiz.
El ghetto está muy tranquilo últimamente.
Yahudi işi biraz ilerledi. Evlerinin bazıları yakıldı. Fırtına Birliği gettoda saldırılar düzenliyor.
Podríamos quemar las casas de los judíos, lanzar un asalto sobre el ghetto.
Tüm getto çok sessiz.
El ghetto está tan tranquilo ahora.
Gettoda küçük bir ortaçağ eğlencesi düzenleyeceğiz.
Llame a los milicianos. Montamos un espectáculo medieval en el ghetto.
Ne zamandan beri gettoları bu kadar çok düşünüyorsun.
¿ Desde cuándo le importa tanto el ghetto?
Çünkü Schultz o berberin dostu idi.
Schultz era amigo del ghetto, de ese barbero.
Gazetelerin yazdığına göre kumandan Schultz gettoda saklanıyormuş.
Según los diarios, Schultz está en el ghetto.
Polis merkezindeki kumandanlar gettoda saklandığını düşünüyor.
" La policía cree que podría esconderse en el ghetto.
SCHULTZ GETTO ÇATILARINDA YAKALANDI
DETENIDO SCHULTZ EN UNA AZOTEA DEL GHETTO
Ben buna inanıyorum. Geçen akşam televizyonda Gary'de, yoksul bir mahallede biri vardı.
La otra noche en televisión había un tipo en el ghetto de Gary.
Kongre toplantısı var, savaş var. Beysbol var, gergin bir şehir burası. Ayrıca kameramanlarım polis koruması olmadan kenar mahallerine gitmeye korkuyorlar.
Dentro de poco tengo una convención, una guerra, tengo el béisbol, una ciudad nerviosa más al cobardica que tengo por cámara, que tiene miedo de adentrarse en el ghetto sin protección policial.
Soylu âlicenaplıklarıyla bir gettoya dönüştü.
¡ Convertido en un ghetto bajo su patrocinio!
Ben o oynak kıçlı zencilerden değilim, dostum.
No soy ningún negro del ghetto.
Getto kurallarının, 7 nolu paragrafını biliyor musun?
¿ Conoces el punto 7 de la ley del ghetto?
Yoksa gettoda mı aldın onu?
¿ O la has comprado en el ghetto?
Biz gettodayız Mischa!
Estamos en un ghetto.
Bugün sen bilirsin. Yarın komşular... Yakında bütün gettoda konuşulur.
Hoy te has enterado tú, mañana los vecinos y pasado mañana en el ghetto no se hablará de otra cosa.
Ama lanet Gestapo, burada... radyo olduğunu anlar.
La maldita Gestapo se enterará de que hay una radio en el ghetto. ¿ Y que harán?
Gündüz mü yapacağız bu işi?
¿ Pretendéis transportarla por el ghetto a plena luz del día?
Şimdi biliyor ve gettonun geri kalanı da öğrenecek.
Todo el ghetto habla de lo mismo, y además ahora también lo sabe ella.
Ben gettodanım.
Soy del ghetto.
Ama sadece gettoda ki çocuklara yasak.
Pero está prohibida únicamente en el ghetto.
Dışarıdaki çocuklar dinleyebilir.
Fuera del ghetto todos pueden oírla.
Ama gettoda her gün hiç tanımadığın insanlar ortadan yok oluyor.
Pero en el ghetto desaparecen cada día personas que uno apenas conoce.
Haberler gettoda yayılmaya başladığından bu yana... intihar eden tek bir kişi... bile duymadım.
Desde que las noticias circulan por el ghetto, no he vuelto a oír hablar de un solo caso de suicidio.
Gettoda başka radyo mu var?
¿ O acaso existe otra radio en el ghetto?
Bütün gettoya haber yaymak...
Prover con informaciones a todo un ghetto...
Anderson, Kaliforniya Los Angeles varoşları
Anderson, California, un ghetto de Los Ángeles
Gettoyu yerle bir ediyoruz.
Estamos arrasando el ghetto.
Bir üniversiteye hippi veya bohem bir mahalleye yakın bir süpermarkette yani o tarz bir muhitte süpermarkete gidip kurabiyelerin olduğu reyona bir bakın.
... cualquier barrio que esté cerca de una universidad, o de un "ghetto", ya sabéis, o una zona bohemia un barrio "hippie", ¿ no? ¡ El supermercado de esa zona! Entrad en el supermercado de esa zona y echadle un vistazo a la sección de las galletas.
Çok güzeldi bir zamanlar.
- Ella era el alma del ghetto, sin duda. - Era una belleza.
Polonya Tramvayı Yahudilere yasak! Getto sağ tarafta.
El tranvía polaco, esta prohibido para los judíos, cuando pasa por el Ghetto.
Getto'daki dilencilere sorun ". Gıda altın gibidir.
Dile eso a los limosneros en el Ghetto.
Cutek ve O'nun Nazi kolluğu.. Getto etrafında kontrol yapan Almanları eğlendirirdi, Hayvanat Bahçesine turistik ziyaret gibi.
Cutek y su brazalete nazi, divertía los alemanes que paseaban alrededor del Ghetto como turistas visitando el zoológico.
O "Ghetto" kurtuldu. İLKBAHAR 1941 Çünkü her yerde kaçakçıları vardı
El Ghetto sobrevivia porque los contrabandistas estaban en todos lados,
Bu gece seni "getto" ya geri götüreceğiz. Teşekkürler, Lydia.
Te llevaremos al Ghetto esta noche.
Bu nedenle Martin, bir daha Getto'yu asla terketmeyeceğine dair söz vermeni istiyorum. Veremem.
Martin, promete que no dejaras el Ghetto de nuevo.
Getto'da elit bir satıcı gurubu... Casus ve Kaçakçılar, Café Sztuka'da buluştular!
En el Ghetto, un selecto grupo de distribuidores, espías y contrabandistas se reunen en el Cafe Sztuka.
Tüm Yahudiler, 15 Kasımda bu sınırların içinde olacaktır...
Este distrito no es un ghetto.
Onları sonra gettoya götürün.
Llevatelos al ghetto.
Ama Baba, ben Getto'dan dışarı çıkıp geri döndüm,
Pero papá, salí del ghetto y regresé.
Hızla Getto'daki sefaletten uzaklaşıyordum.
Casi olvidaba la miseria del Ghetto.