Gilbert traducir español
1,495 traducción paralela
- Seni mi Gilbert? Tabii.
- Siempre, Gilbert.
- Gilbert?
- ¿ Gilbert?
Gilbert, bu resimde 40'larında kısa boylu, kel bir Asyalı var.
Oye, Gilbert, ésta es la foto de un asiático de 40 años.
Arkadaşın kim, Gilbert?
¿ Quién es tu amigo?
Buradaki kredin bitti Gilbert.
Ya te gastaste tus cien dólares, Gilbert.
Kusura bakma ama Ajdar ile aynı asansörde kalsam daha iyi. Ya da Mustafa Topaloğlu, Arto... Banu Alkan...
Prefiero quedarme encerrado en un ascensor con Nathan Lane Gilbert Gottfried, Carrot Top Sean Hayes...
Tahmin et ne oldu Molly Gilbert, masa 1'e gönderildin.
Sabes, Molly Gilbert. Te cambiaron a la mesa uno.
Görünüşe göre küçük Molly Gilbert yetişkin masasının tadını çıkarıyor.
Parece que Molly Gilbert está disfrutando su salmón para adultos.
- Gilbert.
- Gilbert. - ¿ Qué?
- Ne? Keçiye Gilbert adını vermiştik.
Se llama Gilbert.
- Gilbert. Hala iyi durumdasın.
- Gilbert, no estás mal.
- Gilbert, Jake'e merhaba de.
- Gilbert, saluda a Jake.
Hank, cesedi kaldırması için Gilbert'i buraya getir.
Hank, trae a Gilbert aquí para que ayude a mover el cuerpo.
- Peki ya Gilbert?
- ¿ Qué me dices de Gilbert?
Gilbert doktoru buldu.
Gilbert encontró a Doc.
Hank, Jenny ve Gilbert'i al.
Hank, toma a Jenny y Gilbert.
Haydi Gilbert, gidelim.
Vamos, Gilbert, vamos.
- Gilbert gitmiş.
- ¡ Gilbert desapareció!
- Gilbert yok mu?
- ¿ Dónde está Gilbert?
Gilbert ve Sullivan'ın yamalarına da.
Nada que ver con Gilbert y Sullivan.
Gilbert Godfrey'le çalışıyormuşum gibi hissettim. Bu çok...
Siento que estoy trabajando con Gilbert Godfrey y...
Baskı altındaydım. Benim lisemde Gilbet Garcia sana ot verirse ya alacaksın ya kaçacaksın.
Si Gilbert García te ofrecía hierba, o fumabas o te largabas.
- Gilbert'ın sloganını sevdim.
Gilbert tenía un eslogan pegadizo. Tuve náuseas todo el día.
- Şef Giber siz misiniz? - Henüz değil.
¿ Ud. es el comisario Gilbert?
Yani henüz şef değilim ve adım da, ne yazık ki, Giber değil.
No, no aún... quiero decir, que no soy aún comisario. Y que no me llamo Paul Gilbert, por desgracia.
- Yani, genellikle adım Giber değil.
Es decir, estoy seguro que no me llamo Gilbert.
Şef Giber siz misiniz? Evet.
¿ Es usted el comisario Gilbert?
Noel Baba Giber " di. Tamam, gül bana.
No, era Gilbert disfrazado de Santa Claus.
Yayılın ve işaretimi bekleyin!
Aquí Gilbert, dispérsense y esperen mi orden : ¡ Vamos!
Çünkü beni, Şef Giber " i tanımıyorlar. Burada, tuzağı bekliyorum.
Pero no pensaron que el comisario Gilbert no caería en su trampa... aquí tendida.
Şimdi şefi ara!
¡ Ahora llama a Gilbert!
Şefi arasana.
¿ Por qué no llamas a Gilbert?
- Ben sadece Giber " den korkuyorum.
- A mí sólo me preocupa Gilbert.
Bunu size Giber söylüyor!
¡ Se los dice Gilbert!
Yaptığım hatalar yüzünden Giber beni öldürecek
Gilbert me va a matar.
Giber " i gördün mü?
- Así parece. ¿ Han visto a Gilbert?
"Kraliçe Christina", Greta Garbo'nun geceyi John Gilbert'la geçirdiği odaya veda ettiği sahne.
"La reina Cristina de Suecia", cuando Grabo se despide del cuarto en el que ha estado con John Gilbert.
Ona hiçbir şey söylemeyeceğim.
- No le diré nada. - ¿ Me lo jura, Gilbert?
Adının Gilbert Warner olduğunu söylüyor.
Dijo que su nombre era Gilbert Warner.
Şirket ve şahsi vergi kayıtları adamın Rogers Otomotiv'in başkanı olduğunu doğruluyor. Ama izini iyi kaybettiriyor.
Los impuestos de la Compañía y personales confirman que es presidente de Automóviles Gilbert pero sabe como cubrirse las espaldas.
Ve bazı nedenlerden ötürü Gilbert ve Sullivan'a dair bir yükleme.
Por alguna razón, un montón de Gilbert y Sullivan.
Ve Aaron Gilbert...?
¿ Y Aaron Gilbert es...?
Belki de music Aaron Gilbert'in partiye getirdiği tek şey değildir.
Es posible que la música no fuera lo único que Aaron Gilbert llevo a la fiesta.
Aaron Gilbert?
¿ Aaron Gilbert?
Gilbert kardeşlerin ikisi de batmamak için konuşacak gibi gözüküyor.
Bueno, parece que los hermanos Gilbert están dispuestos a pagar su delito.
- Jason Gilbert. Kurşun girip çıkmış. Ama iyileşecek.
Jason Gilbert, disparo con entrada y salida, se pondrá bien.
Vurulan çocuk Jason Gilbert bu mahallede pek sevilmezmiş.
Jason Gilbert, al que dispararon, no tiene muy buena fama.
- Jason Gilbert sana ne yaptı?
- Jason Gilbert. ¿ Qué te hizo?
Jason Gilbert'ı tanımıyor muydun?
¿ No conocías a Jason Gilbert?
Ne yapıyorsun, Giber?
¡ Tiene visita! ¿ Qué haces Gilbert?
Söz veriyorum.
Daniel, lo seguimos, vemos dónde tiene su guarida, y se lo decimos a Gilbert. Él se ocupará de todo. Te doy mi palabra.