Girme traducir español
3,457 traducción paralela
Doğru olanı yapıyorsun. On dakika dolmadan girme sakın.
No entres antes de que hayan pasado diez minutos.
Görüp görebileceğiniz en havalı, en yenilikçi ameliyatlardan birine girme şansına sahipsiniz.
Vuestra oportunidad de operar en una de las más guays e innovadoras cirugías que veréis jamás.
Öyle huzurlu hissettirme olaylarına falan girme henüz benle.
Bueno, aún no te pongas cálido ni cariñoso conmigo.
Bu ilk hırsızların Leviathan'a girme yöntemiydi.
Así es como el primer equipo de ladrones entró al Leviathan.
Seni Buggy diye çağıracağım ve sonra diyeceğim ki, lütfen ağzıma girme.
A ti te llamaré Bichito, y a ti te llamaré... por favor no te metas en mi boca.
Apartmana girme kısmı planlanmış ve yöntemli görünüyor ama öldürme kısmı karmakarışık ve düzensiz.
Lo que significa que la entrada a los departamentos fue planificada y metódica pero los asesinatos en sí parecen caóticos y desorganizados.
Belki zanlı onları tanıyordu, içeri girme kısmını planladı ama karşı karşıya gelince öfkelendi ve gözü döndü.
Quizás el su-des los conocía y se tomó su tiempo para planear el ingreso pero una vez que se acercó, lo descontroló su furia.
Aklında olsun, görseller kısmına girme.
Sólo para que lo sepas, no hagas click en "imágenes"
Ne yaparsan yap, ama sakın bu odaya girme.
Hagas lo que hagas, no entres en esa habitación.
İçeriye zorla girme olayını bilmiyoruz.
No sabemos nada de un asalto.
İçeri girme sorumluluğum var benim.
Tengo la enorme responsabilidad de atender a mis fans en el bar.
Joe Carroll, hapisteyken internete girme imkânı bulmuş ve bu internet erişimiyle de insanlarla bir bakıma iletişime geçmeye başlamış.
Joe Carroll, mientras estaba en prisión, ganó acceso a internet y con el acceso a internet...
Birinin kömürlüğe girme sesini duymuş olabilirim.
Habría oído a alguien entrar al sótano.
Okuduğum için özür dilerim, özeline girme niyetinde değilim.
Lamento haberlo leído, no quise violar tu privacidad.
Hemen boş yuva havasına girme.
No la triste y vacía fase que sigue, todavía.
İşin ucunda mezara girme riski var. Anlıyor musunuz beni?
Implica un riesgo serio. ¿ Entiende?
Buraya girme yetkiniz yok.
Oigan, Uds. no están autorizados para estar aquí dentro.
Kim krallığıma silah kuşanıp girme cüretini gösterebilir?
¿ Quién sería tan atrevido de venir armado a mi reino?
- Anna, davet edilene kadar içeri girme.
Ana, espere hasta que llaman.
Bir : Asla şekerden bir eve girme.
Nunca vayas a una casa hecha de dulce.
O bara girme amacın adalet dağıtmak değil miydi? - Bilmiyorum.
¿ Para qué entraste a ese bar, si no a buscar justicia?
- Bladesey, korunmadan girme.
- Bladesey, no te vayas a pelo.
Hiç havalara girme.
Oh, no te hagas ilusiones.
Girme oraya!
- No vayas allí.
Sullivan girme oraya!
No vaya allí.
Bulaşma, baskı ve içine girme.
lnfestación, opresión y posesión.
Zorla girme belirtileri var.
Señales de entrada forzada.
"Radyasyon bölgesine girme."
"No entres en la zona de radiación".
Göçer, içeri girme!
Wanda, ¡ no entres ahí!
Yaşlı sınıfına girme yolundayım.
De camino a la ancianidad.
Girme.
No entréis.
Sakın havalara girme.
Que no se te suba a la cabeza.
Sakın içeri girme.
No entres.
Silahsız oraya girme.
No entres desarmado.
Ya yap ya da buraya dönme zahmetine hiç girme.
Si no paras, no te volveré a ver.
Havalara girme.
No sea engreído.
İş telefonuysa araya girme, tamam mı?
Cuando sea una llamada de negocios no interrumpas, ¿ sí?
Duşa geri girme ihtimalin var mı?
- ¿ Vas de vuelta a la... -... ducha, por casualidad?
Bence Emanuel'in hayatına iyi bir çocuğun girme vakti gelmişti. Niye?
Creo que es hora de que Emanuel tenga un buen compañero en su vida.
Sana oraya girme dediler, Garrett!
Te dijeron que no nadaras, Garrett.
Suya girme vakti yaklaşıyor.
Casi es hora de meterse.
Suya girme vakti.
Hora de meterse.
Bu tür bir şeye girme. Tamam mı?
No hagas esto en algo que no es. ¿ De acuerdo?
Onunla bahse girme.
no apuestes a que eso pasará.
Onunla bahse girme.
No lo apuestes!
Fazla beklenti içine girme.
No esperes demasiado.
Bu işe girme sebebimiz bu değil mi?
Diablos. ¿ No es por eso que estamos en esto?
Riske girme.
No te arriesgues.
Silahsız girme.
No entres desarmado.
Bu tür bir şeye girme.
¿ Eh? No hagas esto en algo que no es.
Müzik çifti havalarina girme tamam mi?
Joder, somos una pareja de la industria.