Graffiti traducir español
310 traducción paralela
Bir duvar yazısı vardı :
Hay un graffiti,
- Bizi grafitiye çevirmişti!
- Y nos convirtió en graffiti!
En azından grafiti değil.
Al menos no fue un graffiti.
Duvarlar olur, grafiti yapmak için.
Se podrían alquilar paredes y aerosoles para hacer los propios graffiti.
Arabadaki grafitiyi söktürmek 40 $'a mal oldu. - Sahi mi? - Evet.
Ya pague 50 dlls por que me limpiaran el coche de graffiti de veras.
Oradayken pis çizimlere doğru dönecek.
Se vuelve hacia el graffiti de ahí dentro.
Graffiti New York'ta bir meslek.
Pintar grafiti en Nueva York es una vocación
Graffiti yüzeye bir uygulamadır.
grafiti es la aplicación de un mensaje a una superficie
ve graffiti bunun sembolü. Hayır, Sistemi çalıştıran be değilim, Ben sistemi bombalıyorum.
No, yo no me salto el orden, yo bombardeo al sistema
Ve o graffiti sanatçılarının lehine soğukkanlı olmak gibi, sakin ve aklı başında o sanatını trende ortaya koyabilir.
Y ello ayuda al escritor de grafiti a tomárselo tranquilo y calmo, sobre como plasmar su arte en el tren como pueda
1970'lerde New York'ta yeni bir neslin "hip-hop" olarak isimlendirdiği alt kültürün rap'i graffitisi ve break dansı gerçekçi ifadeler olmaya başladı. Graffiti yazıldı.
En el Nueva York de los años 70, el pintar grafiti, rapear y bailar break se convirtieron en las principales expresiones de una nueva subcultura juvenil llamada hip-hop grafiti es la palabra escrita
Diyebilirsin. Graffiti her yerde.
Puedes preguntar grafiti por todas partes
Yıllar önce, graffiti çokça gizli ve hoştu.
Hace años, era como un secreto
Evet, kıyaslanabilir graffiti görüyorum.
Bueno... he visto grafiti semejantes
üç kartlı monte gibi ve cebe atmak ve hırsızlık ve graffiti bizim özel ve kamu alanlarımızı kirletiyor.
es como el juego de los trileros el robar carteras o el robo en las tiendas y el grafiti que daña muros públicos y privados
Röportajcı : Biz graffiti hakkında bir film çekiyoruz New York'ta.
Grabamos un documental sobre grafiti en el metro de NYC
Burda öteki yerlerden daha çok mu graffiti var?
¿ Hay más grafiti aquí que en otros lugares?
Onlar şu an bu hatta graffiti bölümüne sahipler, gerçekten orası gibi değil, gerçekten.
Ahora tienen una brigada anti-grafiti en esta línea, como nunca la han tenido, de verdad
Onsuz oturamıyor, bilirsiniz, birşeyin üstüne graffiti yapmak.
No tiene el culo quieto, ya sabes, pintando grafiti sobre algo
Bazı insanlar farklı oklara meyillidirler graffiti boyunca uzanan.
Algunos tienen diversas flechas atravesando sus piezas
Kase : Pekala, Graffiti hakkında tek bir şey biliyorum adamım.
Bien, sé una cosa sobre grafiti, hombre
Hayır, O graffiti çizdiğimi biliyor.
No, ella sabe que pinto grafiti
Bir kaç graffiti yapmak için gideceğim.
"Voy a ir a pintar un grafiti"
Trenler düzenli olarak yıkanır, bu graffiti için problemdir, bu sorunu ortadan kaldırmalıyız, nasıl olabilir, en iyi şekildemi muayene yoksa zararlı şekildemi muayene.
Los trenes son lavados frecuentemente, pero debido al problema este del grafiti, tenemos que usar una solución anti-grafiti, yendo, al fin y al cabo, en detrimento del aspecto físico del tren mismo
Sıklıkla problem olan, pırıl pırıl tren camı üretilmiyor olması, oldukça bulanık renklerde, bazı graffiti savunucuları göz önünde yapılan işleri çekici bulmuyor.
El problema resultante es, que a menudo no conseguimos un vagón reluciente, sino más bien, una suerte de color asqueroso, con lo cual, algunos escritores de grafiti argumentan que es menos agradable que lo que consideran que es su arte
Graffiti senin hayatını daha iyi yapmaz ;
El grafiti no hace tu vida mejor ;
" Şampiyonları bi kenara bırakalım, graffiti aklı başında olmayanlar içindir.
"Haz caso a los campeones, el grafiti es para tontos"
Mr. Mayor, posterdekiler graffiti dahilerimi?
Sr Alcalde ¿ son estos posters a prueba de grafiti?
Ben graffiti bombacısıyım.
Soy un "grafiti bomber"
Graffiti yapmayı deniyor isen iki stil vardır, bilirsin, her biri ile bir arada.
Estos dos estilos de grafiti tratan de, ya sabes, coexistir uno con el otro...
Woman : "Blondie" graffiti sanatıyla önemli bir figür gibi görünüyor.
"Blondie" parece ser una figura importante dentro del estilo "Arte Grafitero"
Ve graffiti trenlerde değilde sadece tuvallerde olacaksa bunun için üzüntü duyarım.
Y creo que sería una pena que el grafiti se realizase sólo sobre lienzos, y ya no sobre trenes
Trenlere gidip graffiti yaptığında, sana ödenen 75c neler hissettiriyor, biliyor musun?
¿ Cuál es el sentido de pagar 75 centavos cuando tienes que viajar en trenes grafiteados, sabes?
Ben kamunun zorla girilen veya çirkin bir yer olabileceğini düşünmüyorum, Onlar içeriyede graffiti yapsalarda.
Pero no creo que la gente encuentre eso tan invasivo o desagradable como lo hacen las pintadas del interior
"Pardon, oğlunuz graffiti yüzünden elimizde."
"Perdone, tenemos a su hijo detenido por pintar grafiti"
Nihayet kendimi graffiti yapabilirken evlenirken yaşam tarzımı yansıtırken görebiliyorum, bilirsiniz, ve de iyi para kazanmak, bunun gibi.
Me veo a mí mismo finalmente... perdiendo la costumbre de salir a pintar grafiti... casándome y... creando un nivel de vida, ya sabes, ganando cantidades de dinero, algo así
Sonra, dostumun – manyagin - elektronik graffiti'siyle mesgul oldugu bodruma indim.
Entonces, descendí a la parte baja donde mi amigo, el maniático, está ocupado con su graffiti electrónico.
Bir keresinde Derry'de bir duvarda...
Una vez lei en una pared en Derry... un graffiti que decia...
Duvar yazısı-savar duvarı test ediyoruz.
Estamos probando nuestra muralla anti-graffiti.
Kamu hizmeti, son zamanlarda hakimlerin favorisi. Ama bu, duvarlara graffiti yapmakla aynı kefeye konmamalı.
Los servicios comunitarios, tan del gusto de los magistrados estos últimos años, no deberían simplemente ser un problema de borrar unos cuantos graffittis de las paredes de baños.
Tüm grafiti desenleri, yarından sonra temizlenmiş olacak.
Si aparece un graffiti, lo quiero limpio al día siguiente. Sí, señor.
Duvar yazıları için harika.
Genial para graffiti.
Geçen hafta İspanyol mahallesinin her yanında bir takım duvar yazıları ortaya çıktı.
Han aparecido unos graffiti en las paredes de Spanish Hill.
Beni duvar yazısıyla tuzağa düşürüp bu şeyi beynime sapladılar.
Caí en la trampa con el graffiti y pusieron esto en mi cerebro.
"Birkaç şey yapacağıım." Kentsel manzara gerillası graffiti sanatsal dekoru.
"Hacer algunas cosas". La escena artística... "graffiti guerrilla" del paisaje urbano.
Daha önceleri grafiti yoktu.Ama olsaydı adamım. Ben Batı Virjinya daki her otobüs durağı ve köprüyü etiketlerdim.
No existía el graffiti entonces, pero si hubiera existido, caray... habría pintado todos los autobuses y puentes de Wheeling.
Duvarları boyayan değil misin?
¿ Tu eres el de los "graffiti"?
Geceleyin boya temizlemek için dışarı çıkmak ne ilginç bir öykü.
¿ Saliste en la noche a limpiar "graffiti"? Que increíble.
Duvar yazıları berbat.
¿ Y qué haremos con el graffiti?
Onlar ipucu mu yoksa mağara soyguncularının duvar yazıları mı?
Ofrecen pistas o son solo graffiti de ladrones de cuevas?
Serserinin biri sprey boyayla duvarlarımızı boyarsa biz de gözlerini boyarız ki sürekli kırmızı görsün.
Si un inadaptado pinta graffiti en las paredes... le pintamos los ojos así ve de color rojo.