Guay traducir español
4,254 traducción paralela
Jillian Belk çok sağlam hatun. Bir şeyler hissediyorum.
Jillian Belk es una chica muy guay, y vibro con ella.
Bu harika.
Eso es guay.
Senin bu değer vermek için fazla havalıyım tavırların eskimeye başlıyor ve bu tavırlarının Elena'yla bir ilgisi olmadığına inanmamı hiç bekleme.
Tu actitud de soy demasiado guay para preocuparme está empezando a cansar, y no pienses ni por un segundo que no sé que tu humor no tiene nada que ver con Elena.
Sonra bir gün Bay Harika tavrıyla yanıma geldi.
Y vino hacia mí, todo guay.
Çayır gerçekten inanılmaz bir şey söyledi...
Pradera dijo esta cosa tan guay...
- Oda servisi, çok güzel.
- Servicio de habitaciones. Guay.
Harikaydı.
Fue guay.
- Harika.
- Guay.
"Havalı tipler kazanır." adlı bir puanlama sistemi vardı ve gayet iyi de çalışıyordu.
No había un sistema de calificación en su lugar llamada "gente guay consiguen más" Y estaba trabajando bien.
Kim takar?
Guay, fracasado, ¿ a quién le importa?
Güzelmiş.
Guay.
Bu soğuk demek ki.
Bueno, este es guay.
Bir salatalık kadar soğuk.
Guay como un pepino.
Amy, yılın en seksi partisine davet edildik.
Amy, nos invitaron a la fiesta más guay del año.
- Tamam, teşekkürler.
Vale, guay.
Nickelback konserine gitmiştim.
Guay. Vi a Nickelback.
Süper, ha?
Bastante guay, ¿ verdad?
Çok havalı be.
Es tan guay.
Bu havalı bir ceket ve ben havalı bir adamım.
Es una chaqueta guay, y yo soy guay.
Güzel, bu sefer daha iyi oldu.
Guay, incluso esa logró entrar en la copa.
Dostum bu çok havalı.
Tío, es tan guay.
- Süper, değil mi?
- Bastante guay, ¿ eh?
Ne kadar da güzel
Que... guay.
Bir kez tanıdın mı aslında çok iyi birisi.
Una vez que le conoces es bastante guay.
- Harika değil mi?
- Suena guay, ¿ verdad?
- Ve iyi yanı ; çocuklar artık ödevlerine bakıp, dipnotlar ekleyebilir.
- Y lo guay es que ahora los chicos pueden leer sus deberes, añadir notas al margen,
Çok havalı.
Es muy guay.
Okuldaki en havalı çocuktu.
Era el chico más guay de la escuela.
- Evet oldukça iyiydi.
Ya... Él hacía que pareciera tan guay.
Evet, seninleyim, harika olucak.
Sí, te sigo, guay.
sıcaktı ve cool'du
Ha estado bien... fue guay.
- Biliyorsun Ilana bir süredir takılıyoruz ve aramızdaki - ilişki gerçekten güzel-- - - Şu sexbuddy olayı?
Ilana, ya sabes que hemos estado viéndonos desde hace mucho y el acuerdo que tenemos ahora esta guay pero- - el rollo follamigos?
- Harika
Guay.
- Oh... harika.
Oh... guay.
- Pekala, tamam.
Vale, guay.
- Harika.
Guay
- Harika.
Guay.
- Adamın gözünden hayatının kayışını - görebilirsin. Gerçekten süper.
Realmente puedes ver como se va le va la vida de los ojos... Esta muy guay.
Güzel bir şey.
Solo para tener algo guay, ¿ sabes?
Tamam da, oradaki robot çok havalı gözüktü bana.
Está bien, es que... sabes, ese robot de allí parece bastante guay.
Bana Lanet Enchilada'mı Ver. " Rick, şu işe bak.
Qué guay, eh, ¿ Rick?
Kendi havamı kendim koyarım.
Yo decido lo que me parece guay.
Çok iyi, değil mi?
Es guay, ¿ verdad?
Güzel.
Guay.
- Havalı değilim.
- Eres muy guay.
- Çok havalısın, kendinle barışıksın.
- No soy guay. Eres muy guay.
Çok havalı.
Que... guay.
Bugüne kadar gördüğüm en iyi şeydi.
Se lo había merecido por estar ahí, haciendo lo correcto. Y ahora es mi turno. Ha sido lo más guay que he visto nunca.
- Pizza, gerçekten süper.
Guay.
- Pekala tatlım.
Pizza, muy guay.
Havalı mı gözüktü?
Parece guay, ¿ eh?