Görmüyor musunuz traducir español
746 traducción paralela
Şeytan'ın bana zorla ne yaptırdığını görmüyor musunuz? "
¿ No os dais cuenta de lo que el Diablo me obliga a hacer? "
Onu görmüyor musunuz?
¿ No le veis?
Burada bayanların olduğunu görmüyor musunuz?
¿ No ves que hay damas aquí? ¿ qué crees que es esto?
Görmüyor musunuz, onlar atölyede yok!
¡ Están tratando de romper las máquinas!
Evet, ama cikleyi çekmeniz gerektiğini görmüyor musunuz!
Tranquila, señorita...
Ne kadar büyük bir hata yaptığınızı görmüyor musunuz?
- No. Están cometiendo un error.
Sayın yargıç, bu beyin Bay A.P. Kirby olduğunu görmüyor musunuz?
Señoría, ¿ se da cuenta de que este caballero es el Sr. A.P. Kirby?
- Yalan söylediğini görmüyor musunuz?
- ¿ No ves que está mintiendo? - Vamos.
- Görmüyor musunuz?
- ¿ No lo ve?
Görmüyor musunuz, bir çarşaf on bin adamı bir havlu da petrol tanklarının geldiğini ifade edebilir.
¿ Comprenden? Una sábana puede ser hombres o combustible.
Her şeyin anlam kazandığını görmüyor musunuz?
¿ No ve que todo encaja?
Beni enselediğini görmüyor musunuz?
¿ No veis que me está apuntando?
Meşgul olduğumu görmüyor musunuz?
Estoy ocupado.
- Ne kadar bıktırdığınızı görmüyor musunuz?
- ¿ No ve que no puede seguir?
Salondayım, görmüyor musunuz!
¿ Qué? Estoy en el teatro. Déjame en paz.
Yalan söylediğini görmüyor musunuz?
¿ No puede ver que el chico está mintiendo?
Bir dakika, efendim. Bay Brand'la ilgilendiğimi görmüyor musunuz?
Espere, por favor, estoy ocupado con el Sr. Brand.
- Kör olduğumu görmüyor musunuz?
- ¿ No ve que soy ciego?
- Bayan Primm, doktorun bitirmediğini görmüyor musunuz?
El doctor no ha terminado.
Uyumak istediğini görmüyor musunuz?
¿ No ven que quiere dormir?
Henüz kurumadığını görmüyor musunuz?
¿ No ve que no está seco?
- Yol kapalı, görmüyor musunuz diyor.
Dice que está cortado.
Samson size gülüyor, görmüyor musunuz?
¿ No ven que Sansón se ríe de ustedes?
Onun yüzünden, görmüyor musunuz?
Por lo que él es.
Dümdüz mükemmel bacakları var görmüyor musunuz?
Pero esas piernitas... ¿ Piernitas? ¡ Pero mírela bien, señora!
Görmüyor musunuz, adamcağız hasta.
Está enfermo. Lo sé.
Görmüyor musunuz, çok yavaş gidiyor. Listenizi kısa tutun biraz!
No puedes ver que no vá, debemos agrandar la puerta.
Önemli bir iş konuştuğumuzu görmüyor musunuz?
¿ No veis que hablamos de negocios importantes? De estrategia.
Biraz daha kalmak istiyor. Daha fazla tedaviye ihtiyacı var. Ne kadar bitkin, görmüyor musunuz?
Le gustaría quedarse, para curarse del todo.
Bizi görmüyor musunuz?
¡ Estamos aquí!
Bütün sinirlerim altüst oldu görmüyor musunuz?
¿ No ve que tengo los nervios destrozados?
- Nasıl güldüklerini görmüyor musunuz?
- Míralos. Míralos cómo se ríen.
Dumanı görmüyor musunuz, Kontes?
¿ Pero no ve, señora Condesa, qué columna de humo?
Hasta olduğumu görmüyor musunuz?
¡ Estoy enferma!
Görmüyor musunuz?
Soy McClure.
Zavallının yeterince korktuğunu görmüyor musunuz?
¿ No veis lo asustada que está?
Amcamın ölümüne ne kadar üzüldüğümü görmüyor musunuz?
¿ No ven lo triste que estoy por la muerte de mi tío?
Görmüyor musunuz? Şirket için geçen bunca yıldan sonra kendi işimiz gibiydi.
No ve... después de tantos años la compañía es...
Ne kadar aptalca olduğunu görmüyor musunuz?
¿ Acaso no ven lo tonto que es esto?
Görmüyor musunuz bunu?
¿ Acaso no lo ven?
- Görmüyor musunuz?
- ¿ No lo ven?
Bay Stubb, Bay Flask, işareti görmüyor musunuz, emrimi duymadınız mı?
Sr. Stubb, Sr. Flask, ¿ no han visto la bandera ni oído mis órdenes?
Fakat Ahab'a hizmet etmekle onun günahına ortak olduğunuzu görmüyor musunuz?
¿ No ven que al obedecer a Ahab nos sumamos a su blasfemia?
Kalbinizin derinliklerinde bizleri birer köle olarak görmüyor musunuz?
En lo profundo de su ser... ¿ no nos sigue considerando esclavos?
Karşı karşıya olduğumuz güçleri görmüyor musunuz?
No os imagináis a qué fuerzas nos enfrentamos.
İşi espiriye vurmakla kendinize zarar verdiğinizi görmüyor musunuz?
¿ No se da cuenta de que se perjudica tomándoselo a risa?
Görmüyor musunuz?
Potter no vende, Potter compra. ¿ Y por qué?
Görmüyor musunuz, bunlar düşük kalite.
¿ No ves que no es bueno?
Görmüyor musunuz?
No lo ve?
Bu bayanla meşgulüm görmüyor musunuz?
Dos tirabuzones hasta la espalda. ¿ Entiende?
Kendinizi bir Konfederasyon subayı olarak görmüyor musunuz?
¿ Ya no se considera un oficial confederado?