English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ G ] / Görürsünüz

Görürsünüz traducir español

1,442 traducción paralela
Dubuc'un ilk yıllarında, Van Gogh'dan ne kadar etkilendiğini görürsünüz.
Al inicio, Dubuc demostraba devoción por Van Gogh.
Yani makalenizi yazmanız için gerektiği kadar. Ve nasıl soruşturma yaptığımı görürsünüz. Çok teşekkürler.
Y toda la vida si lo desea porque sabe... quiero decir, todo el tiempo necesario para su investigación... y a mí me gusta tener tiempo cuando investigo...
Ve Venedik'e bugün bakacak olursanız, şehri görürsünüz... - G-money.
Cuando hoy en día vemos a Venecia, la ciudad...
Görürsünüz.
Ya lo verá.
Aslında, benimle birlikte bir takım oluşturursanız ne kadar mütevazı olabileceğimi görürsünüz.
De hecho, si te unes conmigo, verá lo humilde que puedo ser.
Özür dilerim, Efendim. Sanırım şöyle dediğini görürsünüz...
Si me permite su gracia... creo que está escrito :
Parayı görürsünüz ve fazlasını istersiniz.
Viste el dinero y lo quieres. Quieres mucho más.
Görürsünüz.
Me las arreglaré.
Humberfloob'dan çıkıp, ana yoldan sola mavi çatılardan üç mil aşağıya inerseniz oldukça şirin bir cadde ve oldukça şirin bir çevre görürsünüz.
Si dejas Humberflood y te vas por la principal 3 millas abajo encuentras Liplapperlayn Una calle tranquila, con lugares tranquilos
Onu arayınca, içten içe biliyorum ki aşkın her yerde olduğunu görürsünüz.
Si lo buscan, se darán cuenta de que el amor efectivamente nos rodea.
Radyo dedikleri adamın Yaban Arılarıyla sahaya girişini görürsünüz.
Verás al hombre que llaman Radio conduciendo a las Chaquetas Amarillas al campo de juego.
Yani, her zaman insanları görürsünüz... etrafta dolaşırlar, acı çeker görünürler.
Quiero decir, ustedes ven gente todo el tiempo... a su alrededor, con un aspecto totalmente miserable.
Dünyaya güzel bir bahçeden bakarsanız her şey neşeli gözükecektir... yüksek bir platoya tırmanırsanız yağma ve cinayet görürsünüz.
Visto desde un hermoso jardín, todo parece alegre y bonito. Pero si miras más allá, verás el pillaje y los asesinatos.
Ne kadar zalim bir aslan olabileceğimi o zaman görürsünüz.
... no se imaginan lo que puede hacer un león malvado.
Onu tanıdığınızda, onu yanlış anladığınızı görürsünüz.
Una vez que llega a conocerlo, uno se da cuenta que no es así.
Hep Truvalı hayaletler görürsünüz.
Veis fantasmas troyanos en todas partes.
Gün doğmadan uyandığınızda bir sis görürsünüz ya.
Es como cuando te levantas una mañana y ves que hay niebla después de que haya salido el sol.
Hipodroma gittiğinizde, bir sürü farklı insanla karşılaşırsınız. Yüzlerce insan görürsünüz.
Cuando vas a las carreras puedes ver un montón de caras, cientos y cientos de caras.
Orası kocaman bir arenadır. Orada ne istediklerini, ne kazanamadıklarını ve nelerin gerçekleştiğini görürsünüz.
Es un sitio grande y puedes ver lo que quieren, lo que no consiguen y lo que les pasa.
Beş tane eve girip dolaşın, hiçbirinde erkek olmadığını görürsünüz.
Caminen en cualquier dirección y elijan cinco casas diferentes. No hay un sólo hombre en ninguna de ellas, hijos de puta.
Death Row'a gelirseniz, sanatınızın geniş kitlelere ulaştırılacağını ve pek yakında paranızın ödeneceğini görürsünüz.
Si usted viene a Death Row, verá... como su arte es llevado a la fama, y un día de estos le pagaran.
Ortadoğuda yer alan ve sürmekte olan her uluslararası terörün, uzun bir geçmişi var ve eğer kayıtlara bakarsanız olayların karmakarmaşık olduğunu görürsünüz. fakat dengelerin benim söz ettiğim şekle çok yakın olduğunu göreceksiniz.
De cualquier modo, el terrorismo internacional en el Medio Oriente indudablemente continúa y tiene una larga historia y si revisan los registros sin duda todo es confuso y complejo, pero creo que descubrirán que el balance es más o menos el que he descrito.
Sadece kendinize sorun. bu söylemek üzere olduğum şeylerin ; terörizm belasının son bir kaç ayda nasıl tartışmalarda yer aldığını görürsünüz.
Pregúntense cuán a menudo ha aparecido lo que ahora les voy a decir, en las discusiones sobre la maligna plaga del terrorismo en los últimos cinco meses Un gran aluvión, pero cuánto se ha dedicado a algunos casos indiscutibles.
Ben de öyle yaptım. Büyükba - bam'ın bana ne diyeceğini görürsünüz.
Lo hice por mi tío y estoy seguro de que el abuelo estará de acuerdo
Pekala kendinizi televizyonda görürsünüz.
Podrán vernos en la televisión.
Bir gün Bambi'yi görürsünüz ertesi gün Godzilla'yı görürsünüz.
Un día ve a Bambi y al otro día ve a Godzilla.
Tarihin her döneminde, insanların onurla yaşama ve ayakta kalma [Fizikçi, ekolojist, tohum eylemcisi] hak ve özgürlüklerinin alınmasına ve yalanlara dayalı adaletsizlik durumunda olan budur sonuçta bir blöfü görürsünüz ve masa ters döner.
Es igual en todos los períodos de la historia. La injusticia basada en la falsedad, basada en quitarle los derechos y la libertad a la gente para que viva y sobreviva con dignidad, existe hasta que uno finalmente grita "fraude"
Stüdyodayken sadece çıkar ve çalarsınız. Ne geldiğine bakarsınız. Genelde ilk sololar en iyileri olur ve diğerlerinde kendinizi tekrar ettiğinizi görürsünüz.
Normalmente te metes en el estudio y empiezas a tocar, y a menudo la primera grabación es la mejor.
Büyük bir başarının içinde olduğunuzu zengin ve ünlü olduğunuzu ve getirdiği diğer şeyleri görürsünüz.
Lo haces para obtener éxito. Para hacerte rico y famoso y ese tipo de cosas. Pero cuando lo alcanzas, piensas :
Ben ne görmenizi istersem onu görürsünüz.
Sólo ves lo que yo quiero que veas.
Peki, ben yarın görürsünüz.
Bueno, hasta mañana.
L'iş yerinde yarın görürsünüz.
Nos vemos mañana en el trabajo.
Kendinizi son derecede makul mü görürsünüz, son derece nazik mi?
¿ Te consideras excepcionalmente razonable o excepcionalmente amable?
Odanız üst katta. Mutlaka görürsünüz. Harika.
Su habitación está arriba, no hay pérdida
Beni itmeni tercih ederim. Birinin bana dokunması için neleri göze aldığımı görürsünüz.
Preferiría que me empujaras ya que busco el contacto humano.
Hani bazen, yaramaz rüyalar görürsünüz ya?
Vaya. ¿ Han tenido sueños eróticos?
Bay Little, bu kadar uzak bir mesafeden silah yapım şirketini nasıl görürsünüz?
Sr. Little, a esa distancia, ¿ cómo pudo usted determinar quién fabricó el arma?
Bu canlıları ne kadar çok izlerseniz, o kadar maymuna benzediklerini görürsünüz.
Cuanto mas observe a estas criaturas, mas se parecen a los simios,
Sosyopata baktığınız anda Clinton'u görürsünüz.
Y si miras "sociópata", describe a Clinton con exactitud.
Eğer suya bir damla süt damlatırsanız kısa bir an, canlı gibi görünen düzenli yapıların oluştuğunu görürsünüz. Ama bu yaşam değildir.
Si dejas caer una gota de leche en el agua... verás aparecer por un instante formas regulares que parecen vivas, pero eso no es vida.
Dumbledore'un bu aptalı öğretmen yaptığını babam öğrenince görürsünüz.
¡ Esperen a que mi papá se entere que este tarado está dando clases!
Ben orada dışarı görürsünüz.
Te veré afuera.
Şimdi görürsünüz.
Al diablo con esto.
Arkasına bakarsanız Latince yazdığını görürsünüz.
Si se fijan al dorso, verán que están en latín.
Kadının aynasından yansıyan erkek görürsünüz.
Ud. Ve a un hombre a través del espejo de una mujer a través del espejo de un hombre.
Dikkatli bakarsanız, hiçbir şeyin kaybolmadığını görürsünüz.
Si miras de cerca, nada se va.
Hangi fast food dükkanına giderseniz gidin size daha büyük boyları satmak için eğitildiklerini görürsünüz.
Uno va a cualquier restaurante de comida rápida, y están entrenados a decirle que compre un tamaño más grande.
Eğer bakmak isterseniz görürsünüz. isteyene belgeleri veririm.
Les daré las fuentes si lo desean.
Ve burada markalamanın gerçekten emperyalist özlemlerini görürsünüz ;
Ahí se ven las aspiraciones imperialistas de Marcar :
İlerisini okursanız, hastalığının gerilemekte olduğunu görürsünüz.
Si lee más adelante, verá que estaba en remisión.
Bir telefon edersem görürsünüz!
- Quítame las manos de encima.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]