Gırl traducir español
11,810 traducción paralela
Adı Gates, kahverengi saçlı ve yaklaşık 180 kilo ağırlığı var.
Se llama Gates, pelo castaño, unos 80 kilos.
Artık yüksüz ağırlığım.
Ahora soy una carga.
Ayrıca, 10 yıl önce birlikte çalıştığımızı hatırlıyorum.
También recuerdo consultarnos ambas en un caso federal hace 10 años.
Oksijen hazırlığı için operatif riski alın.
Preparen el quirófano con oxígeno.
Yani belki de kendi ayıcığımı hatırlıyorum.
Usted sabe, tal vez estoy recordando mi propio oso.
Bu gece üniversite hazırlığı var.
Tengo preparación para la universidad esta noche.
Ve Cary, bu davada bir açık olup olmadığını hatırlıyor musun?
Su apartamento. Y, Cary, ¿ recuerdas si hay había un agujero en ese caso?
Kaçıncı katta bıraktığınızı hatırlıyor musunuz?
¿ No recuerda en qué nivel lo dejó?
Tanıştığımız günü hatırlıyorum.
Recuerdo el día en que nos conocimos.
Tamam, model kılığına girdiğim ve babanın beni sanat dolandırıcılığı için karaborsa satış yapan yere götürdüğünü hatırlıyor musun?
Bueno. ¿ Recuerdas cuando trabajé haciéndome pasar por modelo... y tu padre me introdujo en el mercado negro del mundo del arte?
- Benim kılığıma girdiğini ve başarısız olduğunu hatırlıyorum.
Recuerdo cuando trabajando encubierto te hiciste pasar por mí y fracasaste... - Si no recuerdo mal... ¿ Qué pasa?
Charles'ın sana yaptırdığı her şeyi hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas todo lo que Charles te hizo hacer?
Charles'ın sana yaptırdığı her şeyi hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas todo lo que te hizo hacer Charles?
Maggie Cornelia'nın ayağının iltihaplandığı bölümü hatırlıyor musun?
¿ Te acuerdas cuando Maggie Cornelia tenía el juanete?
İnsan ruhunun ağırlığına da 21 gram derler.
Dicen que el alma humana pesa 21 gramos. Olvídalo.
Ağırlığına baksana.
Mira su peso.
Kilise hazırlığı tamam...
Lo de la iglesia está arreglado...
Ama oğlumla yaşadığım hayat bana bir şey öğrettiyse o da, her şeye hazırlıklı olmalısın.
Pero si vivir con mi hijo me ha enseñado algo, es que tienes que esperar cualquier cosa.
O zaman son 36 ayda, elektron tüplerinde hafniyum yerine tungsten alaşımı kullanıp her bir aracın ağırlığını 30 kilogram düşürmek aklına gelmiştir. Böylece 500 olur.
Entonces probablemente se le ocurrió en los últimos 36 meses que si usaba hafnio en lugar de una aleación de vacío en los tubos, podría disminuir el peso de cada vagón 30 kilos... y llegar a los 500.
Dişinin arasında bir parça yemek kaldığını hatırlıyorum.
Recuerdo que tenías comida en los dientes.
Yaptığın bunca hazırlıktan sonra mı?
¿ Después de todo lo que has hecho?
Guçienmi ilk farMtığımde neler olduSnu hatırlıyorum çok korkmuştum I etrafımdaki karanlığı hissedebiliyordum
Recuerdo que la primera vez que noté mis poderes tuve mucho miedo. Podía sentir la oscuridad a mi alrededor.
O zamandan bu yana Sun Wu kong Wu Xing Dağı'nın büyük ağırlığı altında kaldı.
{ \ fs12 \ pos ( 190,257 ) } Desde entonces Sun Wukong se consumía bajo el gran peso de Wu Xing Moutain.
Şu, seni Donna Paulsen'la arşiv odasında bastığım zamanı hatırlıyor musun? Hani o dizlerinin üzerindeydi?
¿ Recuerdas esa vez que fui a buscaros a ti... y a Donna Paulsen a la sala de archivo, y ella estaba de rodillas?
Tony, ağırlığını sana versin.
Tony, obtuvo su peso corporal.
O günden sonra 12 farklı polülasyonun çoğalmasını ve sınırlı miktarda gıda için mücadelelerini izledi.
Desde entonces, día tras día, ha observado a cada una de las 12 poblaciones multiplicarse y competir entre ellas por una limitada cantidad de alimento.
Ama hatırlıyorum da biyografinde eyalet ödülü kazandığın yazıyordu.
Yo creí, en el programa, en tu bio decía que habías ganado algún tipo de premio del gobierno.
Kelli ile Devon'ın kilo ve ağırlıkları göz önüne alınırsa görüş alanı ile ilgili yaptığım analizlerle Kelli 18 metrekarelik bir alanda.
Basados en el peso y la altura de Kelli y Devon y por la visibilidad y el análisis espectral que realicé, Kelli está en un espacio que es de 2 x 2.5 x 3 metros.
Ne ile ödeme yaptığını hatırlıyor musunuz?
¿ Recuerda como pago?
O kadar ağırlığı taşıyacak vaktimiz yok. Olsun!
No tenemos tiempo para transportar peso muerto.
Seni Adalet... Bakanlığından hatırlıyorum.
Lo recuerdo de... del Departamento de Justicia.
- Kimin oynadığını hatırlıyor musunuz?
- ¿ Recuerda quién jugaba?
Belki yüzümde patlattığın kablo okunu hatırlıyorsundur.
Tal vez recuerdes cierta flecha con cuerda que explotaste en mi cara.
Topların ağırlığı var.
Las bolas tienen peso.
O kadar yoğunlardır ki... tek bir parçası bile Everest'in ağırlığından fazladır.
Son tan densos que un solo taco pesaría más que el Monte Everest.
Mesela, dünyadaki bütün karıncaların ağırlığının insanların ağırlığı kadar olduğunu biliyor muydunuz?
Por ejemplo, ¿ sabían que todas las hormigas del mundo pesan lo mismo que todos los humanos del mundo?
Bilmiyorum, Ama eğer ben haklıysam bu Lucifer, Hatırlıyor sen ve benim ona ne yaptığımızı.
No lo sé, pero si estoy en lo cierto y esto es Lucifer, él va a recordar lo que tú y yo le hicimos.
Özür dileyip ona sarılmaya çalıştığımı hatırlıyorum ve beni iteliyordu, o kadar sert itti ki pencereden dışarı düştüm.
Recuerdo haber intentado abrazarlo, decirle que lo sentía y seguía sacándome y me empujó tan fuerte que caí por la ventana.
Ağırlığı azalmış!
¡ Le ahorro la molestia!
En son yandığında nasıl hissetmiştin, hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas cómo me sentí la última vez que te quemaste?
Ayrıca hayatını kurtardığı için Lenny'e bir iyilik borçlu olduğunu da hatırlıyorsundur.
Entonces supongo que te acordarás de que le debes a Lenny un favor por salvarte la vida.
Hazırlıklı olmasını istiyorum sadece, çünkü ne yaptığını kendisi biliyor.
Solo quiero que se prepare... porque sabe lo que hizo.
Oradan onunla çıktığınızı hatırlıyor musunuz? Hayır.
- ¿ Recuerdas irte con él?
Dünyaya tek bir katkısı olmayan ve çalışan insanların umudunu ve hayallerini çalan tamamıyla anlamsız seçkinler sınıfının ağırlığını taşımayı reddediyor.
Simplemente se niega a cargar el peso de un estrato social completamente inútil que no contribuye con nada que valga la pena al mundo y machaca las esperanzas y los sueños de la gente trabajadora.
Buza düştüğündeki acıyı hatırlıyorsun. Ama ben ne kadar hızlı ayağa kalktığını hatırlıyorum.
Recuerdas el dolor cuando te caías sobre el hielo... pero siempre recordaré lo rápido que te levantabas.
İlk tanıştığımız zamanı hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas la primera vez que nos vimos?
Kimse beni senin gibi güldüremez. Ah. Eskiden şu parmağınla yaptığın şeyi hatırlıyor musun?
Nadie me hace reír como tú. ¿ Sabes eso que solías hacer con los dedos?
Sırların ağırlığı bizi çökertecek ve sevdiğimiz her şey ölüp, toprağa karışacak.
El peso de nuestros secretos nos hundirá, y todo lo que hemos amado estará muerto y enterrado.
Ağırlığını taşıyacak mısın? Yoksa ben mi sürükleyeceğim?
¿ Vas a llevar tu peso o debo arrastrarte yo?
- Ne hazırlığı?
¿ Preparativos para qué?
Hastanede aylarımı geçirdikten sonra beni dışarı çıkardığını hatırlıyorum.
Recuerdo cuando salimos luego de meses en el hospital.