Hackney traducir español
41 traducción paralela
Hackney Star Tombala mı yoksa St. Albans Tombala mı?
El Hackney Stal Bingo o el St. Albans Top Lank Suite?
Bana Hackney'de Japon-kale maç yapar mıyım diye sordu.
Me pidió que fuera a jugar fútbol cinco en Hackney.
- Hackney'e.
Hackney...
- Hackney'de nereye?
Adonde te diriges?
Belki Hackney deki cinayetler için röportaj yapabilirim
El caso de la decapitación en Hackney. Conozco bien la zona.
Pekâlâ, şu an kanalın önünde duruyorum.
Estoy parado al borde del canal Hackney y detrás de mí puedes ver...
James, şu anda neler oluyor?
Está aquí con nosotros del lado del canal Hackney donde los buzos de la policía recuperaron el cuerpo esta mañana. James, ¿ qué está sucediendo ahora?
Lauren'ın cesedi, Hackney'de kaybolduktan bir ay sonra bir kanalda bulunmuştu.
Se encontró el cuerpo de Lauren en un canal el mes pasado luego de que hubiera desaparecido en una visita a su mercado local.
Senin Hackney Central kütüphane kartın, ve Che Guevara anahtarlı yüzüğün.
Tu tarjeta de la Biblioteca Central de Hackney y... tu llavero del Che Guevara.
Rachid'in Hackney'deki yerini 24 saat gözetliyoruz.
Tenemos vigilancia las 24 horas en la casa de Rachid en Hackney.
Hackney'deki kiliseye giderken inanılmaz şeylere tanıklık ettiğini söyledi.
Dijo que fue un buen testimonio ir a la iglesia en Hartney.
Hackney adlı küçük bir kasaba.
Un pequeño pueblo llamado Hackney.
Örneğin, Tower Hamlets and Hackney yerel konseyi... burada bir tür sınırdayız. Trafik izleniyor ve güvenlik kameraları kablosuz ağlarla birbirine bağlı.
Por ejemplo, el consejo local de Tower Hamlets y Hackney, que est casi en el I mite, tiene algo de tr fico de c maras de vigilancia y de seguridad enlazadas entre s usando redes sin hilos.
Bir dakika önce Hackney'deyim... bir dakika sonra ise çölün ortasında. Gördüğüm kadarıyla, muhtemelen ya hipnotize filan edildim... ya da büyük bir şaka neticesinde beni buraya getirdiniz.
un minuto, estoy en Hackney y soy la siguiente, estoy en el desierto la manera en la que lo mire, probablemente eh sido hipnotisada o algo y ustedes me trajeron aquí, como una gran broma
Ve ödül yaptıkları Hackney Sağlık Merkezi için Duncan Anderson ve Will Knott'a gidiyor.
Y el premio va conjuntamente a Duncan Anderson y Will Knott por el Centro de Salud Hackeney.
Hackney'den Adam Bennett, öldürdüğü iddia edilen...
Adam Bennett de Hackney, es acusado de matar...
Ve onunla 20 dakika sonra Hackney Sokağındaki Cross Arrow barında buluşacaksın.
Y que le verás en el Cross Arrow Inn en Hackney Road en veinte minutos.
Jimmy seni Hackney Kanalı'nın dibinde bulmamış mıydı?
¿ No estabas en el fondo del canal Hackney cuando te encontró Jimmy?
"Adı açıklanmayan bir polis kaynağına göre Hackney'de planlanmış, Küçük Vietnam olarak da bilinir, şimdi keşmekeş bir yer... organize bir suçmuş."
Según una fuente de la policía el centro de Hackney, también conocido como Pequeño vietnam ahora es una sangrienta selva de crimen organizado.
Eğer en sonunda düzenli bir gelirim olacaksa ve Hackney'den kurtulacaksam, senindir!
Si eso significa que por fin me pagarán un dinero decente y podré salir de Hackney, acepto.
Onu dışarı çıkar!
¡ Échelo de aquí, igual que derrotó a Kid Cantor en Hackney Baths!
Croydon'daki evinden yine Croydon'daki kafene giderken tesadüfen Hackney'deki bir spor salonundan mı geçtin?
¿ Pasabas por un polideportivo en Hackney en el camino de tu piso de Croydon a tu tienda de Croydon?
Yarın Hackneys'e gitsek nasıl olur?
¿ Qué piensas que vamos a la de Hackney mañana?
Hackney'deki Aziz John, Müfettiş.
St John en Hackney, Inspector.
Hackney'deki Aziz John.
St John en Hackney.
Hackney bataklığı.
Los Pantanos de Hackney.
- William Tierney Clark'ı bulmuşlar, Hackney Marshes'da.
Han encontrado a William Tierney Clark, en Hackney Marshes.
- Derisini yüzdün ve Hackney Marshes'da ölüme terk ettin.
Le arrancaste la piel y lo diste por muerto en Hackney Marshes.
Bu da bana sadece, Hackney civarında bir yaklaşık konum veriyor.
Eso me da una localización aproximada por Hackney.
Bu da bana sadece, Hackney civarında bir yaklaşık konum veriyor.
Eso me da una ubicación aproximada en alguna parte de Hackney.
Bir ay önce Hackney'de bir çift sokak ortasında öldürülmüş. Daha sonra bir aile metropolün göbeğinde katledilmiş.
Una pareja asesinada en la calle de Hackney hace un mes, luego una familia masacrada en el corazón de la metrópolis.
Ne olay, Hackney'de iki kere eroin denedim.
No es para tanto, yo probé dos veces la meta en Hackney.
- Cazenove Road, Hackney'de.
En la calle Cazenove, Hackney.
- Hackney'de ne bok yiyorlarmış?
¿ Qué demonios hacían en Hackney?
Senin gibilerden birkaç tane daha getirdik mi buradan Hackney'ye kadar kuyruk oluşacak.
Una vez que tengamos más fenómenos habrá filas desde aquí hasta Hackney.
Hackney Wick'te birileri yaramazlık yapmış.
El deber llama. Un fuerte delito en Hackney Wick.
Doğma büyüme Doğu Londra, Hackney bölgesinden.
Nacida y criada al este de Londres, en el distrito de Hackney.
- Hackney.
Ven aquí..
James Stevens şu an bize cesedin bulunduğu Hackney Kanalı'ndan sesleniyor.
James Stephens estuvo siguiendo los acontecimientos.
Princeton Caddesi, 3. kat, Hackney'de yaşayan 27 yaşındaki Gareth Cawood Lauren Parris'in cinayetiyle yargılandı. Bu sabah 10.30'da, 42.
A las 10.30 am...