Hagan traducir español
15,020 traducción paralela
Sen kendine düşeni yap.
Simplemente hagan su trabajo.
Yani sessiz olun.
Asi que no hagan tanto ruido.
Önce unvan istemediğini söylüyor, sonraki cümlede "Bağımsız Ajan" yapılmak istiyor?
Primero dice que no quiere un nombramiento. En la siguiente frase pide que lo hagan Agente Federal Independiente.
Yuvarlak yapın. Bu bir tavşan deliği.
Hagan una lazada, esta es la madriguera.
Yolu açın.
Hagan espacio. Hagan espacio.
İşte yapmanızı istediğim şu :
Esto es lo que quiero que hagan :
Bunu para kazanasınız diye yapmanızı istemiyorum.
No quiero que lo hagan para ganar dinero.
Hayatımı kurtaracağı için yapmanızı istiyorum.
Quiero que lo hagan porque me salvará la vida.
- Engerek ve Kaplan, totem direğine!
- Víbora y tigresa, hagan como...
Siz ikiniz de, toplanan sarı kuyruklu böcek ısırığına, pardon, sarı ceketli. Baharatlı tonbalığı...
Ustedes dos, hagan botella de enjambre de cola amarilla, chaqueta amarilla Picante de atún...
Onu bulacağımıza söz vermemem ama seni oraya götüreceğim.
No se hagan promesas todo lo posible para encontrar a sí mismo, Pero te llevaré allí.
Kendin yapamayacak kadar zayıf olduğun şeyi başkalarına yaptırmakta onur yok.
No hay orgullo en que otras personas hagan lo que eres débil para hacer tú mismo
Sesinizi duyayım!
¡ Hagan ruido!
Alkışlarınız yedi numara için. Evet, bebeğim.
Hagan ruido para la número siete.
Sesinizi duyayım!
¡ Hagan más ruido!
Alkışlayın! Adrian Lux için sesinizi duyayım!
¡ Hagan ruido por Adrián Lux!
Onu izlemeye çalışın!
¡ Hagan lo que hace él!
Baylar, hazırlanın.
Caballeros, hagan sus preparativos.
Kahretsin. Bu filmin yapılmaması iyi olur, dostum.
Mejor que no hagan la película.
Beni duyuyorsan gürültüyü iki kez bastır.
Hagan dos cortes si me oyen.
Bir şey yap.
Hagan algo.
Tanrının oğlu olduğunu sanıyordum!
¡ Hagan por favor algo! ¿ Qué no eres el hijo de Dios?
Muhafızlıktan fazlasını yapanlara ihtiyacımız var.
Necesitamos a aquellos que hagan más que custodiar.
Evimi al ve onu uçur.
Tomen mi casa y hagan que vuele.
Ne yapmanız gerekiyorsa yapın.
Hagan lo que Uds. hacen.
Lütfen büyütme.
Por favor, no hagan alboroto.
Ne yapıyorsanız onu yapın. Ben de gidip öyle yapayım.
Uds. hagan lo suyo, yo haré lo mío.
Arada bir ailemi oynasınlar diye oyuncular kiralarım.
Contrato actores de tanto en tanto para que hagan de mi familia.
Sanırım ne istersen yapabilirler.
Creo que puedes hacer que hagan lo que quieras.
Ne yapacağımızı söyleyeceğim. Orman Müdürlüğü'nü arayacağız. Onlara gördüğün şeyi söyleyeceğiz ve sonra onlar ilgilenebilir.
Llamaremos a la Comisión de Patrimonio Forestal... le diremos lo que viste, y que ellos se hagan cargo.
Jeanie figürü.
¡ Hagan el Jeanie!
Yine saçmalamayın sakın.
No hagan cosas raras.
O gece herkesin gergin olmasini mi istiyorsun?
¿ Quieres que hagan el Baile Eléctrico toda la noche?
isi halledin yeter.
Sólo hagan su trabajo.
Eskiden şöyleydim : "Hayır, istemiyorum."
Les decía : "No, no hagan eso".
Ve o zamana kadar, bir hiçsiniz.
Hasta que no lo hagan, no son nadie.
Senyor De Los Rios'u dikkate alma.
No hagan caso del señor De los Ríos.
Bu dolaştırılsın.
Que hagan circular estos.
Lütfen! Bunu yapmayın.
¡ No hagan esto!
Pılınızı pırtınızı toplayın ve kontrolü ele geçireceğiniz başka bir yer bulun!
¡ Hagan sus maletas y encuentren a otro que puedan controlar!
Bahislerinizi koyun.
Hagan sus apuestas.
- Bayan Segal, anahtar kopyalatmam lazım.
Señora Segal, necesito que me hagan una llave.
Hoşuma gitmeyecek şeyler yapmayın.
No hagan nada que yo no disfrutaría.
Sisteme tam tarama yapın.
Hagan un diagnóstico completo del sistema.
Öyle yaparsan son numaralarını yapamadan onların bağlantısını kesersin.
Hazlo y podrás interceptarlos antes de que hagan su truco final.
Görüntüyü dondur ve yakınlaştır.
Congélenla y hagan un acercamiento.
- Bir şey yap!
- ¡ Hagan algo!
Bahar Tatili sesinizi duyayım!
Semana Santa, hagan más ruido.
Sesinizi duyayım millet!
¡ Hagan ruido!
Yapma!
¡ No hagan eso!
Rusların alımı yapmasına izin verilmemeli.
No podemos permitir que los rusos hagan la compra.