Hakım traducir español
3,054 traducción paralela
Biz insanlara yardım ederiz. Tam olarak hak etmeseler bile.
Ayudamos a la gente, aunque no se lo merezcan necesariamente.
Evet, unutacaksın ve sen, eğer hayatında olsaydım hak ettiğin hayata sahip olamayacağını fark ettiğin ana kadar asla mutlu olamayacağım.
Sí, lo harás... y nunca voy a ser feliz hasta que te des cuenta... de que nunca vas a tener la vida que te mereces... si yo estoy en ella.
- Sana şöyle dengeli bir adam lazım. Seni hak edecek birisi.
- Bueno, vas a necesitar un hombre estable, alguien que te merezca.
Yani şu an normal bir insanın isteyebileceği her şeye sahibim ama başladığım yeri düşününce, bunu gerçekten hak ediyor muyum?
Quiero decir, ahora mismo tengo todo lo que una persona normal puede desear, ¿ sabes? Pero... dado cómo empezamos, ¿ Lo merezco?
Kendim hakkında konuşmayı sevmem ama tüm çalışma arkadaşlarım A + +'yı hak etti. Orası kesin.
No me gusta hablar de mí misma pero todos mis colegas merecen un 10 súper aprobado, seguro.
Onu hava-hokeyde hak ederek kazandım.
La gané jugando hockey aéreo de forma justa.
Sung Jae'nin dediği gibi, eğer siz de evlenirseniz, hepimiz ilk aşkımıza sadık kalmış olacağız.
- ¡ Me voy! - ¡ Hak Chan! ¡ No lo recuerdo!
Anladım, ölümü hak edecek bir günah işledim, o yüzden artık ona bakıp durmayın.
Entiendo. Cometí un crimen que merece la muerte... por no impedir que se vea así.
Cücelerin inadını hak edecek ne yaptım!
¡ Líbrenme de la testarudez de los enanos!
Bir madalyayı hak ettin, hayatım.
Digna del Corazón Púrpura querida.
Nefretini sana hiç babalık yapmadığım için hak ediyorum.
Merezco tu odio, porque yo nunca fui un padre para ti.
Ama dışarıda bakamadığım bir çocuğum var, çünkü boktan avukatım ve bölge savcısı beni sikip şartlı tahliyesiz ömür boyu hapis cezası verdiler. Hak etmediğim halde.
Pero tengo un hijo que no estoy educando porque mi abogado dejó que el fiscal me condenara de por vida sin libertad condicional cuando ni siquiera estuve ahí.
Başkan olduğumda, hak ettiğiniz terfi ve zamların sağlanmasında size yardımcı olacağım.
Cuando yo sea presidente, voy a tratar de conseguir que los niños los aumentos y las promociones que se merece.
Sana inandığımı. İkinci şansı hak eden biri varsa o adam Jim Kirk'tür.
Que creo en ti y si alguien se merece una segunda oportunidad, es Jim Kirk.
Ne yazık ki bütün izinler iptal edildi ama terfi olabilmen için senin arkanda olacağım çünkü sen diğerlerinden daha çok hak ediyorsun.
Todas las licencias, por desgracia, se cancelaran, pero el se puede reposar en una buena posicion para la promocion ya que tendra los otros contendientes debajo de ti.
Rüya Takımı kazanıyor. Final savaşı için yarışmaya hak kazanıyorlar.
Ellos van a la batalla final.
Bekle, köpükten bir sopayı taşımayı hak mı etmem gerekiyor?
Espera, ¿ tengo que ganarme el derecho de llevar esta palo de espuma?
Nerede olduğumu, seni hak etmek için neler yaptığımı bilmiyorsun.
- No saben por lo que he pasado, lo que he hecho para merecerlo.
Seni kaçırdım çünkü ikimizde Dick Cavanaugh için hapse gitmeyi hak etmiyoruz.
¡ Te saqué porque ninguno se merece ir a prisión por Dick Cavanaugh!
Zira bunun aksini hak edecek hiçbir şey yapmadım.
Porque no merezco otra cosa.
Artık biraz soluklanmayı hak ediyor olması lazım, sence de öyle değil mi?
Se merece un descanso.
"Bir Afgan sivil, Koalisyon güçlerine yardım ediyorsa ölmeyi hak etmiştir" dedi ve onlara işbirlikçi veya muhbir denebileceğini anlatmaya koyuldu.
"Si un civil afgano ayuda a las fuerzas de la Coalición, merece morir", y siguió explicando que tenían el estatus de colaboradores o informantes.
Muhtemelen "bunu hak edecek ne yaptım" diye düşünüyordur.
Debe estar preguntándose qué hizo para merecer esto.
Bunu hak etmek için henüz yapmadığım şey ne?
¿ Qué no he hecho aún para merecer esto?
Sanırım hepiniz denediğim konusunda bana hak verirsiniz.
Dando constancia, de que lo he intentado.
Ama yeniden üç hak daha kazanmıştık. Topu gerekli yere taşımıştım.
Pero antes marqué el primer down.
Böyle sert muameleyi hak ediyorlar mı?
¿ Eso merece un trato tan duro?
Eğer buradaysan ve bir şeyler saklıyorsan açık konuşayım ölmeyi hak ediyorsun.
Si son esa persona y están ocultando algo, francamente merecen morir.
Yavaşça elleriyle kıçımı okşadı, ve iki kere orgazm oldum. Sen bir madalya hak ettin.
Dos orgasmos y manos acariciando mi trasero eso se merece una medalla.
Pekala, sanırım bunu hak ettin.
Creo, que te lo has ganado.
Evet, fakat bence yetimler yardımlarımızı aktörlerden daha fazla hak ediyorlar.
Sí, pero creo que los huérfanos merecen más nuestra generosidad que los actores.
Burada, Crawford Takımı'nda bir yeri hak ettiğini bana kanıtla.
Demuéstrame que mereces formar parte del equipo Crawford.
O parayı bizi hak eden hanımlarla harcayalım.
Gastémoslo este fin de semana con unas damas que nos merezcan.
Bunları hak edecek ne yaptım?
¿ Qué has hecho para hacer Usted se lo merece?
Rakiplerinden bazıları yarışmaya henüz hak kazanmışken, o, zafer kaygısı taşımadan takım, elbise diktiriyordu.
Sin embargo, algunos de sus contendientes tienen que calificar, Sin embargo, no tiene reparos en tener un traje a medida Por su victoria.
İkinci oldum, Olympia'ya katılmaya hak kazandım.
En segundo lugar, y la calificacià ³ n de Olimpia.
- Evet! Hak vermeye başladım!
Lo voy entendiendo.
Bu taraftan, bir planım var. Hiç doktor ünvanını azıcık da olsa hak etmediğini düşündüğün oluyor mu?
Por aquí, tengo un plan. ¿ Alguna vez se siente como el título de doctor puede ser un inmerecido en su caso?
Ama sanırım hak etmişti?
Pero supongo que se lo buscó, ¿ no?
Bir haftada iki defa. Bunu hak edecek ne yaptım ki?
Dos veces en una semana.
Daha iyisini hak ediyorsun, benim muhteşem arkadaşım.
Te merecías algo mejor, mi magnífico amigo.
ÖImeyi hak edecek ne yaptım? "
Sí, como : ¿ Por qué yo? ¿ Por qué tuve que morir?
Bu nedenle saygımızı hak ediyor.
Y merece nuestro respeto.
Editörlerden oluşan takımımız...,... erkeklerin hak ettiği mutluluğa ulaşabilmesini kendilerine amaç edindiler. Tutkunuza göre düzenleyip, bayanları etkilemek için basım yapıyorlar. Çok ufak bir ücret ve tamamen gizli bir şekilde.
Nuestro equipo de editores... sólo tienen un objetivo, reunirlo con la felicidad que todo hombre merece... ellos transcribirán, imprimirán y publicarán las misivas de su amor... por el menor de los precios y con total anonimato.
" Tanrım diğer insanlar gibi soyguncu hak yiyici ve zina edici olmadığım için hatta şu vergi görevlisi gibi olmadığım için sana şükrederim.
"Dios... " Te agradezco no ser como los demas, ladrones y adulteros O este recaudador de impuestos ".
Samantha, hak ettiğin yardımı sana sunmak istiyoruz.
Samantha, queremos que recibas la ayuda que mereces.
Bütün gece hayatımı nasıl heba ettiğimi ağladığımda, aslında kendime hak veremiyordum çünkü kendi oğlumunkini de heba etmiştim.
y me ponía a llorar toda la noche acerca de cómo perdí mi vida, excepto que no puede permitirme llorar en absoluto, porque he perdido a mi hijo.
Hak ettiğim övgüyü göster bakalım.
Adúlame como deberías.
Eğer cennete gitmek istemiyorsan, cehennemi hak etmek lazım!
Si no vas al Cielo, algún día por seguro llegaras a la cima.
Sana kazandırdığım onca parayı düşünürsek neyin bu kadar yanlış gittiğini görmeyi hak ediyorum bence.
Por la cantidad de dinero que estoy trayendo creo que merezco ver exactamente por qué todo va tan mal.
Hak ettikleri saygıyı öğretmenlere göstermeniz lazım.
Debemos darles a los maestros el respeto que merecen.