English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ H ] / Halde

Halde traducir español

42,308 traducción paralela
O halde şunu cevapla...
Contesta a esto...
O halde ne var?
¿ Qué es lo que pasa entonces?
Yakınları, tanınmayacak halde değiştiğini söylüyorlar.
Sus conocidos dicen que está irreconocible.
Fena halde dayak yemiş.
La golpearon.
Ben de günlerimi hayat tarafından ağır darbeler yemiş insanların olduğu bir yerde geçiriyorum. Bazıları tedavi edilemeyecek halde.
Paso mis días en compañía de aquellos mutilados por la vida... la mayoría de ellos sin reparación.
Aksi halde yerinden sakın kıpırdama. Biraz para ödünç almamız lazım.
Sino, no te muevas.
Parçalanmış halde gördüm tüm ay boyunca birden görmeniz doğru olmayacktır.
Lo que he visto en el transcurso de un mes, ¿ cómo podrás soportarlo de repente?
- O halde götürürüm ben de.
- Entonces se la devolveré.
Karşılıklı fayda için ücret indirimi konuşalım o halde.
- Así que podemos negociar un descuento para beneficio mutuo.
Başvuru sürecine başlamak için belge işlemlerini halledelim o halde.
Vamos a empezar con el papeleo para empezar con la solicitud.
İki kundakçılık kurbanı, 35 yaşında kalp krizi ve seri halde kusan 3 yaşında bir bebek ; daha saat 5 olmadı bile.
Dos víctimas por un incendio provocado, ataque al corazón a uno de 35, y vómitos a propulsión de un niño de tres años, y todavía no son ni las cinco.
O halde sana olan nefretini de bilirsin.
Entonces sabes que te odia.
O halde seni üstüne atayım.
Entonces te arrojaré yo.
Pekala yapın o halde.
Okay, entonces haganlo.
O halde neden öldün?
¿ Y entonces porque estas muerta?
O halde yarın en kısa sürede getirin.
Tráelo mañana lo más pronto posible.
- Kim göbek deliği olduğu halde, göbek halkası alır ki?
¿ Quién se hace un piercing del ombligo si lo tiene hacia fuera?
O halde neden oyuncak mağazalarında alışveriş yapıp küçükler ligine gidiyor ve okul turlarına katılıyor?
Entonces, ¿ por qué compra en jugueterías, va a juegos de ligas infantiles y hace recorridos en escuelas?
Sana bir şey söyleyeyim Einstein, çok feci halde yanılıyorsun ve sana bunu kanıtlayacağım.
Bueno, adivina, Einstein, estás completamente equivocado, y estoy a punto de demostrártelo.
Cam, uyuşturucudan arınır halde annemdeyiz. Polis onu arıyor.
Dios.
Ama bu halde yapamaz, onu bu halde görmemeliler.
Pero él no puede... No pueden encontrarlo así.
Peki, burada ne arıyorsunuz o halde?
Vale. ¿ Entonces qué haces aquí?
Peki o halde.
Está bien, entonces.
Bu sabah saat yedide neredeydin o halde?
¿ Entonces dónde estabas esta mañana a las 7?
Böylesine rezil ve üzücü bir halde olmasına rağmen Canlı Tabanca bir dakika bile hapiste vakit geçiremez.
Incluso en este lamentable, patético estado, Weaponizer no pasará ni un minuto en la cárcel.
İşin sonunu bildiği halde böyle yapması çok garipti.
Lo que es raro, considerando que sabía el resultado.
Hadi tanışalım o halde.
Así que, arreglémoslo, ¿ quieres?
- Evet, o halde hazır yavrunda Dan'deyken...
Bueno... mientras tanto, dado que tu vástago está con Dan...
Cam, kendi sorunlarıyla boğulmuş halde.
Cam envuelto en sus propios demonios.
O halde temyiz kurulunun sicilini temizlemesine izin ver fikrini değiştirip gelecekte üniversiteye başvurma ihtimaline karşın.
Entonces deja que el consejo de apelación limpie tu expediente, en caso de que cambies de idea y quieras solicitar el ingreso a la universidad en un futuro.
O halde her birimizin neden burada olduğunu ve almış olabileceğimiz önleyici eylemler olup olmadığını konuşup görelim.
Así pues, vamos a ir rotando y cada uno va a decir por qué está aquí para así ver si hay alguna medida correctiva que pueda tomar.
- O halde bunu düşünmeyi kes.
- Pues deja de pensar en eso.
O halde annen de başarılı olmak için derslerine güzelce çalışmamış.
Debe haber reprobado la escuela.
O halde bize yardım edebilir misin?
¿ Puede ayudarnos?
O halde sağı solu belli olmayan, kendini beğenmiş onunla anlaşamayanları öldürmeyi düşünen biri nasıl?
Oh, ¿ Entonces tengo que decir que ella es una narcisista temperamental con tendencias auto-destructivas a quien no le gusta trabajar con otros?
O halde teşekkür ederim.
Bueno, gracias por rescatarme.
Sanırım yok, peki o halde, itiraz yok ise oylamaya...
¿ Ninguna? Muy bien, entonces. Si no hay ninguna exposición, votaremos...
Siz yapın o halde.
Háganlo ustedes mismos, entonces.
O halde belki de satmalısın.
Quizá deberías venderlo.
O halde ne gerekiyorsa yapmalıyız.
No nos queda otra entonces.
O halde bana şarkı söyle.
Entonces cántame a mí.
- O halde...
- Entonces...
Güzel o halde onu bana geri getir.
Bien entonces tráelo de vuelta a mí.
Aksi halde şimdiye kadar oğlum bulunurdu değil mi?
De lo contrario, ¿ no tendría a su hijo de regreso en estos momentos?
Aksi halde burada rahat rahat oturuyor olmazdık.
De otra manera no estaríamos comodamente sentados aquí.
Bu halde ülkeye ve insanlara nasıl bakacaksınız?
¿ Cómo va a cuidar a las personas o al país?
Ve hepsi gerçeği konuşmalılar aksi halde kimse canlı çıkamaz.
Y todos ellos deben hablar con la verdad o nadie sobrevive.
Miami'den kız kardeşimi bu halde görmeye getirdiğine inanamıyorum.
¿ Me trajiste de Miami para ver a mi hermana así?
Karelaj tarama o halde.
A buscar por cuadrantes.
O halde kimsiniz?
¿ Y quiénes son?
O halde dilenmeyi bırak.
Entonces deja de rogar...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]