English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ H ] / Halife

Halife traducir español

77 traducción paralela
Halife.
El Califa
Halife efendimiz!
¡ El califa!
Halife şişman karnından dolayı her zamanki gibi, büyük veziriyle satranç oynayarak beynini geliştiriyordu.
El Califa no quería que su cerebro engordara tanto como su estómago por una partida diaria de ajedrez con su Gran Visir.
Fırıncının karısı büyük vezirle flört ederken ve halife satranç oyununu kaybederken...
Cuando un Gran Visir flirtea con la mujer de un panadero y cuando un Califa pierde una partida de ajedrez...
Diliyorum ki öldürülen halife canlansın!
Yo deseo que el Califa asesinado aparezca aquí... vivo!
Halife taliplileri bekliyor.
El califa espera a los pretendientes.
En büyük tecavüz, kudretli halife, sizin soylu eviniz üzerinde işlenmiştir. Bu Ahmed, sıradan bir hırsızdan başka bir şey değildir.
¡ La profanación más asquerosa, oh poderoso califa, ha sido hecha en tu noble casa!
Bir zamanlar Halife'ye karşı ayaklanan... Sangali adında yerli bir kabilenin varlığından söz ettiler.
Oí que la tribu sangali se rebeló contra el califa.
İntikam olarak da Halife, onları damgalayıp dillerini kesti. Toplumdan dışlanmalarını sağladı.
Sí, y el califa los marcó a fuego y les cortó la lengua.
Ancak nehir Halife'nin ordusu tarafından tutuluyor... ve gemilerimiz boğazdan geçemiyor.
Pero el califa tiene bloqueado el río y nuestro barco no puede pasar.
O yüzden Halife bir çeşit kandırmaca ile çöle çekilmeli.
Hay que atraer al califa al desierto, con algún truco.
Halife, tüm ordusuyla Nil'den ayrılmış.
El califa dejó el Nilo con su ejército.
İstediğini verirsen Halife seni affedip ödüllendirecek.
El califa te premiará si le obedeces.
Halife, Kitchener ile çarpışmak için ayrıldı.
El califa se enfrentará a Kitchener.
Hapishane kapısının tam karşında Halife'nin cephaneliği bulunuyor. Bu bizim tek şansımız.
Frente a la prisión está el arsenal del califa.
Selam ey ulu Halife.
Salve, poderoso Califa.
Halife'nin yüzüğü!
¡ El anillo del Califa!
Cüppesi ve Halife yüzüğü var.
Lleva la túnica y el anillo del Califa.
Halife üzerinde büyük etkim var.
Tengo influencia sobre el Califa.
Hepinize... - Selam, ey Ulu Halife.
- Salve, poderoso Califa.
Ölene kadar kölenizim, Ey Ulu Halife.
Su esclavo hasta la muerte, poderoso Califa.
Eğer Halife olursa onunla evlenmeye söz verdiğinizi herkes biliyor.
Todos saben que prometí casarme con él si fuese el Califa.
Kamar'ı Halife yapmışlar.
¡ Kamar se ha hecho Califa!
Ve Kamar büyük konsey tarafından Halife ilan edilmiş.
Y el consejo proclamó Califa a Kamar.
- Yeni Halife Kamar El-Zaman'ın emriyle.
– El nuevo Califa Kamar.
Halife olur olmaz ilk yaptığı Şehrazat'a adam yollamak.
El primer acto como Califa fue llamar a Sherezade.
Yeni Halife bunu duyduğunda...
Cuando el nuevo Califa se entere...
Yeni Halife Kamar bunu asla duymayacak.
El nuevo Califa nunca se enterará.
Dansçı kız Şehrazat ve arkadaşlarının yerini Halife'nin yazlık sarayına her kim bildirirse, cömert bir şekilde ödüllendirilecektir. "
quien diese noticias del paradero... de la bailarina Sherezade y sus compañeros... " al palacio de verano del Califa será abundantemente recompensado.
Bugün Halife'nin çadırında sadece neşe var.
Hoy sólo habrá alegría en las tiendas del Califa.
Halife ve Vezir dışında hiçbir erkek hareme giremez.
Ningún hombre, ni califa ni visir, puede entrar al harem.
Düşündüm de, büyüdüğümde, belki ben de Halife'nin hareminde muhafız olabilirim.
Cuando crezca, también quiero ser guarda del harem del Califa.
Emirlerinizi bekliyoruz, Ey Ulu Halife.
Esperamos sus órdenes, Califa.
- Adil Halife!
- ¡ El verdadero Califa!
Ve Halife?
¿ Y el Califa?
Halife kaçmış.
El Califa ha escapado.
Ey, Ulu Halife!
Poderoso Califa.
Halife babam, Moğolların elinde ölmeden önce bunu bana vermişti. Ben hırsız değilim.
No soy un ladrón.
- Halife öldü mü?
¿ El Califa está muerto?
Halkımın düşmanına mı güveneyim, yoksa Halife'nin katiline mi?
¿ Debo confiar en el enemigo de mi pueblo? ¿ O en el asesino del Califa?
İşte, halife geliyor.
Ahí viene el califa. Sonríele.
Halife, cezanızı affetti.
El califa les ofrece el perdón.
- Ben Sinbad, Halife Kasım'ın dostu!
Soy Sinbad, amigo del califa Kassim.
- Ya Halife Kasım ve kız kardeşi?
¿ El Califa Kassim y su hermana, la princesa Farah?
- Onlar iyi. Ama daha halife olmadı.
Están bien, pero Kassim ya no es el Califa...
Prens Kasım, yedi dolunay olmadan taç giymezse... halife olma hakkını tamamen kaybeder.
A menos que el Príncipe Kassim sea coronado antes del paso de las siete lunas... él perderá para siempre su derecho a ser Califa.
Prenses Farah'ı, Halife Kasım'dan istemeye niyetliyim.
Intento pedirle al Califa Kassim la mano de la princesa Farah en matrimonio.
Bu evliliğe rıza gösterecek bir halife yok ki.
No hay Califa que consienta su casamiento.
Oğlun Rafi'nin halife olmasını istiyorsun!
Quieres que tu hijo Rafi sea el Califa.
HALİFE'NİN NİL KIYISINDAKİ DERVİŞ VE YERLİ KABİLELRDEN OLUŞAN ORDUSU
EL EJERCITO DEL CALIFA DE DERVICHES Y NEGROS EN EL NILO
- Demek Halife Harun ölmüş!
- ¿ Así que el Califa está muerto?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]