Handy traducir español
120 traducción paralela
- Rance, bu Handy Strong.
- Rance, éste es Handy Strong.
Telsizini aldın mı?
¿ Tienes tu handy?
Handy, onun bunun çocuğu!
¡ Handy, granuja!
- Handy.
- Handy.
- O seninkiydi, değil mi, Handy?
¿ Ese es tu camión, verdad Handy?
Bayan Handy?
¿ Señora Handy?
Uygun ekrana yansıtılan gölgeler.
Sombras en la pantalla de handy-dandy.
Yaşlı Tom Handy bunu asla başaramayacağına dair yeminler etmişti.
Muchos dijeron que nunca lo conseguirías.
Mesela Jerome Handy gibi "Bahisçi Al." rolünde.
Está Jerome Handy, como "Al, el corredor de apuestas".
- Fakat, yetenekli atları.
- Pero, Sr. Handy, ¿ caballo?
Mahkeme Salonunda Elizabeth Taylor'a bunu söylemek hata olurdu.
Sr. Handy, sería un grave error insultar a Elizabeth Taylor en mi corte.
Bazen bu sadece bir şüphedir. Bazen de değildir.
A veces lo sentimental es sólo eso, Sr. Handy pero a veces, no.
El bağlayıcı kesinlikle bozulmaz.
El Handy Bundler es indestructible.
El bağlayıcı için yüzlerce kullanım alanı bulabilirsiniz. Mağazada, evde, büroda ve iş yerinizde.
Encontrara cientos de usos para su Handy Bundler en el hogar, la oficina o el trabajo.
- Galiba Bay ve Bayan Evan Handy'yi ve Stuban cam kasemizi sildin hayatım.
Borraste al Sr. Y Sra. Handy y su cuenco de vidrio. Espera.
Müzenin güvenlik sistemi en son sistem Amerikan teknolojisiyle donatılmıştır.
Es el handy de la seguridad del Museo. Tecnología Americana.
Ve unutma Handy Cenaze Evi önemli günlerde herkese limuzin veriyor.
Y recuerda, todo el mundo, tiene algun funeral y ofrece limusinas para alguna ocación.
Atla Handy'lere gitmeni istiyorum.
Quiero que cabalgues hasta la casa de los Handy...
Handy's Hardware'den ortopedik traktör koltuğu minderi kazanacak.
Un asiento acojinado ortopédico de la Ferretería Hábil.
Kazandınız, Judy! - Günaydın, Handy.
- Buenos días, Hábil.
- Günaydın, Handy.
- Buenos, Hábil.
- Günaydın, Handy.
- Buenos días, Hábil.
- Günaydın, Handy!
- Buenos días, Hábil.
- Günaydın, Handy.
- Buenos días, Hábil. - ¡ Buenos días!
Handy Harrison.
Hábil Harrison.
- Handy! - Hadi ama. Bir tahmin.
Intenta adivinarlo.
Bugün söylediğinde bilmiyorum, Handy.
Hoy, cuando dijiste que estabas... No sé, Hábil. ¿ Por qué no me dices tú cuál es el problema? - Yo no tengo problemas.
Bizden habersiz kayıt memurumuz, Irma Brisker Harold Harrison'u ikna edip sanırım onu Handy Harrison olarak tanıyorsunuz, efendim.
Sin nuestro conocimiento, Irma Brisker, la del registro... asumió la responsabilidad de convencer a Harold Harrison... Seguramente lo conoce como Hábil Harrison.
Handy'nin ev hayvanı.
Es un animal rescatado. Es la mascota de Hábil.
- Selam, Handy.
- Hola, Hábil.
- Handy, beni tanıştırmayacak mısın?
Hábil, ¿ no vas a presentarme?
Mandy ve Handy.
Mandy y Hábil.
Sayın Başkan! Evet, Handy.
¡ Sr. Presidente!
- Evet. - Handy Harrison hakkında bir kaç sorumuz olacak.
Sólo unas preguntas sobre Hábil Harrison.
Biraz düşün, Handy.
Piénsalo, Hábil.
Handy! - Bu nedir?
¿ Qué es esto?
- Handy! Handy!
¿ Qué está ocurriendo?
Handy! Neye benziyor?
¿ Qué parece?
Handy! - Arkadaşlar, lütfen. Selam, Handy.
Muchachos, por favor.
Güç bir insandan 10 yıl götürür, Handy.
El poder le quita 10 años, Hábil.
Medyayı ara ve sabah burada olmalarını sağla. Aynı anda Handy Harrison'u da tuvaleti onarması için buraya çağır.
Que vengan mañana a primera hora... y que Hábil Harrison venga a reparar el inodoro.
- Handy, seçim hakkında ne düşünüyorsun?
Hábil, ¿ cuáles son sus políticas?
Günaydın, Handy. - Günaydın, Sayın Başkan.
Buenos días, Sr. Presidente.
- Evet. Handy, Bayan Mannis'i davet ettiğim de ikinizin bir ilişkisi olduğundan haberim yoktu.
Quiero aclarar que cuando invité a salir a la Srta. Mannis... yo no sabía que ustedes tenían una relación.
- Alo! - Handy'nin hırdavat dükkanı.
Ferretería Hábil.
- Hayır, burası Handy'nin hırdavat dükkanı.
- No, es la Ferretería Hábil. Bien.
- Belediye Başkanı Handy.
- Hábil para alcalde.
Şimdi ne yeri nede zamanı, Handy. Ama perşembe gecesi belediye binasında ne dersin?
Pues, no es ni el momento ni el lugar adecuados, Hábil... pero digamos que en el ayuntamiento la noche del martes.
- Handy! Çık git buradan.
Vete de aquí.
Resmen Handy'den ayrıldınız mı, Bayan Mannis?
¿ Terminó oficialmente con Hábil, Srta. Mannis?
Becerikli Hank, reddettiği adam.
Handy Hank, el muchacho que ella rechazó.