Hank traducir español
7,655 traducción paralela
- Hank burada değil. - İnanmıyorum. - Sence bu işe nasıl bulaşmıştır?
Hank no está aquí. ¿ Alguna idea de cómo se vio atrapada en esto?
Hank.
Hank.
Hank, kes şunu!
¡ Hank, para!
- Hank!
¡ Hank!
- Neyden bahsediyor, Hank?
¿ De qué está hablando, Hank?
- Hank?
¿ Hank?
- Hank Wade ve Sonya Cross.
Hank Wade y... Sonya Cross.
Sen de beni izledin, Hank.
Tu me viste, Hank.
- Trubel, ben Hank.
Trubel, soy Hank.
Hank, bir adres buldum.
Hank, tengo una dirección.
Hank?
¿ Hank?
Evet Hank.
Sí, Hank.
Sadece sen ve Hank Wade.
Solo Hank Wade y tú.
Hank ve ben, Eleanor Nacht dosyasında Agent McKenzie ile çalışıyorduk.
Hank y yo estuvimos trabajando con el agente Mckenzie en el caso de Eleanor Nacht.
- Hank nasıl?
¿ Cómo está Hank?
Neden bir cinayet şüphelisinin bizimle yaşadığını öğrenmek istedi.
Quería saber por qué tenemos a una sospechosa de homicidio quedándose con nosotros y por qué Hank y yo la presentamos...
Hank, senin ne işin var burada?
Hank, ¿ qué estás haciendo aquí?
Geçen sefer az kalsın ölüyordu Hank.
La última vez casi la matan, Hank.
Bu şekilde devam edemeyiz Hank.
No podemos seguir con esto, Hank.
Daha sonra Nick ve Hank onu bir olay yerinde kriminoloji öğrencisi olarak tanıttı.
Más tarde, Nick y Hank la trajeron a una escena del crimen y la presentaron como una estudiante de Criminología.
Selam Hank.
Hola, Hank.
Hank!
¡ Hank!
- Hank Voight, değil mi?
- Hank Voight, ¿ cierto?
Hank, Enrietto hakkında konuşamayız?
Hank, no puedo hablar sobre Enrietto.
Hank Voight hayatında hala mı?
¿ Todavía está Hank Voight en tu vida?
Hey, Hank?
¿ Oye, Hank?
" Sen neden Hank ile gitmeyin, biliyor
" ¿ sabes? , ¿ por qué no vas con Hank?
- Hank burada mı?
¿ Hank está aquí?
Hank burada değil.
Hank no está.
Dinle, Hank için çalıştığını biliyorum.
Escucha, sé que trabajas para Hank y que tú...
Bu konuda Hank'e yeteri kadar açık davrandığımı düşünüyordum.
Y creo que fui bastante clara sobre eso con Hank.
Tamam. Neler oluyor, Hank?
Vale, ¿ qué pasa, Hank?
Öyle mi Hank?
- ¿ En serio, Hank?
Hank, aşağıda seni tanıdığını söyleyen bir kız var.
Hank, tienes a alguien abajo que dice que te conoce.
- Siz Hank misiniz?
- ¿ Eres Hank?
Nick, Hank'e yardım etmem lazım, tamam mı? Döneceğim şimdi.
Nick, debo ayudar a Hank, ¿ sí?
Hank, burada da bir herif var.
Hank, hay un hombre en este también.
Tanrım. Hank!
Dios mío.
Tut şunu. Hank!
Agárralo.
- Hank!
- ¡ Hank!
Hank? - Seni duyuyorum.
- No te estoy ignorando.
Hey, Hank, bir süreliğine çıkıyoruz biz.
Oye, Hank, nos vamos un rato.
Hank, oldu mu?
Hank, la Tierra.
Hank'e?
¿ Hank?
- Hank, bana bırak.
Hank, yo me encargo.
Çocukları olduğunu bilmiyordum. Pekâlâ. Gitmem lazım.
No sabía que tenía hijos. ¿ Está bien? Hank.
Ve neden Hank'le beraber onu olay yerinde kriminoloji öğrencisi olarak tanıttığımızı. Bence ona doğruyu söylemen gerekecek Nick.
Creo que tendrás que decirle la verdad, Nick.
Nick!
¡ Hank!
- Hank!
- ¡ Nick! - ¡ Hank!
- Tamam, söylerim.
- Sí. ¿ Hank?
Biliyor musun?
Yo también estoy harta de estar aquí encerrada, así que vamos a la droguería de la acera de enfrente. ¿ Hank? ¿ Sabes qué?