Hapı traducir español
6,277 traducción paralela
Sadece dört hapım kaldı.
Solo quedaban cuatro pastillas.
- Hapı yuttuk değil mi!
- Estamos fritos, ¿ verdad?
Doğum kontrol hapı var, B planı var.
Tengo anticonceptivos. Tengo Plan B.
Yeri geldiğinde kendimi öldürmem için bana bir gece kilidi hapı verin.
Necesito una píldora Nightlock, para morir cuando sea necesario.
O zaman bana bir gece kilidi hapı verin.
Denme una píldora Nightlock.
Bu acıyı dindirmek sihirli bir hapın yapacağı bir şey değildir.
El dolor que conlleva no es algo que... solucione unas pastillas mágicas.
Sonra uyku hapı içtim.
Y luego tomé una pastilla para dormir.
Muhtemelen hapı yuttum.
Enfrentémoslo. Probablemente estoy jodido.
Ama en a 4 hafta boyunca bütün cinsel aktivitelerden kaçınmamı söyledi. - Hapı almaya başladıktan sonra yani.
Pero ella dijo que debo de abstenerme de... toda actividad sexual durante al menos cuatro semanas, ya sabes, después de comenzar con la píldora.
Hapı yuttuk.
Estamos tan jodidos.
Uyku hapı.
Es un barbitúrico.
Hapı yutan benim.
Yo estoy frita.
Doğum kontrol hapını ezip kahvesine döktüm.
Solía darles... la píldora del día después. Se las ponía en su café.
- O çocuğa kaç tane uyku hapı verdin?
Tío, ¿ cuántas pastillas para dormir le diste al chaval?
Kendimi asla hap alarak öldürmem.
Probablemente lo haría de una manera mucho más genial.
Bunca hap çok fazla... -... ve onu delirtiyor. - Yaz şu şarkıyı!
Son demasiadas pastillas y lo vuelven loco.
Sakız, hap, nikotin bandı, hipnoz, akapunktur.
Goma de mascar, píldoras, parche, hipnosis, acupuntura.
Doktora gitmiş.Doktor reçetesine günde iki hap erkeklik hormonu yazmış.
El doctor le prescribe hormonas masculinas para elevar su testosterona, dos pastillas al día.
Nick McVeigh, Nemrton'daki liselere hap satıyor.
Nick McVeigh vende anfetaminas en las escuelas en Newton.
Her üç saatte bir, bir hap diyor.
Una cada tres horas.
Doktor Richards sana birkaç güzel hap yazdı.
Dr. Richards prescribe algunas píldoras de la felicidad para usted.
Aşk hâlâ bir hap İyileştirmeyen bir esrar
El amor sigue siendo una droga Que es el efecto y no la...
Aşk hâlâ bir hap İyileştirmeyen...
El amor sigue siendo una droga
Aşk hâlâ bir hap
El amor siguió siendo una droga
İşten çıkmadan önce cebime her gün birkaç hap atıyordum yeterince biriktirince hapları it herifin kimsenin elini sürmesine izin vermediği süslü viski şişesine boşalttım.
Puse un par de píldoras en mi bolsillo... todos los días antes de salir del trabajo, guardaba suficiente, acumulándolas... y poniéndolas en su bonita botella de whisky... que no iba a dejar que nadie más tocara.
Geceyi kanatlandırmak için bir çift hap.
Un par de anfetaminas para aguantar la marcha nocturna.
Anında etkisini gösteren zehirli bir hap.
Un veneno que actúa de inmediato.
Deneysel bir hap.
Un medicamento experimental.
- Hişt.Yok bir şey.Sadece hap o kadar.
Tengo miedo! - Todo esta bien. Es sólo las drogas.
- Dur da sana hap getireyim.
Déjame buscarte algunas píldoras.
- Dur da sana hap getireyim.
Déjame darte una pastilla.
- Hap içmiş.
- Se droga.
- Hap mı içmiş? !
- ¿ Se drogó?
Hap kullanacağın kesin tabii.
Claro que lo hiciste.
Hap falan da yok.
Nada de píldoras.
Siz üç minik, altın sarısı, hap gibi, sihirli varlıksınız ve sadece İngiltere'yi değil, kalbimi de çaldınız.
Sois mis tres milagrosas pildoritas amarillas, y además de la corona, me habéis robado el corazón.
Artık hap istemiyorum, lütfen, lütfen.
No más píldoras, por favor, por favor.
- Bu bir hap Will.
Se trata de una pastilla, Will.
- Ne, zorlaşınca hap mı alıyoruz?
- ¿ Qué, en duras tomamos EXs?
Son iki hap fena çarptı be dostum.
Las últimas dos pastillas fueron un golazo, amigo.
Biliyorsun, böyle şeyler çok...
y para que lo sepas, los tipo de cosas hap...
Her derde deva hap halim.
En prácticas tabletas masticables.
Hayır, geçen sefer yaptığım Greg-prin'di. Her derde deva hap halimden uydurmuştum.
No, la otra vez dije Greg-acil que, si lo recuerdas, viene en prácticas tabletas masticables.
Hap kullanmıyor muydun?
¿ No tomas la píldora?
Nasıl hap kullanmazsın?
¿ Cómo es que no?
90'larda aldığımdan bile daha fazla hap alıyorum.
Tomo más pastillas ahora que las que tomaba en los'90.
Bizi seven yok tatlım. Ayrıca onlarda uyuşturucu, hap ve içki de var.
No le agradas a nadie, cielo, a menos que tengan las drogas.
İçine birkaç uyku hapı attım.
Lo he drogado con pastillas para dormir.
- Hap alsam olur mu?
- ¿ Te importa si me tomo una pastilla?
Tabii, al hapını sen.
- Sí, claro, toma-tela.
Hap almam gerek.
Yo, eh... Necesito pastillas.