Harris traducir español
3,940 traducción paralela
- Selam, Harris.
- Ey, Harris.
Halk uyarıldı, Harris.
El público fue advertido, Harris.
Bak Harris, acımadan kaynaklı bir iş istemiyorum.
Mira, Harris, no quiero un trabajo por lástima.
Harris'e kesinlikle geri dönmeyeceğini mi söyledin yani?
Entonces le dijiste a Harry que definitivamente no vas a volver?
Evet, Harris.
Si, Harris.
Harris, işe dönmek zorundayım.
Harris, Tengo que volver al trabajo.
"Bağırmak?" Buna ebeveynlik deniyor Harris.
"Manejando"? Se llama paternidad, Harris.
Harris, tüm bu maskaralığı bitiremez miyiz?
Harris, podemos parar con toda esta farsa?
- Harris eğer geri dönseydim bu iş için olurdu, istismar için değil.
- Harris, Si vuelvo, será por el trabajo, sin explotación.
Harris sana söylemek zorundayım.
Harris, Tengo que decirte.
Biliyor musun Harris çok iyi bir dost.
Harris es realmente un buen amigo.
Hayır, tek bir sebebi var o da Harris.
No, fue una razón en particular. Es Harris.
Birinci sırada kim var peki? Harris mi?
¿ Y quién es el número uno?
Kayıp olması ölü olduğu anlamına gelmiyor.
¿ Harris? Su desaparición no implica su muerte.
Bak, kariyerinle ilgili endişelisin biliyorum... ve Chevy bir aile adamı olmana güveniyor. Ama Bayan Harris'in duygularıyla oynamak doğru yöntem değil.
Mira, sé que estás preocupado por tu carrera y Chevy cuenta con que seas un hombre de familia pero jugar con los sentimientos de la Srta. Harris no es la manera correcta de hacer las cosas.
Müfettiş Harris, söylemeliyim ki onur duydum.
Bien, Superintendente Harris, debo decir, estoy realmente apenada.
Az önce bir sinemayı soyup bunun için yakalanan on yaşındaki çocuk Meyer Harris Cohen, ama herkes ona Mickey der.
Ese niño de diez años que acaba de robar un cine y al que han atrapado por su trabajito... Es Meyer Harris Cohen, pero todo el mundo lo llama Mickey.
James Harris.
James Harris.
CBI'dan geliyoruz. James Harris siz misiniz?
Agentes del CBI. ¿ Es usted James Harris?
Bu en son Bay Harris'e de olmuştu.
Y la última vez que pasó eso fue el Sr. Harris.
- Bay Harris, Pushkinleri tanır mıydınız?
Sr. Harris, ¿ conocía a los Pushkin?
Robyn Harris, abinin İngilizce öğretmeni.
- Robyn Harris, la profesora de Inglés.
Olay Yeri İnceleme zehirli hapların konduğu torbada Bayan Harris'in parmak izini buldu.
También se hallaron las huellas de la Sra. Harris... en la bolsa de las drogas envenenadas.
Başkomiser, parmak izinin Bayan Harris'e ait olduğunu 2003'te savaş karşıtı bir eylemde tutuklandığı zaman alınan parmak izi sayesinde doğruladık.
Capitán, confirmamos las huellas de la Sra. Harris, fue detenida en una protesta antiguerra en el 2003.
Bayan Harris'i tutuklayın ve evini arayın.
Arrestemos a la Sra. Harris y revisemos su casa.
Bayan Harris, Amy Sykes'ı tanıyorsunuz sanırım?
Sra. Harris, creo que conoce a Amy Sykes.
Bayan Harris, tutuklusunuz.
- Sra. Harris, queda detenida.
Bu taraftan, Bayan Harris.
Venga, Sra. Harris.
Anlaşılan romantikten ziyade pratik bir ilişkiniz varmış, Bayan Harris.
Parece más real que la mayoría de las fantasías, Sra. Harris.
Yoktu, sadece çocukların ve Bayan Harris'in parmak izi vardı.
No, solo tenía la huellas de los chicos y de la Sra. Harris.
Siz Harris kardeşler olmalısınız.
Ustedes son los hermanos Harris.
Müdür yardımcısı olan hanginiz, avukat olan hanginiz?
Tao. - ¿ Quién es el subdirector, y quién...? - Michael Harris.
Michael Harris. Robyn'i ben temsil edeceğim.
Representaré a Robyn.
Bay Harris, kaç yıldır evlisiniz?
¿ De qué acusan a Robyn? Sr. Harris, ¿ cuánto llevan casados?
Bay Harris, karınızı iki ayrı birinci derece cinayetten, reşit olmayan kişi ile cinsel ilişkiden ve uyuşturucu madde dağıtımından tutukluyoruz.
Sr. Harris, arrestamos a su esposa por dos cargos de homicidio en primer grado, sexo con un menor, y distribución de narcóticos.
Demek bu yüzden hem Bay Harris'i hem de şüpheliyi temsil etmesi için kardeşini getirttiniz.
Por esto querían que el Sr. Harris trajera al hermano como abogado de ella.
Robyn Harris herkesin düşündüğü gibi zeki bir kadın olsaydı zehri evinde saklar mıydı ya da bilgisayarda kanıt bırakır mıydı?
Si Robyn Harris es tan inteligente como pensamos, ¿ por qué dejaría el veneno en su casa y las pruebas en su laptop?
Harris, karısının ne işler karıştırdığını öğrendi.
Harris averiguó lo que hacía su esposa...
Gidip Chris Harris'i tutuklayabilir misiniz, lütfen?
Tao, ¿ podrían arrestar a Chris Harris?
Hapse gireceksiniz, Bayan Harris.
Va a ir a la cárcel, Sra. Harris.
Her zamanki gibi ben Seth Byrne. Kamera arkasında da bana titremez elleriyle Anderson Harris eşlik ediyor.
Como siempre, soy Seth Byrne junto a mi mano derecha detrás de cámaras, Anderson Harris.
Ben Anderson Harris.
Soy, Anderson Harris.
Eskiden Kim Harris'miş, ondan önce de Kate Miller'mış.
El problema es que también es Kim Harris, y antes de eso, Kate Miller.
Kim Harris ya da Kate Miller mı diyeyim?
O Kim Harris, Kate Miller.
Hava Mareşali Arthur Harris'ten bir mektup.
Una carta del Mariscal del Aire Arthur Harris.
Anlıyorum, Earl,... ancak Hava Mareşali Harris bizi buna zorluyor.
Entiendo esto, Earl, pero el Mariscal del Aire Harris quiere que empujemos con todo lo que tengamos.
Bu da yetmezse,... Harris, Berlin'i vurmak için gemileri yakmış, inanırsan.
Harris está decidido a golpear Berlín pronto, créame Ud.
Rachel Harris. Siz birini mi arıyorsunuz?
Rachel Harris. ¿ Está... buscando a alguien?
Harris'i Atina'ya yolladım. Booker'la birkaç kişiyi de İstanbul'a gönderdim.
Bueno, he enviado a Harris a Atenas y a Booker y a un par de los otros a Estambul.
Ben bir tür... Brad Pitt'im ya da bir Neil Patrick Harris.
Soy como... un Brad Pitt o un Neil Patrick Harris.
Dana Harris var.
Hay una tal Dana Harris.