Hepimizin traducir español
9,837 traducción paralela
Hepimizin başka seçenekleri vardır.
Todos tenemos una elección.
Cerrahlar yasanın hepimizin yararına olduğu konusunda fikir belirtiyorlar.
Los cirujanos alegarán que esa ley es en beneficio de todos nosotros.
Londra'nın güneyinde, fakirlerin hepimizin hakettiği şekilde sevgiyle bakıldığı bir hayırsever hastanesi işletiyor.
Dirige un hospital de caridad al este de Londres donde los pobres son tratados con el amor y respeto que todos merecemos.
Hepimizin iyiliği için.
Por nuestro bien.
Hepimizin Amerikalılarla evlenmesi gerektiği ortada.
Está claro que todos deberíamos casarnos con estadounidenses.
Hepimizin Tanrı'nın önünde saygı duyması gerektiği gibi.
Tal como todos debemos entregarnos a dios.
Hepimizin derdi var.
Todos tenemos problemas.
Hepimizin olması gerektiği gibi, anı yaşıyor.
Vive el momento, como todos deberíamos.
Bu yakınlıkta bir hiyerarşi var. Hepimizin rütbesi var.
La Familia tiene una jerarquía, todos tenemos nuestro lugar.
Hepimizin bunu beklediğini biliyorsun.
tu sabes que todos lo estamos esperando.
Hepimizin arzuları vardır, James.
Todos tenemos nuestros deseos, James.
Hepimizin kaybedecek bir şeyi var.
Todos tenemos algo que perder.
"Bana yapılan, hepimizin özgürlüğüne yapılmış bir saldırıdır."
" Lo que están haciéndome es un golpe contra la libertad de todos nosotros.
- Neden hepimizin aklından puding geçiyor?
¿ Por qué todos pensamos en budín?
Gel, hepimizin içinde çocuk ve dileklerimiz vardır.
Vamos, todos tenemos un niño dentro, y todos tenemos deseos.
Er ya da geç hepimizin onu görmesi gerekir.
Con el tiempo, todos la vemos.
Bu tarz şeyler çiftçi topluluğuna hepimizin aynı tarafta olduğunu hatırlatıyor.
Estas cosas le recuerdan a la comunidad de granjeros que estamos del mismo lado.
Keşke annene de hepimizin aynı tarafta olduğumuzu anlatabilsek.
Me gustaría poder recordarle a tu madre que estamos del mismo lado.
- Güvende olmadığımı ele aldığımız ilmek davasının daha büyük bir şeyin test koşuları olduğu benim ve muhtemelen hepimizin kullanıldığı ve bir şeyler ters giderse tehlikeye girebileceğimizi.
Que no estoy a salvo, que los casos de hilvanes que resolvimos son casos de prueba para algo más grande, y que yo, y posiblemente todos nosotros, estamos siendo usados. Y que si algo sale mal, podríamos estar en peligro.
Marta'ya olanlardan sonra hepimizin biraz hassas olduğumuzu biliyorum o yüzden, cevap arayışımızın devam edeceğine söz veriyorum ama şu an yapacak bir işimiz var.
Ahora, sé que estamos todos con la herida abierta después de lo que pasó con Marta, así que les prometo que nuestra búsqueda de respuestas continuará, pero ahora mismo tenemos trabajo que hacer.
Hepimizin çektiği gibi acı çekmiyorlardı.
No están sufriendo como el resto de nosotros.
Hepimizin iki çeşit yapısı olduğundan.
Bueno, todos tenemos dos naturalezas.
Ve hepimizin buna inanacak kadar aptal olduğunu sandığın için, yazıklar olsun.
Vergüenza por pensar que todos seríamos tan idiotas como para creérnoslo.
- Onun da işi bu, hepimizin meselesi.
- Este es su asunto. Es asunto de todos. - Permanezca alejado.
Hepimizin.
Todos nosotros.
Ben sadece hepimizin... bir yerde güvende hissetmesini istiyorum.
Solo quiero que todos nos sintamos seguros en un sitio.
Hepimizin var.
Todos lo tenemos.
Hepimizin bir şeylere inancı olması gerekir Bayan Crain.
Todos debemos tener fe en algo, Srta. Crain.
Sen giderken hepimizin yüzünün halini gösteren bir fotoğraf olsa keşke.
Ojalá tuviésemos una fotografía de nuestras caras cuando entraste.
Cömertliğin hepimizin malumu.
No es la generosidad lo que discuto.
Hepimizin küçüklük anlayışı farklı demek ki.
Creo que podríamos tener definiciones muy diferentes de esa palabra.
Bir ara hepimizin kasırgaya kapılacağını düşündük.
Pensé que nos iba a volar a todos.
Hayır, hepimizin bileceği iş ve sen de farkındasın.
No. Nos incumbe a todas y lo sabes.
Hayır, hepimizin aynı acil işi çıktı.
No, todos tuvimos la misma emergencia.
Hepimizin.
Todas nosotras.
Ve hepimizin döneceği şeyler vardı.
Y todas teníamos vidas a las que regresar.
Bu hepimizin düşündüğü şey değil mi?
¿ No es lo que todas pensamos?
Evet, ve Sara'ya hepimizin iyi olduğunu söylemesi için yalvardım.
Sí, y apuesto que le ha dicho a Sara que estamos bien.
Tercihen hepimizin ölmediği.
Preferiblemente uno que no nos involucre a todos muriendo.
Tek bildiğim, hepimizin malumu eski hayalet hikâyeleri.
Todo lo que sé son las mismas viejas historias de fantasmas que compartimos.
Evet, hepimizin bildiği üzere çatışma içinde bulunmanın verdiği yaygın sonuçları atlatmak için ilaç tedavisi uyguladığımı biliyoruz.
Sí, bueno, eh, todos sabemos Que estoy tomando los pasos prescritos para superar Los temas muy comunes causados por situaciones de combate.
Çıcuklar, ilk kez hepimizin aynı anda tek bir yere odaklandığını fark ettim.
Chicos, me acabo de dar cuenta de que esta es la primera vez que estamos solteros al mismo tiempo.
Hepimizin vardır leydim.
Todos lo necesitamos a veces, milady.
Böyle bir günde hepimizin bir arada olması gerektiğini söylüyor.
Piensa que tenemos que estar juntos en un día como este.
Hepimizin iyiliği için.
Por el bien de todos.
Hepimizin doğal sezgileri vardır.
Todos tenemos la intuición natural.
Hepimizin bildiği gibi, kayıt altına alınmamış düzinelercesi olabilir.
Por lo que sabemos, podría haber docenas más sin documentar.
Hepimizin kazanabileceği bir oyun.
Uno que todos podemos ganar.
Hepimizin bunaldığı günler olur.
Ey, aquí todos estamos abrumados.
Hepimizin bildiği üzere...
No estoy seguro.
Hepimizin iyiliği için haklı olduğunu umuyorum.
- Espero que tengas razón.
hepimizin sorunları var 16
hepimiz 265
hepimize 22
hepimiz gibi 27
hepimiz biriz 41
hepimiz iyiyiz 17
hepimizi 34
hepimiz mi 18
hepimiz biliyoruz 28
hepimiz birimiz 20
hepimiz 265
hepimize 22
hepimiz gibi 27
hepimiz biriz 41
hepimiz iyiyiz 17
hepimizi 34
hepimiz mi 18
hepimiz biliyoruz 28
hepimiz birimiz 20