Her zaman dediğim gibi traducir español
171 traducción paralela
Değil mi Bobby? Her zaman dediğim gibi onu tanıyan hiç kimse böyle bir şeyi düşünemezdi.
Todos los que la conocen saben que es absurdo.
Her zaman dediğim gibi, şafak öncesi en karanlık zamandır. Ve her bulutun kenarında bir beyazlık vardır, üstelik yağmur...
Yo siempre digo que está más oscuro antes del amanecer, que todo tiene su lado buenol, y que después de la lluvia...
Her zaman dediğim gibi çocuksuz bir ev, evsiz bir çocuğa benzer.
Yo siempre digo que una casa sin niños, es como unos niños sin casa
Her zaman dediğim gibi ; aşk, tuhaftır ve sürprizlerle doludur.
Es como siempre he dicho, el amor es muy raro.
Gene de her zaman dediğim gibi ; Oda ne kadar boşsa çalışmalar o kadar iyidir.
De todas formas, siempre digo que cuanto menos trastos, mejor se trabaja.
Her zaman dediğim gibi "Temiz hava istiyorsan, bu şehirde arama"
Y yo le digo : "Si quieres eso entonces no lo busques aquí".
Her zaman dediğim gibi Kelly, çok kafa bir kızsın.
Como siempre digo, Kelly, tú sí que sabes.
Her zaman dediğim gibi, anonim bir şirket kur.
Lo que deberías plantearte en serio es hacer una sociedad anónima.
Her zaman dediğim gibi :
Es lo que siempre he dicho.
Her zaman dediğim gibi, her işte bir hayır vardır.
Siempre digo que no hay mal que por bien no venga.
Her zaman dediğim gibi, güneşin tadını çıkarmak için öncesinde biraz sis gibisi yoktur.
Vale la pena soportar toda esa niebla para después disfrutar del sol.
Her zaman dediğim gibi, geçmişi geçmişte bırak ve umarım sende her nerdeysen aynı şeyi söylersin.
Como siempre digo : Hay que enterrar el pasado. Espero que tengas la misma opinión, allá donde estés.
Her zaman dediğim gibi burası çocuklar için bir cennet.
Pero lo que siempre digo es que es un cielo para los niños.
Her zaman dediğim gibi en tuhaf insanlarla bayanlar tuvaletinde tanışılır.
Bueno, como suelo decir, una conoce gente rarísima en el servicio de mujeres.
Ama, her zaman dediğim gibi iş zevkten önce gelir.
Pero como siempre digo, los negocios están antes que el placer.
Ama her zaman dediğim gibi, Işığın hiçbir zaman ulaşamadığı... içindeki en karanlık derinliğe derin gözlerle bakmak seni asla korkutmamalı.
Pero yo siempre digo que no hay que temer... mirar en lo más profundo de nuestro interior, adonde la luz nunca llega.
Her zaman dediğim gibi sabredin ve kağıtları karıştırın.
Como yo siempre digo, paciencia y baraja.
- Her zaman dediğim gibi...
- Como siempre digo...
Her zaman dediğim gibi, açlık dünyadaki en iyi sostur.
Como siempre digo yo, el hambre es la mejor salsa del mundo.
Ama her zaman dediğim gibi.
Pero como siempre digo...
Her zaman dediğim gibi malla çalışmak daha iyidir.
Es y será como siempre dije : la mercancía es lo mejor...
Her zaman dediğim gibi.
Es como siempre dije.
Her zaman dediğim gibi, "Eğer gülemiyorsan, daha ne yapabilirsin ki?"
Yo siempre digo que, si no puedes reírte, ¿ a qué puedes dedicarte?
Neyse, her zaman dediğim gibi, iş ciddidir.
Siempre he dicho que el trabajo es lo más importante.
Her zaman dediğim gibi, tanıdığım en beyaz zenci sensin.
Siempre dije que eras el negro más blanco que había conocido, Chappie.
Sana her zaman dediğim gibi, evlat.
Es lo que siempre te digo, chico.
İşte burada oğlum. Her zaman dediğim gibi, serveti paylaş.
Creo que debemos compartir la riqueza.
Her zaman dediğim gibi serveti paylaş.
Hay que compartir la riqueza.
Her zaman dediğim gibi, "çiçeğe çiçek yaraşır."
Dulces dones a mi dulce amiga.
Her zaman dediğim gibi, işin eğlencesini ve bütün güzel kadınları sen alıyorsun.
Cómo dije, tienes toda la diversión y las mejores mujeres.
Her zaman dediğim gibi, "Bana sadece oy vermeyin, katılın da." Bugün bunu gerçekleştirdiniz.
En mis discursos siempre digo, "No sólo voten por mí únanse a mí." Hoy sin duda lo han hecho.
Her zaman dediğim gibi kimi vurursan vur, onunla evlenebilirsin de çünkü onlara hayat boyu bağlanırsın onların ya da senin...
Y cuando ella apareció... casi lo estaba esperando. Como yo solía decir... a quien le dispares, es igual que casarte con él. Porque estás vinculado a él de por vida.
Her zaman dediğim gibi, not her şey değildir.
Bueno, yo siempre digo que las notas no lo son todo
Her zaman dediğim gibi... Biz güneylilerin kıçına tekme attık, ve her zaman böyle olacak!
Solo digo que... les hubieran pateado el trasero a los confederados en Topeka.
Ya da benim her zaman dediğim gibi "Bay Grossman" ın.
- O del Sr. Grossman, como siempre lo llamo.
Buna soygun derler. Her zaman dediğim gibi, Kevin.
Es un asalto.
Her zaman dediğim gibi, kötü elemanlar rakiplere güç katar.
Siempre he dicho que un mal empleado fortalece la mano del competidor.
Ama her zaman dediğim gibi en kötüsü bir adamın dişlerini kaybetmesidir.
Pero siempre he dicho que lo peor que puede perder son los dientes.
O iyi bir arkadaşım ve şu anda kendi işleriyle uğraşıyor. Her zaman dediğim gibi, o Joe Bok için fazla seksi.
Es una buena amiga que se dedica a sus cosas... es demasiado para mí.
Her zaman dediğim gibi. Her şey burada.
Como siempre lo dije cariño, está todo aquí arriba.
Delili profesör, her zaman dediğim gibi biz buradayız ama onlar dikkat çekecek derecede yoklar
La prueba es que nosotros estamos aquí y los dinosauros yacen bajo tierra.
Ben Walter Cronkite, her zaman dediğim gibi, "Size söylemiştim."
Soy Walter Cronkite diciendo : "Les dije".
Her zaman dediğim gibi... "Eğer arkadaş bulamıyorsan, sen yap."
Siempre he dicho que si no puedes encontrar un amigo... construye uno.
Zavallı Mac'e dediğim gibi, bir polis her zaman polistir.
Justo lo que le dije al pobre Mac : Un poli siempre es un poli.
Dediğim gibi, her zaman bana söyleneni yaparım.
Repito : Hago siempre lo que me dicen.
Dediğim gibi kadınlar her zaman manevi gelişimime yardımcı olmuştur.
Las mujeres han contribuido a mi progreso moral.
Dediğim gibi, aksi söylenmediği taktirde her zaman bekletiriz.
Ya Ie he d ¡ cho que Ias guardamos s ¡ no se ¡ nd ¡ ca Io contrar ¡ o.
Dediğim gibi önemli insanlar her zaman dakiklerdir.
Como iba diciendo, la gente importante siempre es puntual.
Her zaman dediğim gibi.
Es como siempre digo.
Dediğim gibi, her zaman olabilir.
Ya te dije que hay esperanzas.
Dediğim gibi, bu herifin oldukça tuhaf olduğunu kabul ediyorum. Ama bana karşı her zaman saygılıydı.
Ya os lo he dicho, sé que mi acuerdo con este tío es un poco raro, pero siempre me ha mostrado el mayor respeto.