Herrmann traducir español
407 traducción paralela
Müzik : Bernard Herman.
Música de Bernard Herrmann.
"Alfred Pfaff, Eintracht Frankfurt ve" "Richard Hermann, FSV Frankfurt"
Alfred Pfaff desde Eintracht Frankfurt yO Richard Herrmann, FSV Frankfurt.
Ben Rolf'un kardeşiyim, Hermann. Alman Herrmann.
Soy Hermann, el hermano de Rolf.
Jason Street'in, Herrmann Stadı'na dönmesi nedeniyle oldukça duygusal bir maç olacak.
Y va a ser una noche muy emotiva... con el regreso de Jason Street... al "Herrmann Field".
Neden Herrmann Otlağı'na gidip satın almıyorsun? Adını da Garrity Stadyumu koyarsın.
Se me ocurre una idea, ¿ Por qué no vas al campo Herrmann... y lo compras... y así puedes llamarlo "La Garrity Bowl"?
Bizim gösterimiz Muhteşem Herrmann'ın ikinci gösterisinden sonra.
Actuamos tras la segunda actuación del Gran Hermann.
Babamız terk etmek zorunda kaldıktan sonra, Herrmann bizim yeni gözdemizdi.
Después de que papá tuviera que irse Herrmann fue lo mejor que nos pasó.
Bu Muhteşem Herrmann mı?
El Gran Herrmann.
Herrmann.
Se pronuncia Herrmann.
Sizin bu tatsız durumunuzun önemini anlarken ve aynı acıyı hissederken, Bay Herrmann...
Aunque comprendemos y nos solidarizamos con su situación, Sr. Herrmann...
Muhteşem Herrmann gecenin ikinci performansı için sahnede yerini aldığı gibi...
Mientras el Gran Hermann volvía a escena para su segunda actuación de la noche...
Katil Muhteşem Herrmann'ın numaralarının nasıl çalıştığını biliyor.
El asesino sabe cómo funcionan los trucos del Gran Herrmann.
Bence Alice, Muhteşem Herrmann'ın sandviçindeki marulları yedi.
Creo que Alice se comió la lechuga que se le cayó a Herrmann de su emparedado.
Marulun bu sandviçin içinde olması ve Muhteşem Herrmann tarafından yenilmesi gerekiyordu.
Se supone que la lechuga debía permanecer en el emparedado y ser comida por el Gran Herrmann.
Muhteşem Herrmann'ı öldürmeye çalışıyor.
El asesino intentaba matar al Gran Herrmann.
Acı bir şekilde, Muhteşem Herman muhteşem çıkışından çıkamadı.
Tristemente, el Gran Herrmann no había conseguido escapar de su gran evasión.
Muhteşem Herrmann bu numarayı binlerce kez tekrarladı.
El Gran Herrmann hizo ese truco mil veces.
Muhteşem Herrmann'ın midyelerden, mercanlardan ve istiridyelerden oluşan bir hayran kitlesi vardı.
Tenía un club de fans dedicado compuesto de percebes, corales y ostras.
Zavallı Herrmann.
Pobre Herrmann.
Herrmann'ın intikamı alınacak.
Herrmann tendrá su venganza.
Burada Muhteşem Herrmann'ın benim hak ettiğim rolü vermesini umarak dikildim,.. ... ve önümde sallandırdığı havucu yakalamaya çalıştım.
Me quedo ahí y lo soporto, esperando que el Gran Herrmann cumpla con la zanahoria que me ha estado enseñando y me dé un número propio.
Herrmann ölene kadar senden başka kimseyle sahneyi paylaşmadı.
Herrmann y todos los que compartían el escenario con él han acabado muertos... - excepto tú.
Biri daha sahneyi Muhteşem Herrmann'la paylaşıyordu...
Alguien más compartía el escenario con el Gran Herrmann.
İlk işim Herrmann'ın izleyicileri arasına saklanmaktı.
Mi primer trabajo era de cómplice de Herrmann entre el público.
Herrman sahnede betonlaşırken sen ve miden ne yapıyordunuz?
¿ Qué hacían tú y tu estómago cuando Herrmann estaba siendo cementado?
Burada benim yaptıklarıma saygı göstermeyen tek kişi Herrmann'dı.
Herrmann era el único por aquí que respetaba mi contribución.
Bahse girerim Muhteşem Herrmann o betonun içinde şuan "Pompeii'nin Son Günleri" pozu veriyordur ve size öğrenmek istediğiniz her şeyi söyleyecektir.
Apuesto a que el Gran Herrmann está ahí dentro ahora mismo en alguna pose como sacada de "los últimos días de Pompeya" que les dirá todo lo que necesitan saber.
Dedektifler Muhteşem Herrmann'ın neden dışarı çıkamadığı konusunda kafa yormaya devam ederken Olive Snook diğerlerinin yaptığı gibi bu konuda kafa yoruyordu.
Mientras los investigadores seguían considerando por qué el Gran Herrmann no consiguió salir... Olive Snook estaba a punto de considerar cómo otra persona sí lo había hecho.
Ya da düşünüyordu, tıpkı özel dedektiflerimizin Muhteşem Herrmann'ın nerede olduğunu bildiklerini düşündüğü gibi.
Justamente como nuestros detectives privados creían saber dónde encontrar al Gran Herrmann.
Muhteşem Herrmann nerede?
¿ Dónde está el Gran Herrmann?
Çifte öpücük, çifte sarılma, Muhteşem Herrmann "
Dobles besos, dobles abrazos, el Gran Hermann "
- Neden Herrmann ortadan kaybolsun? Eminim eğer yapmak zorunda kalmasa gözden kaybolmazdı.
No habría desaparecido de no estar obligado.
Bu, babamız bizi terk ettiğinde Herrmann'ın bize dedikleriydi.
Eso es lo que nos dijo Herrmann cuando papá se marchó.
Herrmann, babamızın bizi terk etmesi hakkında sana ne anlattı?
¿ Qué te dijo Herrmann sobre el día en el que papá se fue?
Yeni bir sihirbaz olan Herman Gunt'un zekice tasarlanmış Sihir Ekspres'i bir gönüllü istedi.
Un nuevo mago, hábilmente anunciado como "El expreso mágico de Herrmann Gunt" había llamado a un voluntario.
Bu Herrmann'ın bana anlattığı, size anlatmadığı şey.
Eso es lo que Herrmann me dijo. Esto es lo que no les dijo.
Herrmann sana babamız ortadan kaybolduğunda Ralston'un altını ıslattığını söyledi mi?
¿ Te dijo Herrmann que Ralston se hacía pipí encima tras la desaparición de papá?
Siz Herrmann'a bağlı değilsiniz. Siz babanıza bağlısınız.
No te estás aferrando a Herrmann, te estás aferrando a papá.
İçinde Herrmann'ın olduğu çimento bloğunda değildi.
¿ No estaba en el bloque de cemento con la tarjeta de Herrmann
Muhteşem Herrmann öldü.
El Gran Herrmann está muerto.
Herrmann hindistan cevizi kabuğunun altındaki küçük toptu.
Herrmann era la bola bajo la cáscara de nuez.
Katil blokları değiştirdi ve Herrmann'ın içinde olduğu bloğu sakladı ve herkes "Muhteşem" in Ortadan kaybolma sanatıyla ortadan kaybolduğunu düşündü.
El asesino mueve los bloques, esconde el que tiene dentro el cuerpo de Herrmann, y todos piensan que el grandioso "Gran" ha desaparecido en su número de desaparición.
Metal detektörlerini kullanmak Muhteşem Herrmann'ın "Clementia" yı sahnelediği sırada kullandığı zincirleri bulabilirdi "İki kişilik gösteri" grubu, Olive Snook'la birlikte yükleme rampasının oradan araştırmaya başladılar.
Utilizando detectores de metal para detectar el metal de las cadenas que el Gran Herrmann llevaba encima - Limpio. - durante su número de "Cementia",
Biz bu bloğu kazarak açtığımızda belki de bir Mojave çıngıraklı yılanı, ya da Muhteşem Herrmann'ın bilinmeyen bir nedenle, eğildiği sırada kendine enjekte ettiği gizli derialtı iğnesi gibi bir katil silahı bulabiliriz.
Tal vez al romper el bloque encontremos el arma del delito, como... una serpiente de cascabel del Mojave, o una aguja hipodérmica escondida con la que pincharon al Gran Herrmann mientras se retorcía.
Peki, bloğu kazıp açtığımızda, Maurice ve Ralston'un Muhteşem Herrmann'la konuşamayacak olması çok kötü.
De todos modos, cuando lo rompamos, será una pena que Maurice y Ralston no puedan hablarle al Gran Herrmann.
Herrmann aniden sahneden kaybolup gitti ve bu stratejik olarak açılmış mezara düştü.
Herrmann se cayó del escenario justo en esta tumba excavada estratégicamente.
Belki de katil, Muhteşem Herrmann'ın sonsuza kadar Hokkabaz Kalesinin bir parçası olmasını istedi.
Tal vez el asesino quería que el Gran Herrmann formase parte del Castillo del Prestidigitador para siempre.
- Muhteşem Herrmann'ı bulmuşsunuz.
Han encontrado al Gran Herrmann.
Bu bloğu buraya düşüren kişi, Herrmann'ın sonsuza kadar Hokkabaz Kalesi'nin bir parçası olacağından emin olmak için geri döndü.
Quienquiera que haya escondido ese bloque ahí ha vuelto para asegurarse de que forma parte del Castillo del Prestidigitador para siempre.
Herrmann'ı öldürdün, onu zemine gömdün, ve sonra gizlice buraya girdin, çünkü çimento çalışmanı tamamlamak istiyordun.
Tú mataste a Herrmann, lo enterraste en el suelo, y volviste después aquí para poder sellar el asunto con otro de tus trabajitos de cementación.
Evren, Herrmann'ı bana bir mesaj yollamak için öldürdü, ve bu mesaj sekiz yıl bir havucu beklemek için çok uzun bir zaman.
El universo mató a Herrmann para enviarme un mensaje, y el mensaje dice que 8 años de esperar por una zanahoria son demasiados.