Hobbit traducir español
344 traducción paralela
Toprağın içindeki kovukta bir hobbit yaşardı.
En un agujero en el suelo vivía un hobbit.
Burada toprağın içinde bir kovukta bir hobbit yaşardı.
Allí, en un agujero en el suelo, vivía un hobbit.
Bu bir hobbit kovuğuydu. Bu da rahatlık anlamına geliyordu.
Era un agujero-hobbit, y eso significa comodidad.
Bu gece, dostumuz olan ; bu saygı değer hobbitin evinde toplanmış bulunmaktayız.
Esta noche nos hemos reunido en la casa de nuestro amigo este hobbit de lo más excelente.
HOBBİT
El Hobbit
Bir Hobbit Tatili. "
Historia de una ida y una vuelta : Las vacaciones de un hobbit.
Senin hısmın savaş nedir asla bilemeyecek, hobbit.
Su casta nunca entenderá la guerra, Hobbit.
Hobbit Bilbo Baggins... Yüzüğü kendi köyüne, Shire'a götürdü.
Fue Bilbo Bolsón, el Hobbit, quien se llevó el Anillo de vuelta... a la Comarca.
Sonunda hobbitleri ve Shire kentini de duydu. Hatta üstünde düşünebileceği bir isim bile var. Baggins ismi.
Y ha oído por fin de los Hobbit y de la Comarca y hasta tiene un nombre en que pensar el nombre de Bolsón.
Hobbit bulamadıklarında ne yiyorlar acaba?
¿ De qué viven estas cosas cuando no tienen Hobbits?
Bu işi budala hobbit Bilbo başlattı sonunu da getirsin ya da kendini bitmiş bilsin.
Bilbo, el Hobbit tonto, empezó este asunto y deberá terminarlo o a sí mismo.
Sméagol cici hobbite yardım etmeye söz verdi.
Sméagol prometió ayudar al Hobbit amable.
O bize yardım edebilir... ama Sméagol cici hobbite söz verdi.
Ella podría ayudarnos pero Sméagol se lo prometió al amable Hobbit.
Hobbit hep çok nazik evet.
Los Hobbits siempre hablan bien, sí.
Sevgili hobbitim en has dostum...
Mi más querido Hobbit. Amigo de amigos.
Süper! Sanki hobbit evinde yaşıyorum.
Ohh genial, ahora vivo en el dormitorio de Webster.
Aynı "The Hobbit" teki gibi.
Es como El Hobbit.
"The Hobbit" ile alakası yok.
No, no es nada como El Hobbit.
Çirkin bir hobbit'e benzemişsin.
Cielos, eres un feo hobbit.
Şu çocuğa bak. - Lanet bir "hobbit" olmalı.
Mírenlo nada más, es un maldito duende.
Bir Hobbit.
Un hobbit.
Bir Hobbit'in Öyküsü.
Relato de un Hobbit.
Bir Hobbit'in, Sauron'un iradesiyle savaşabileceğini cidden düşünmedin, değil mi?
No creías que un hobbit iba a poder desafiar la voluntad de Sauron.
Dört Hobbit!
Cuatro hobbits.
Yatacak yer arıyorsanız, sıcacık ve rahat, Hobbit ölçülerinde odalarımız var.
Si buscan albergue tengo unos cuartos de su tamaño disponibles.
Cesur bir yüreğin var, minik Hobbit.
Tienes un corazón valiente, hobbit.
Hobbit bulamadıklarında ne yiyorlar?
¿ Qué comen cuando no pueden conseguir un Hobbit?
Ama senin içinde direnç var, sevgili Hobbit'im.
Pero tú tienes una gran fortaleza, mi querido hobbit.
Bir Hobbit'in Öyküsü, yazan Bilbo Baggins.
El Relato de un Hobbit por Bilbo Bolsón "
Yüzük hala üzerinde olarak buraya kadar gelebildiğine göre Hobbit, onun kötülüğüne karşı, olağanüstü bir esnekliğe sahip demektir.
Pero al haber llegado tan lejos con el anillo el hobbit ha demostrado una resistencia tremenda a su maldad.
Bu Hobbit'te gözle görülenden fazlası var galiba.
Creo que este hobbit tiene habilidades ocultas.
Ona aldırma, genç Hobbit.
No le preste atención, joven hobbit.
Glory'ye çalışan adamlar. Cüzamlı Hobbit'lere benzediklerim söylemiştin.
Los que trabajan para Glory, dijiste que eran como hobbits con lepra.
Kalabalık bir Hobbit grubuydu. Spike'ı yakaladılar.
Una pandilla de hobbits se ha llevado a Spike.
İki tane Hobbit vardı.
Iban dos hobbits con ellos.
Hobbitlerden biri burada yatıyormuş.
Aquí estuvo acostado un hobbit.
Hobbit'iz biz.
¡ Somos hobbits!
Hobbit mi?
¿ Hobbits?
Evvelde hiç duymadım Hobbit diye bir şey.
Nunca había oído hablar de los hobbits.
Biz Hobbit'iz!
¡ Somos hobbits!
Şirin Hobbit.
Hobbit lindo.
Hobbit yemeği yiyemeyiz biz!
¡ No podemos comer alimento hobbit!
Gaddar Hobbit.
Oh, cruel hobbit.
Bir zamanlar Hobbitlerden çok farklı değilmişsin.
No eras muy diferente de un hobbit en otra época.
İki genç Hobbit'in ayak izlerini takip ediyorsunuz.
Uds. están siguiendo las huellas de dos hobbits jóvenes.
Cabası, düşmanın kendi silahı Mordor'a doğru hareket halinde hem de bir Hobbit'in elinde.
Y así el arma del enemigo se mueve hacia Mordor en las manos de un hobbit.
Aptal tombul Hobbit.
Hobbit gordo, estúpido.
Lâkin anlamalısın bizi genç Hobbit çok vakit almakta Kadim Entçede bir şey demek ve biz bir şey demeyiz şayet değmiyorsa çok vakit harcamaya.
Pero debes entender, joven hobbit que toma mucho tiempo decir algo en éntico antiguo. Y nunca decimos nada a menos que valga la pena tomar un tiempo largo para decirlo.
Ümidimiz külliyyen iki küçük Hobbit'le yol alıyor artık ıssız yaban ellerde.
Todas nuestras esperanzas residen ahora en dos pequeños hobbits que están en el despoblado.
Şimdi dışarıdan basit bir hobbit gibi görünüyorsun.
Ahora pareces ser un Hobbit ordinario por fuera.
Cici hobbit.
Amable... amable Hobbit.