English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ H ] / Hodgins

Hodgins traducir español

1,289 traducción paralela
Hayır, Booth. Bu Angela'nın, Hodgins'e söylediği şey...
No, Booth, eso es lo que Ángela le dijo a Hodgins.
Angela, Hodgins ile evleniyor. Ben değil.
Ángela se casa con Hodgins, no yo.
- Bekarlığa veda partisi yok.
Sin despedidas de soltero. - ¿ Ese es Hodgins?
Hodgins, Chelsea Cole'u neyin öldürdüğünü bulmuş.
Hodgins descubrió que mató a Chelsea Cole.
- Ben, Jack Hodgins.
Jack Hodgins.
Bugün buraya, Jack Stanley Hodgins ve Angela Pearly Gates Montenegro'nun... evlilik törenine toplanmak için geldik.
Nos hemos reunido hoy aquí... para unir en matrimonio... a Jack Stanley Hodgins... y a Ángela Pearly Gates Montenegro.
- Hodgins-Montenegro nikahı mı? - Onun ilgisi var mı?
¿ Es esta la boda de Hodgins-Montenegro?
- Eyalet Bölümünden geliyorum... ve bu devam eden işlemlerden önce... Hodgins ve Montenegro ile konuşmak zorundayım.
Estoy con el Departamento de Estado y es importante que hable... con Hodgins y Montenegro antes de que estos procedimientos... procedan.
Hodgins böcek ve tanecikler için toprak örneği isteyecektir. Ben de Booth'u arayacağım.
Hodgins querrá recolectar muestras de suelo en búsqueda de insectos y particulas.
Saat 7 : 30, Hodgins.
Son las 7 : 30, Hodgins.
Doktor Hodgins, mezar soyguncusunun bu bölümlerde, yapıların daha değerli olduğu daha eskilerden başlayarak, çalıştığına inanıyor...
¿ Y sus objetos de valor estan desaparecidos? El Dr. Hodgins cree que el ladrón de tumbas esta trabajando en secciones, enfocándose en lo mas antiguo primero donde los artefactos suelen ser mas valiosos.
- Hodgins.
Hodgins
Hodgins, cinayet silahında yol kat etmiş.
Hodgins tiene una pista sobre el arma homicida.
Hodgins onun evine taşınmamı istiyor... ama ben-ben emin değilim.
Hodgins me pidió que me mudara con él, pero no sé. ¿ Cuál es el problema?
Hodgins ve bana yardımcı oldun. Bu iyi.
Tuvo razón conmigo y Hodgins, esta bien.
Ajan Booth ve Doktor Brennan, sen ve Doktor Hodgins değiller.
El agente Booth y la Dra. Brennan no son usted y Hodgins...
Zack, bazı kemikleri temizle böylece Hodgins, izotop analizi yapabilir.
Zack, muele algunos huesos para que Hodgins pueda hacer un análisis isotópico.
Merhaba. Hodgins'in tetikte bulduğu deriyle ilgili bilgi geldi.
Tengo información acerca de la piel que Hodgins encontró en el gatillo.
Hodgins'e iyi iş çıkardığını söyle.
Dile a Hodgins que hizo un buen trabajo.
Hodgins'e iyi iş çıkardığını söyleyeceğim, eğer....
Le diré a Hodgins que hizo un buen trabajo si...
Kemiklere ihtiyacım var, adamım.
- Necesito los huesos. - También yo, Hodgins.
Benim de, Hodgins. Temel analiz için bağ yarıklarını temizlemem gerek...
Tengo que limpiar los surcos de la ligadura para el análisis elemental...
Tamam, Hodgins, sen gitaristsin Zack, sen Tommy'sin.
Muy bien, Hodgins, eres el que toca la guitarra, Zack, tú eres Tommy.
Oh, Dr. Hodgins.
- Dr. Hodgins.
Ulusal güvenliğinin hangi parçası, bunu anlamadı, Hodgins?
¿ Qué parte de Seguridad Nacional no comprendes, Hodgins?
Hodgins!
¡ Hodgins!
Hodgins iyi mi?
¿ Hodgins está bien?
Hodgins, 3. derece yanıkları var.
Hodgins, tiene quemaduras de tercer grado.
İleri alıyorum. Hodgins, Zack'e üç halkalı aseton peroksit kutusunu veriyor.
Adelantamos Hodgins le alcanza a Zack el envase con acetona peróxida triciclica.
Dr. Hodgins olduğuna inanıyorum.
Creo que es el Dr. Hodgins.
Dr. Hodgins neymiş?
¿ Qué es el Dr. Hodgins?
Hodgins'in Gormogon olduğunu düşünüyor.
Cree que Hodgins es Gormogon.
Hodgins, paranoya sergiliyor üstünlük hissini, mantığa vurduğu gibi.
Hodgins muestra paranoia clínica así como un sentimiento racional de superioridad.
Hodgins, tüm gizli toplulukları biliyordu.
Hodgins sabía todo sobre las sociedades secretaras.
Sweets, Hodgins'in katil olduğunu söylüyor.
Sweets dice que Hodgins es el asesino.
Dr. Hodgins kapıyı çalman iyi olurdu.
Dr. Hodgins le agradecería que golpeara.
Patlama hakkında düşünüyordum, Hodgins.
Estuve pensando en la explosión, Hodgins.
Hodgins bana bakmaya gelmişti ve ödüm patladı.
Hodgins vino a hablarme y casi me salgo de la piel.
Hodgins benimle tartıştı.
Hodgins discutió conmigo.
Hodgins, bunu bana yıllardır açıklıyor.
Hodgins me ha estado explicando esto por años.
Hodgins yaralanmasın diye, hepsini riske attın.
Sin embargo, lo arriesgaste todo para no herir a Hodgins.
Neredeyse Hodgins'in evi kadar büyük ama harabe.
Casi tan grande como la casa de Hodgins.
Orada neler var, Hodgins?
¿ Qué tienes ahí, Hodgins?
Booth, Hodgins, Zack, Angela, Caroline- - hepsi arkadaşım ama ben...
Booth, Hodgins, Zack, Angela, Caroline... Ellos son mis amigos pero no puedo...
Hodgins'e izin vermek zorundaydım.
Tenía que dar a Hodgins permiso.
- Hodgins mi?
- Si.
Hodgins, orada mısın?
¿ Hodgins, estas ahí?
Acele eder misin, Hodgins?
¿ Quieres apurarte con eso, Hodgins?
Hodgins.
Hodgins.
Yani, problem ne ki? Hodgins mükemmel biri.
Hodgins es perfecto.
- Hodgins.
- Hodgins.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]