English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ H ] / Hotel

Hotel traducir español

24,987 traducción paralela
Hangi otelde kaldığını biliyoruz.
Sabemos en qué hotel estás.
Bu, 25 Temmuz 1998'de,... Tampa'daki Best Western Hotel'de yaptığınız bir konuşmadan alıntı.
Y eso es un extracto... de un discurso que hizo... en el Hotel Best Western en Tampa... el 25 de julio de 1998.
Ertesi gün dekatlona çıkacaktım bu yüzden yarışı köyde takım arkadaşlarıyla beraber izledim.
Al día siguiente yo tenía el decatlón, me quedé en el hotel y vi la carrera con mis compañeros de equipo.
Otel odamda dolaşıyorum.
Estoy en mi cuarto de hotel paseando.
Özellikle seyahat ederken, otel odasında delirmeye başlayabilirsiniz.
En especial cuando viaja, está en su cuarto de hotel.
Evet, her defasında biri onları otel odana bırakıyor.
Sí, alguien los deja en los cuartos de hotel de vez en cuando.
Birkaç gün otelde kalmanı istiyorum.
Necesito que vayas a un hotel por unos días.
Otele gitmek istemiyorum.
No quiero ir a un hotel.
Şu an elinde tuttuğun şeyle otelime geldi.
Vino a mi hotel con lo que ya sabes en las manos.
Otelimde silahlı bir sürü adam var.
Ay, Dios. Hay muchos hombres armados en mi hotel.
Bir hotelde çıplaktım. - Tamamen çıplaklıktan bahsediyorum. Sik, taşak...
Estaba desnudo en un hotel, y digo completamente desnudo, pito, bolas...
Kahve makinesine doğru yürüdüm ve otel odasında kahve çantalarımından birisi vardı.
- Camino hacia la cafetera y hay una bolsa de nuestro café en el cuarto del hotel.
- Güvenli bir otel.
Es un hotel seguro.
Dylan, otel de tv olduğunu biliyorsun ya.
Dylan, sabes que el hotel tiene televisión.
Çocukların burada ne işi var zaten?
¿ Y por qué hay niños en este hotel?
- Merhaba Ali. - Dün Charlotte odana geldi mi?
¿ Fue Charlotte a vuestro hotel anoche?
Evet haliyle, hep beraberdik hiçbirimiz otelden çıkmadı.
Sí, estábamos todas juntas y ninguna dejó el hotel.
Diğerlerinin önünde bir şey söylemek istemedim ama Charlotte'ın öldürüldüğü gece otelden çıktığını biliyorum.
Oye, no quería decirlo delante de las demás pero sé que dejaste el hotel la noche que mataron a Charlotte.
Ben otelden çıkmadım.
No dejé el hotel.
Cinayet gecesi Aria otelden ayrıldı.
Aria dejó el hotel la noche que Charlotte fue asesinada.
Peki, o zaman otelin lobisinde güvenlik kameraları yok mu?
Vale, bien, hay cámaras de vigilancia, ¿ verdad? En el vestíbulo del hotel.
O gece görüştükten sonra ben otele döndükten sonra nereye gittin?
Esa noche después de vernos después de que volviera al hotel, ¿ dónde fuiste?
- Aria otelden Ezra'yla çıktı.
- Aria se fue del hotel con Ezra.
Otelden beş dakikadan daha fazla ayrıldığını da.
Sabemos que dejaste el hotel más de cinco minutos.
Oteline dön artık sen.
Probablemente deberías volver a tu hotel.
Otelden Ezra'yla çıkıyorsun, cinayetten yarım saat sonra geliyorsun.
Dejaste el hotel con Ezra y volviste media hora después de que Charlotte fuera asesinada.
Çünkü Sara az evvel otele geri giriş yaptı.
Porque Sara se ha vuelto a registrar en el hotel.
Elektrikli aletlerimi otele götürüp gürültü yapmadan duvarı kesemem.
No puedo meter mis herramientas eléctricas en un hotel y derribar paredes sin hacer ruido.
Emily, Toby çoktan yukarıdaki otel odasında.
Emily, Toby ya está arriba en la habitación del hotel.
Bir keresinde Barcelona'daki bir otelin çatı katından üzerimde sadece matador başlığı ile atlamıştım.
Una vez escapé del techo de un hotel en Barcelona vistiendo solamente un gorro de matador.
Gotanda'da bir otelde
"En un hotel en Gotanda."
Arion Otel, oda 201.
"Hotel Arion, habitación 201."
Aşk otelinde duş almaktan başka mı?
¿ Como ducharte en un hotel de amantes?
Orası aşk oteli değildi
No era un hotel de amantes.
Uygun bir oteldi
Era un hotel decente.
Bu otel günlüğü $ 42 değil mi?
Este hotel cuesta 42 dólares la noche, ¿ verdad?
Senin için otelle görüşeceğim.
Yo hablaré con los del hotel.
Gördüğünüz gibi otel tadilat altında.
El hotel se encuentra en construcción.
Asgeir. Otelde kalanların listesini yap.
Ásgeir, tráeme los nombres... de los pasajeros del hotel.
Daha önce seninle karşılaştığımda oteli ve spor salonunu kontrol etmiştim.
- Fui a ver... - el hotel y el gimnasio.
Litvanyalının otelden birini tanıyor olabileceğini söylemiştin.
Has dicho que pensabas que el lituano conocía a alguien del hotel.
Üç gün önce otelden içecek bir şeyler almış.
Él compró un sándwich y dos bebidas en el bar del hotel,
Daha önce otelin orada gördüm onu.
- No. - No. Lo vi fuera del hotel, hace poco.
- Otelin mi?
- ¿ El hotel?
Bizimle otelde buluş.
Nos vemos en el hotel.
Orada olabileceğini düşünüyoruz.
Nos vemos en el hotel. Pensamos que él podría estar allí.
Bu seni dağ başındaki bir otelin bekçiliğini yapma seviyesinden mağrur gangster seviyesine mi çıkarıyor?
¿ Te eleva de ser un conserje... en un hotel en el medio de la nada... a ser un alto y poderoso gánster?
Drengur aynı zamanda otelin sahibi ve fiyordun etrafında parsel parsel arazi topluyor.
Drengur también posee el nuevo hotel... y ha estado comprando terrenos en y alrededor del fiordo.
Hayır.
- en la lista del hotel? - No.
Oteli ara.
Pide al hotel.
- Evet.
- ¿ El hotel? - Sí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]