Hödük traducir español
656 traducción paralela
Ne derdin var hödük?
" ¿ Qué les pasa a los campesinos?
Hödük!
¡ Palurdo!
Hödük.
Un cazurro.
Tam bir hödük.
Eso es lo que era : un cazurro.
Koca hödük.
¡ Grandísimo imbécil!
Beni oraya bir hödük gibi gönderdin, o benim karşılaştığım en güz -
Me dejas ir viéndome como un patán a ver a una de las más hermosas -
Ve o kalpkıran bir hödük
Es un canalla rompecorazones.
O bir hödük değil.
No es un canalla.
Sıfırdan başlayıp yükselen bir kişi yine de hödük olabiliyor.
Aunque alguien haya empezado desde abajo... ... puede ser un canalla.
- Bırak beni, seni koca hödük!
- No. ¡ Suéltame, abusador!
Karşında o hödük şerif yok, Bruno var.
No hablas con ese policía palurdo.
Bencil hödük.
Un canalla egoísta.
Ben bir hödük ile yaşamayı reddediyorum.
Me niego a vivir con este bruto.
Tatlım, sen tam bir hödük, ucube pislik ve bir iş yapamayacak kadar aptalsın!
Para que sepas, te considero una fanfarrona, una grotesca, una burra incapaz de hacer algo útil.
Hödük!
¡ Grosero!
- O bir mağara adamı, bir hödük.
- Es un oso, un bruto.
Hödük!
¡ Patán!
Sana bakmak hiç keyifli değil, hödük!
No vine a verte a ti. ¡ Cara de tonta!
Bana "hödük" diyenin yanına bırakmam.
No puede llamarme "imbécil" y quedar impune.
Hödük, evet, ama Griswold güçlü.
- Tosco, sí, pero Griswold es fuerte.
Kaba veya değil, hödük veya değil, ben öyle karar verirsem, Griswold'la evlenirsin.
¡ Bruto o no, patán o no, si así lo decido, te casas con Griswold!
Şu hödük Mes Bottes hakiki deri ayakkabılarımın tekini çalmış!
Mes-Bottes me ha mangado un zapato.
Seni hödük!
¡ Grosera!
Bir kamp dolusu hödük madencinin ve senden nefret eden bir babanın arasında yalnız kalmak nasıl bir şeydir, biliyor musun? Çünkü sen onun hep beklediği oğlu değilsin.
No sabe lo que es sentirse sola en un campo de mineros ordinarios, con un padre que te odia porque no fuiste el hijo que deseaba.
Seni boş kafalı hödük!
¡ Tonto palurdo!
Salak bir hödük bile artık yemek yapabilir.
Cualquier idiota puede cocinar hoy en día.
Kadının biri seni bu lanetli dünyaya getirmek için... cehennem acılarıyla boğuşmasaydı... sen şimdi nerede olurdun, hödük?
¿ Dónde estarías ahora, desgraciado... si una mujer no hubiera sufrido el peor dolor posible... para traerte a este maldito mundo?
Seni aptal hödük seni.
¡ Maldito estúpido!
Hödük! Önce beni sevmediğini söylüyorsun, sonra bir adamın villasında iki gece geçiriyorsun. - Döndüğünde de tutuklanıyorsun.
Dices que no me quieres, pasas dos noches con un hombre y, al volver, te arrestan.
- Evlat, sabırsız kılıcım o kızarmış hödük boynuna inmek üzere!
Hijo mío, la implacable cuchilla está a punto de descender... sobre tu rojo pescuezo provinciano.
Hödük Louie'yi al, düğme deliğine bir karanfil tak, herkes Grover Whalen sansın.
Louie... con un clavel en la solapa, parecerá el arbitro de la elegancia.
- Nasılsın, Parisli hödük?
- ¿ Estás de vacaciones, paleto?
Bunu sok kafana, hödük!
¿ Oyó, pedazo de rufián?
Ne hödük!
¡ Qué grosero!
Peki ne için? Ölünceye kadar, halde et taşıyan bir hödük için.
Por un vago del mercado que trajinó pesados cachos de carne hasta caer muerto.
Benim hödük tarzımla halledecek olursak, eğer bu iki beyefendi ellerinde suflelerin ve sahne talimatlarının yazılı olduğu bir senaryo varmışçasına devam ederler ise, Gilbert ve Sullivan'ın bütün haysiyetini beş paralık edecekler.
Disculpen mi tosquedad... pero si continúan hablando según un guión con acotaciones... esta vista acabará pareciendo una opereta barata.
Ben senin amcan değilim hödük herif.
No soy tu tío, sureño ignorante y reaccionario.
Bu hödük canıma tak etti.
Empiezo a estar harto de este cliente.
Gidin şimi dansçılarınızı bulun o zaman, hödük herifler!
¡ Llame a sus "chavanesas", grosero!
Seni hödük!
¡ Gamberro!
Korkunç adam, cani! - Hödük, çık dışarı!
¡ Sinvergüenza, licencioso...!
O sadece hödük bir polis.
Es sólo un patán en busca de una revolcada.
Bayım, siz bir hödüksünüz. - Ama... - Bir hödük!
Señor, es usted un patán, ¡ un patán!
Hödük herif, bu saatte kadınları rahatsız etmeye utanmıyor musun!
¡ Maleducado, molestando a mujeres tan tarde!
Ve sen bana, basit bir şeyi yapamayacağını söylüyorsun. Sokaktaki herhangi bir hödük bile karşılık beklemeden yapar.
Y ahora tienes la desfachatez de decirme que no harás algo sencillo que cualquier golfo de la calle haría gratis.
Ne çeşit hödük bunlar.
Qué manga de locos.
Bir yığın hödük!
¡ Qué gentuza!
Beni hödük mü sanıyorsun sen?
¿ Crees que soy un campesino?
Tam bir hödük!
¡ Qué bruto, qué salvaje!
- Öldürsene hadi, hödük!
- ¡ Mátame, miserable! Están matando a esta de aquí... a la señora Cecconi. - ¿ Yo, un miserable?
- Hödük!
- ¡ Desgraciado!