English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Iflas

Iflas traducir español

2,890 traducción paralela
Kocan ölür, çocukların gider, işin iflas eder ama Bree her zaman ayakta kalır.
Maridos que mueren, hijos que se van, negocios que se hunden, y Bree siempre se recupera.
Yasadan ve iflas eden şirketlerden konuşursunuz.
Vosotros hablad sobre leyes y sobre cargarse las corporaciones.
Ama bir sabah kalktığımızda bir gecede tüm bankacılık sisteminin iflas ettiğini görürsek bagajda bir krikomuzun olmaması aptallık olurdu.
Pero podemos despertarnos un día y enterarnos de que todo el sistema bancario se ha ido a la bancarrota durante la noche. Me parecería tonto no tener un as en la manga.
Şirketim iflasın eşiğinde, tamam mı?
Mi compañía está en bancarrota. ¿ Vale?
Tower Records iflasını açıklar.
Tower records se declara en banca rota
Bana sorarsan, Enrod * iflas etmişti ama piyasadan çekilmiş değildi.
Si me preguntas, Enron se vino abajo, pero no está acabada.
E720'nin iflas etmesi hayırlı bir işti.
Que "E7 / 20" haya quebrado fue una bendición.
- Organların iflas eder ve ölürsün. - Sayılarla bunu yapabilirler mi?
Desintegra tus órganos, y entonces mueres.
Hala annemin cenazesi ile uğraşırken babamın şirketi iflas etti.
Mi papá entró en bancarrota cuando estábamos en el funeral de mi mamá.
Diğer taraftan parasal daralma genellikle resesyon ya da depresyon olarak adlandırılır. Para tükenebilir olduğu için doğal olarak daha az para piyasaya sürülebilecektir. Böylece işsizlik artacak ve firmalar iflas edecektir.
es usualmente llamada recesion o depresion. asi que se pierden empleos y las companiias quiebran.
Tüm dünya aslında iflas etmiş durumda - ama nasıl?
 ¿ como?
Hayatı boyunca böyle bir şeyle karşılaşmamıştı. 10 kat güçlü olduğunu varsaysak... 700 bin aura ile iflas bayrağını çekmesi ne kadar vakit alır?
Nunca había experimentado algo así. ¿ cuánto tiempo tardará en drenarlo?
Bu arada, Prens kötü bir yatırım yaparak iflas etti ve denizkızının Sekreter Kim'i olup upuzun yıllar ama çok uzun yıllar boyunca mutlu mesut yaşadılar.
Mientras que el príncipe quedó en bancarrota después de una mala inversión... y se convirtió en el Secretario Kim de la Sirenita. Vivieron por mucho, mucho tiempo.
Ji Hyun olarak iflas meselesini halledebildiğim için mutluyum.
Estoy muy orgullosa de bloquear la quiebra de la compañía de la familia de Ji Hyun.
Shin Endüstri'yi devralana kadar iflas söz konusu olamaz.
Hasta que Industrias Shin Ga no esté en mis manos, no declararé la bancarrota.
Şirketi iflas ettirip Fogland'ı almaya çalışıyor.
Hyuk San trabajan juntos para apoderarse de Hae Mi Do y tu compañía.
Tazminatımı alabilmek için iflası bekliyorum.
Quiero que colapse para que me paguen.
Biliyorsun, o Arjantin'in Ticaret Bakanı ve onlar, oyuna gelmediği için onu iflas ettirmemi istiyorlar.
Usted sabe, él es el Ministro de Hacienda de la Argentina... y quieren que lo lleve a la quiebra, ya que no entran en juego.
Bilmenizi istemiyordu, Ancak Bayan Dominguez iflas etmiş.
Él no quiso que supieran, pero el Sr. Domínguez estaba en bancarrota.
Millet savaşta. Fortune 500 şirketleri iflas edecek.
El país está en guerra, compañías están quebrando.
Girdiği bu b. ktan dönemden çıkamazsa iflasın eşiğine gelecek.
Y mucho. Podría estar rumbo a la bancarrota, si no sale de este espiral de deudas.
Rosie iflas edip, Long lsland'a döndü. Şu an birsüpermarkette paketleme yapıyor.
ROSIE QUEDÓ EN BANCARROTA Y REGRESÓ A LONG ISLAND,
Avrupa Birliği, Yunanistan'ın iflasına göz yumamaz.
La Unión Europea no puede rescatar a Grecia.
Organlarım iflas ediyordu. karaciğerim, böbreklerim, hiçbiri.
Mis organos estaban fallando, mi hígado, mis riñones, todo.
Ya Monte Carlo, ya da iflas edeceğiz.
¡ A Montecarlo o morir!
Ve eğer 32 yaşımdayken pornoya geri dönmek ister miyim diye sorarsam bu iflas etmişim demektir ve umarım bu asla olmaz.
Cuando tenga 32, si quiero volver al porno porque estoy en quiebra, digamos, espero que no suceda,
Ailemiz finansal krizde iflas etti.
Porque nuestra familia fue a la bancarrota en una crisis financiera.
Gut böbreklerini iflas ettirecek.
La gota se derivó a sus riñones.
Hepsi de iflas eden soylular.
Todos nobles en bancarrota.
İlki, tam 6 ay sonra iflas olacağı.
Primero, están las bancarrotas por seis meses seguidos.
Bir hafta mı? Ben bir haftada iflas ederim.
Voy a acabar quebrado.
İflas etmeye 4 ay uzaklıktasın, Gil.
He visto las noticias.
İflas etmişe de benzemiyor.
Y no parece que se haya transformado en Toritaten.
Shoot, Knuckle'ın İflas yeteneğini destekleyebiliyor.
Shoot hace lo que puede para apoyar el Hakoware de Knuckle.
Anlaşılıyor ki Knuckle'ın İflas'ı bunun gücünü azaltmış. Öyleyse...
Está claro que su poder ha sido influenciado por el Hakoware de Knuckle.
7. Bölüm İflas, devrede!
Hakoware!
İflas ortadan kalktı ve amcam yakında taburcu olacak. Şirket için endişe etme. Kalan zamanına odaklan.
Ya que hemos superado la bancarrota y él saldrá pronto del hospital... no te preocupes por la compañía y utiliza bien tu tiempo.
İflası zar zor durdurduk.
Apenas detuvimos la quiebra.
İflası kabul etmiyorum da ne demek?
¿ Diferir la bancarrota? ¿ Qué quiere decir?
İflas etmiş bir şirketi neden alasın ki?
No es necesario forzar una bancarrota y hacer que caiga el valor de las acciones.
İflas belgelerini hazırla!
Deprisa, declara la bancarrota.
İflas belgelerini hazırla ve hemen şirketi Hyuksan'a devret.
Apresúrate, declara la bancarrota y entrega Shin Ga a Hyuk San.
İflas belgelerini hazırla!
Date prisa, declara la bancarrota.
İflas satışında almıştım ben orayı
La compré en una venta de fábricas en quiebra.
Kahretsin. İflas edeceğiz, kanka.
Vamos a quebrar, amigo.
İflas mı?
¿ Quiebra?
İflas edeceğiz ama bu yavaş yavaş olacak.
Nos quebraremos.
İflas ederse ne yapacağız?
¿ Qué haremos si se quiebra?
İflas etmişler.
Están quebrados.
İflas etmeye şu kadar yaklaşmıştı.
Estaba al borde de la bancarrota.
İflas yolunda.
Va a quedar en bancarrota.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]