English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Ihmal

Ihmal traducir español

1,970 traducción paralela
Belki de onu ihmal ettik.
Puede que hayamos acabado con él.
Hayır hayır onu ihmal etmedik.
No, no, no.
Oy vermeyi ihmal etme.
Esté segura de su voto.
- Tıraş olmayı da ihmal etme.
Y aféitate.
Hedefimizin aynı olduğu gerçeğini ihmal etmeyelim. Cinayetleri işleyen kişiyi bulmak yani.
Vamos a no perder de vista el hecho de que ambos queremos lo mismo encontrar al responsable de esos asesinatos.
Seni federal soruşturmayı engellemek ya da... ihmal sonucu cinayete sebep olmak suçuyla Adalet Bakanı'na şikayet edecek kişiyim.
Soy quien va a decirle al Fiscal General de los Estados Unidos si será acusado por obstrucción de una investigación federal u homicidio doloso.
Beni ihmal etmeyeceksin, değil mi?
No me olvidarás, ¿ verdad?
Ed, ihmal sonucu ölüme sebebiyet vermekten hakkımızda dava açılmış.
Ed, te están demandando, muerte ilegítima.
Üstüne bir de bitlendim. Çünkü yeterince hastam yoktu. Sam de başıma kakmayı ihmal etmedi.
y ahora tengo piojos, porque no tengo pacientes, lo que Sam nunca duda en restregarme.
Gidersem, diğerlerini ihmal edeceğim.
Estaré dejando plantadas al resto si me voy. Incluso el Sr. Banks puede despedirme.
Neredeyse 15 kez. Dilekçe yazdığında eyalet dava açıp.. Ailevi bir ihmal olup olmadığına dair... bir kanıt aramak için araştırma yapacaklardır.
Como 15 veces una vez haya un archivo, el estado abre una investigación a tu familia tiene que haber pruebas de negligencia por parte de tus padres sólo tienes que firmar estos papeles autorizando la investigación una vez los hayas firmado, tus padres recibirán una notificación
Onunla konuşmadığınızı kendisini ihmal ettiğinizi ve terk ettiğinizi söylüyor.
Dice que ya no le hablas que lo has descuidado que lo rechazas.
Biliyor musun, bunu bir kademe ileri götürüp bunca zaman ihmal ettiğimiz bir kas üzerinde çalışmamızı teklif ediyorum.
Voy a llevarlo un poco más lejos y propongo que comencemos a trabajar un músculo que hemos descuidado todo este tiempo.
Görevlerini ihmal etmesine sebep olan şey neydi?
¿ Qué lo hizo descuidar sus obligaciones?
Kendine iyi bak ve sütünü içmeyi ihmal etme.
Hey, cuídense y beber su leche.
Benim, oğlumu gömdüğüm gibi sen de eşini gömdün. Ama diğer çocuklarımı ihmal etmedim. Umarım sen de yeniden evlenmeyi düşünürsün.
Sé que enterraste a tu esposa, al igual que yo enterré a mi hijo pero no he renunciado a los niños, y espero que tú no renuncies al matrimonio.
Fakat arada sırada, Gauss da... sezgilerini takip etmeyi ihmal ediyordu, buna o dönemin matematiğini... değiştirebilecek olan çok önemli bir sezgi de dahil.
Pero a veces Gauss también fracasaba al seguir sus propias visiones, incluyendo una visión muy importante que pudo haber cambiado las matemáticas de su época.
Neden beni ihmal ediyorsunuz?
¿ Por qué me fallaste?
Tek sorun kadın Deuce'yla yatarken işler çevirmeyi ihmal etmezdi.
El único problema fue... que ella jodía a El Dos mientras se lo follaba.
- Görevini ihmal etmemelisin.
- No debes descuidar tus obligaciones.
Ve söylemeliyim ki, çok kırıldım. Biraz da ihmal edilmiş hissediyorum.
Debo reconocer que me siento un poco dolido y excluido.
Bir zamanlar seni böyle bir toplantıda görmek bana büyük bir keyif verirdi. Ama bir nasyonel sosyalist olarak görevlerini kabul etmen kocalık görevlerini ihmal etmen için bahane olamaz böyle ahlaksız adamları kabul ettiği için hareket için endişeleniyorum.
Antes habría sentido una gran satisfacción viéndote en una reunión como ésta pero aceptar tus deberes como nacionalsocialista no es excusa para eludirlos como esposo.
Misafirleri ihmal etmeyelim.
Habla. Aún tenemos invitados.
Şu ekmekleri de ihmal etme, seni düşünerek yaptım.
Y no olvides los arrollados, porque los hice pensando en ti.
Görevini ihmal ettiğinden endişe ediyordum.
Estaba preocupado que se perdiera en su misión.
Ve görevi ihmal suçlamasını unutabilirsin küçük hanım çünkü insanları tedavi etmek için lisansım dahi yok.
Y olvídate de mi mala práctica, señorita, porque no tengo licencia para curar personas.
Aşık olduğunu söylemeyi ihmal etmen biraz tuhaf değil mi sence de?
A : Te enamoraste, y B : Te enamoraste
Şaşılacak derecede ihmal edilen bir mülk.
Está escandalosamente descuidada.
Gerçek şu ki, Gretel, oraya gönderildi çünkü babasının Parti'ye olan sadakatsizliğini amirlerine söylemeyi ihmal etti.
En realidad, Gretel, lo enviaron allí porque no informó a las autoridades de la deslealtad de su padre hacia el partido.
Biraz oduna ihtiyacımız var. Çevrede bolca bulabilirsiniz. Dolaşırken atıkları toplamayı ihmal etmeyin.
Necesitan quemar la basura.
Aramayı ihmal etme, tamam mı?
- Estaremos en contacto, ¿ sí?
Bisikletinin bakımını ihmal etmemelisin. Sen bir rahibesin.
Como sacerdote, no debería tener su bicicleta así abandonada.
Kocası ihmal sonucu ölüme sebebiyet vermekten bana dava açtı.
El esposo presentó una demanda de muerte por negligencia.
Balkonu da ihmal etme.
¡ Eso me gusta, eso me gusta!
Sizin başınıza da aynısının gelmiş olabileceğini söylemezsem görevimi ihmal etmiş olurum.
Estaría faltando a mi deber si no te hiciera notar que es exactamente lo que te podría estar sucediendo a ti.
Destekleri ihmal etme sakın.
Ahora, no se pueden escatimar los refuerzos.
Ama Tanrı için de bir boşluk bırakmayı ihmal etmedi.
Pero dejo lugar para Dios también.
Seni ihmal ettiğim için evet.
Sí, por descuidarte.
İhmal sonucu ölüme sebebiyet vermek mi?
Muerte ilegítima.
Chiquito, Filipin film endüstrisinin ihmal ettiği bir dahiydi.
¡ Chiquito es el genio incomprendido de la industria del cine filipino!
¶ ihmal edilmiş ¶ ¶ ikiye bölünmüş gibiyim ¶ ¶ hem de tam ortadan ¶
# de la que se han olvidado # # me parece estar partido por la mitad # # o disseccionado # # despedido, rechazado, expulsado # # o eyectado # # tratado como un apestado # # sin respeto #
İhmal kasıtlı değildi efendim.
La omisión no fue deliberada, señor.
İhmal ettiğim şeyleri istiyorum ve onlara sahip olacağım ve hayatımın bir parçası olan herkes bunları benden istemek zorunda kalacak.
Ahora quiero cosas que dejé a un lado y las voy a conseguir y cualquiera que haga parte de mi vida va a tener que querer esas cosas para mí.
- "İhmal ettim", evet.
- Lo eludí. - ¿ Lo eludiste?
Ne demek istediğin umurumda değil. "İma mı ettin" yoksa "İhmal mı ettin"?
¿ Qué quieres decir?
- Çıtlattım. İhmal etmedim. Film iptal edilmek üzere.
Se lo insinué, no quise decirle directamente que suspenderían la película.
İhmal edilmiş albino çocuklar.
Niños albinos abandonados.
İhmal etmekten nefret ederim. Cinayetler hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Tengo curiosidad.
İhmal edilmiş bir baba, kaybedilen kardeşler.
Mi padre que me tuvo al margen, mis hermanos que han muerto.
İhmal ettiğiniz bir şey, Bay Raman.
UU. Y es algo que usted no hizo, Sr. Ahman.
İhmal ettiğin tek şey müziği yazıldığı gibi çalmak ve yorumlamanın eğlenceli olduğunu düşünebilirsin, ama benim sınıfımda bir değeri yok.
Lo que no hace es tocar lo que está escrito. Y aunque su interpretación puede ser entretenida no tiene valor en mi clase.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]