English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Ilâcı

Ilâcı traducir español

119 traducción paralela
Banyoya gidip, yüksek dozda uyku ilâcı alacağım. Bir dakika izin verir misin?
Estoy mareada.
Tamam. Bana ilâcımı ver, Ellie.
Quiero una píldora, Ellie.
Bundan sonra, senin için şu iyi olur, o sana ilâcını verir ateşini ölçer, hepsi bu kadar.
De ahora en adelante, te dará tus medicinas... te tomará la temperatura y se acabó.
Bethesda'daki Millî Sağlık Kurumunun yeni bir ilâcı var adı AZT seni yazdırabilsem bile, iki yıl beklersin listede.
El Instituto en Bethesda tiene una nueva droga llamada... AZT... con una lista de espera de dos años donde ni yo puedo anotarlo.
Batılı ilâcı değil bu.
No es medicina de occidente.
Gıda ve İlâç Dairesi bu sabah kararını açıkladı ve ilâcı reddetti.
La FDA rechazó el producto.
Gıda ve İlâç Dairesi'nin Amerikan halkını Roger'ın mucizevî ilâcının kötü yan etkilerine maruz bırakmak istemediği anlaşılıyor.
Resulta que la Vacuna milagrosa para la gripe, tiene desagradables efectos secundarios y la FDA no quiere que los consumidores los sufran.
Ayı Dora'ya verilen bayıltıcı ilâcın etkisinin Hâlâ doğrulanması bekleniyor.
Aún esperan que el poderoso tranquilizante que usaron para sedar a Dora haga efecto.
Ilâcın etkisi başladığında, plâna göre onu bir sonraki ikâmetgâhına Gaşıma törevini üstlenecek olan treylere taşınacak
Cuando eso ocurra, la idea es sacarla de su jaula y llevarla al trailer, donde la llevaran a los Depósitos de "Contral Animol".
Benim ilâcım bu.
Mi medicación está aquí.
Bu ilâcı aldıktan sonra, bisiklet sürerken çok dikkatli olmak lazımmış.
Luego de tomarla, conduce la bicicleta con cuidado.
En popüler doğurganlık ilâcı klomifendir. Çoğunlukla klinikler, politikaları gereği ilâç dozajı tamamlanmadan dölleme yapmaya çalışmaz.
La droga más utilizada en tratamientos de fertilidad es Clomifén y la clínica, con seguridad, tiene una política de no intentar una inseminación hasta que el tratamiento esté completo.
Kulak enfeksiyonu için ev ilâcı.
Pero sólo un idiota va a prisión por ser testarudo.
Kulak enfeksiyonu için kullanılan bir ev ilâcı.
Remedio casero para las infecciones de oído.
Zaman tüm yaraların ilâcıdır.
El tiempo lo cura todo.
Bu böcek ilâcı.
Eso es spray aerosol.
İçim dışım ilâç doldu.
Me atiborro a medicinas
Bu reçeteli bir ilâç, seni aptal.
Hacía falta receta, idiota.
Tatlım, bana bir ilâç verir misin?
Cariño, dame una píldora.
- İlâç henüz etkisini göstermedi, bebeğim.
Todo saldrá bien.
Arada geçici iyileşmeler gösterse bile ilâç kullandığı sürece araba kullanmamalı.
Habrá períodos de mejoría pero no dejen que maneje tomando esto.
Fakat, bu ilâç tedavisinin çok faydası oluyor.
Pero la medicina me está ayudando.
Gel acı ilâç.
Ven amargo conductor.
Batılı ilâcı değil bu. Bloğun köşesindeki aktardan alınmış bir vudu merhemi.
No es medicina de occidente.
Çok tuhaf bir ilâç, bu ilâç. Duygusal çöküntü, yeni başlayanlar için.
Esta medicina es muy rara.
Bu ilâç, ciddi şekilde zehirli bir kimya.
- No, no de ésta. Es delicada, venenosa.
İlâcı değiştirirler, eğlencenin içine etmek için.
Dios no lo permita, ma bébé.
Çok tuhaf bir ilâç, bu ilâç.
Esta medicina es muy rara.
Bu ilâç, ciddi şekilde zehirli bir kimya.
Es delicada, venenosa.
İlâcı değiştirirler, eğlencenin içine etmek için.
Cambiarían la droga y arruinarían la diversión.
Yani Risher, Belle'in arka bahçesine gitti, portakal suyuna ilâç zerk etti. Sonra da ayağında tavuk gübreleriyle laboratuvarına geldi. - Delko.
Bien, entonces Risher pasa por el patio de Belle, le coloca la dosis en el jugo de naranja y lleva rastros de excrementos de gallina hasta su laboratorio.
İlâcının yarattığı bir yan etki yüzünden bayılmış.
Se desmayó a causa de una taquicardia producida por su medicación.
- Şeyine mi? "Şey" olarak tanımlayabildiğin bir ilâç seni nasıl heyecanlandırabiliyor? Affedersin.
¿ Cómo puedes estar tan emocionado por algo que llamas "asunto"?
Kesinlikle suya zihni kontrol etmek için ilâç katıyorlar,
Estoy segura que ponen drogas para controlar la mente en el expendedor de agua.
ilâç ister misin?
Qiueres otra aspirina?
"Zamanlama" isimli bir ilâç var. Uyku ihtiyacını ortadan kaldırıyor.
Existe una droga llamada "Timing" Un supresor del sueño.
Sadece onların bakış açılarını düzeltmek için karşı ilâç * kullanmaya başlamak istedim.
Necesito estar limpio un tiempo poner las cosas en perspectiva.
Rehabilitasyon merkezinde ağrıların için ilâç vereceklerdir.
Aún puedes recibir medicación para el dolor en la rehabilitación.
İlâcını ancak teklifi kabul ederse elde edebileceğini söylemeliyiz.
Le diremos que la única manera de que obtenga sus píldoras de nuevo es haciendo el trato.
İlâç mı aldın?
¿ Estás drogado?
Bir şekilde ilâç buldun.
Metiste tus manos en medicinas para el dolor.
Daha çok ilâç alacağımdan mı endişelendin?
¿ Te preocupa que me trague más píldoras?
Öyle bir ilâç basmışlar ki kafamı sikmişler gibi hissediyorum.
Me dieron oxycodone. Tengo toda la cabeza dormida.
"Lexapro" adında bir ilâç var.
Hay una medicación llamada Lexapro.
- Ona ilâç verdin.
- La drogaste.
Ingelise için hayli ilâç yazmıştım.
Le prescribí a Ingelise muchos medicamentos.
Bu akşam ilâç falan mı aldın sen?
- ¿ Estuviste tomando drogas esta noche, hombre?
Toby Flenderson ilâç kullanıyor.
Toby Flenderson está metido en las drogas.
Bilseydi içmezdi. Çünkü ilâç almayı kabul etmiyor.
Si fuera así no lo tomaría porque rehúsa tomar medicamentos.
İlâcı suçlama.
No culpes a la medicina.
Yemin ederim, bazen ilâç tedavisine ihtiyacın olduğunu düşünüyorum.
Te juro que a veces creo que necesitas medicamento.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]