Imagine traducir español
5,525 traducción paralela
Farz et ki ben senin annenle yemeğe çıkıyorum.
- Imagine que yo saliera con su mamá.
Beraber hırsızlık yaptığımızı hayal ediyorum.
Imagine las cosas que podríamos robar juntos.
Ama yüksek itibarlı bir dedektifin genç çocukların katili olduğunu öğrendiklerinde halkın tepkisini düşünebiliyor musun?
Pero imagine la reacción pública si un detective de alto rango, fuera el asesino de niñas.
Sadık olanların onlardan vazgeçmesi bu kadar zorsa aynı bölgedeki asilerin onlara ateş etmesinin ne kadar zor olacağını hayal et.
Si fue así de difícil para los Lealistas darlas imagine cuán difícil será para los rebeldes de la misma región dispararles.
Geri döndüğünde ne kadar memnun olacağını düşün.
Entonces imagine cuán contento estará de regresar.
Ben yaptım sanırlar dedim.
Imagine que pensarían que yo lo hice.
Neyse, konu şu diyelim ki sürü üyelerinizden birisinin kasabadaki en şımarık, en sinir bozucu koyuna karşı hisleri var ve kendisini bu duygudan arındırmak istiyor.
Pero, de todos modos, la situación es... Ya sabe, imagine que uno de su rebaño, ha desarrollado sentimientos por la más consentida, irritante y molesta oveja de la ciudad y... y... él quiere librarse de dichos sentimientos.
Hayal edin sonsuza kadar birleşmenin nasıl bir şey olacağını.
Imagine... lo que sería fusionarnos, permanentemente.
Farz edin ki, ölüm gününüze karar verilmiş.
Imagine que el día de su muerte se ha decidido.
Fırkateyn karantina altında.
Cinco muertos. Imagine los que hay en cuarentena.
Mektubumu okurken bile hayal edemiyordum.
Yo ni siquiera podía imagine que leía la carta.
Farklı bir dönüş hayal ediyordum.
Imaginé un regreso a casa diferente.
Dedim ki nasılsa insanlar bakınca böyle düşünüyor ; o zaman battı balık yan gider!
Sí, me lo imaginé, la gente lo piensa. Mejor que lo convierta en realidad, ¿ no?
İçtiğin zamanlardı diye düşündüm. Zira notların gerçekten dağınık.
Me imaginé que en ese tiempo te drogabas porque tus notas estaban muy desorganizadas.
Büyürken, hayatımda bu işten başka hiçbir şey istemedim ve şu an bu işi yapıyorum. Hayal ettiğimden daha iyi bu iş.
Crecí queriendo nada más en la vida que este trabajo, y ahora que de verdad lo estoy haciendo, es... mejor de lo que imaginé.
Ben de seni.
Yo también te amo. Esto no es como lo imaginé.
- Burada olacağını biliyordum.
- Imaginé que estarías aquí.
Chick'le konuştuğumda yani New York'a taşınıp hayallerimin peşinden koşmamı falan bana istediğimi tam olarak hayal etmemi söyledi sonra da sensiz halini hayal ettim.
Lo sé, pero estaba hablando con Chick sobre... ya sabes, lo de que quería mudarme a Nueva York para cumplir mi sueño, y me dijo que me imaginara mi vida justo como yo quería, y entonces me la imaginé sin ti.
Hep kötü şeyler geldi aklıma.
Imaginé todo tipo de cosas espantosas.
Böyle iyi anlaşacağımızı hiç düşünmemiştim.
Bueno, nunca me imaginé que nos llevaríamos tan bien.
Sandığım gibi değilsin. Tatlı bir şeysin aslında. Prensip sahibi biri olmak adına bir saygınlığın var.
Sabes, no eres como te imaginé, eres guapo, realmente, tienes la reputación de ser un hombre de principios, así que me entristece verte pasar de ser un anti-Karsten a esto.
Yalnız dua edeceğini hiç ummazdım.
Nunca te imaginé rezando sola.
Yararlı olabileceğini düşündüm.
Imaginé que podría ser útil.
- Hayır, kendim anladım.
- No, me lo imaginé.
Sana böyle yerleri öğrettiğimden, yiyecek için, sıçanlarını buraya getireceğini düşündüm.
Imaginé que has soltado tus ratas aquí para recargar desde que te enseñé este lugar.
Sadece eskidiğinden öyle olduğunu düşünmüştm. Neden?
Me imaginé que simplemente se estaba gastando. ¿ Por qué?
Düşüneceğini düşündüm, ama biraz hayal kırıklığı yaratıyor.
Me imaginé que lo harías, pero es un poco decepcionante.
Bu tam hayal ettiğim gibi.
Lala, eso es exactamente lo que imaginé.
Vince ile Dave sana söylemiştir diyordum.
Me imaginé que Vince o Nathan te lo habían dicho.
Hadi! Seni önemseyen arkadaşların olduğunu bilmen ne güzel değil mi? Senin canavar olduğunu bilmiyordum.
¡ Vamos! ¿ No es bonito saber que tienes amigos que se preocupan por ti? Nunca imaginé que fueras una bestia.
Hiç aklıma gelmezdi.
Nunca lo imaginé.
Ölümümü birçok kez hayal ettim ama hiçbir zaman duvardan duvara halı kaplı bir yerde güneşle buluşacağımı düşünmemiştim.
Imaginé mi muerte muchas veces, pero nunca imaginé que vería el sol en algún lugar alfombrado hasta las paredes.
İçeriden yeni çıktın.
Imaginé que mi vida no era tan importante.
Zannediyordum ki protesto falan yapacaktı.
Solo imaginé que quería organizar una especie de protesta.
Yolunda giden bir günde bile yeterince zor.
Lo cual ya es suficientemente duro en un buen día, quiero decir un día en el que no me imagine a Fiona muerta en una cuneta en Dios sabe dónde, así que si solo pudieras... ¿ Esta bién?
Yedek planim da bir resme dokunup atilmakti.
Imaginé que no haría daño tener unos cuantos datos en mi bolsillo. Mi plan B era tocar un cuadro y que me echaran.
Ah arkadaşlar, altı ay önce bu okula geldiğimde beni böyle kucaklayacağınızı hayal bile edemezdim.
Chicas, cuando llegué a este instituto hace seis meses, nunca imaginé que podríais llegar a aceptarme. ¿ Perdona?
Oğlumu avukat olarak düşünmemiştim hiç.
Nunca me imaginé que mi hijo sería abogado.
En kötü kabuslarım bile böyle değildi. Mirasının bir parçası olarak sana bir savaş bırakıyorum.
Jamás en mis peores pesadillas imaginé... que te dejaría una guerra como parte de tu herencia.
Güney Pasifik'e tekrar gidebileceğimi düşündüm.
Imaginé que podría volver al Pacífico Sur.
Evet, fark ettim.
Sí, me imaginé.
Senin tekne seven biri olduğunu düşünmemiştim hiç.
Nunca imaginé que te gustaran los botes.
İnsanların vatandaşlık çipinin kolaylıklarından vazgeçmek isteyeceklerini hiç aklıma getirmemiştim. Bir parçamız bu.
Es solo que nunca imaginé que alguien quisiera renunciar a los benéficos del Chip de Ciudadano, la identidad.
Cevap vermenin bu kadar zor olacağını hakikaten düşünmemiştim.
No, en realidad no me imaginé que iba a ser tan difícil para ti responder.
Düşündüm de...
Lo imaginé.
Ama bugün sette olduğum için gelemem, ben de sizin unuttuğunuzu sandım.
Sí, lo recibí, pero no puedo porque hoy estoy rodando, así que me imaginé que se olvidaron.
Beni bir yerde öldürüp intihar süsü vereceklerdi.
Imaginé que planeaban matarme en algún sitio y hacer que pareciera que lo había hecho yo.
- Evet, bir yolunu buldum.
- Sí, imaginé que...
Bağışıklık sistemi anladığım kadarıyla...
Me imaginé que su sistema inmune estaba...
Bir merdiven hayal et.
- Bueno, imagine una escalera,
O yazlıkta o kadar çok çocukluk anım var ki aklımın bir köşesinde hep çocuklarımı alıp ya da çocuklarımızı alıp oraya götürmeyi hayal ettim.
Tengo tantas memorias de mi infancia en esa casa del lago tanto que, en mi mente, siempre imaginé llevar a mis hijos, o llevar a nuestros hijos allí.