English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Incir

Incir traducir español

396 traducción paralela
Bu seferki kamyonculuk oyunu incir çekirdeğini doldurmadı.
Es lo más excitante que puede pasarte en esta profesión.
Oradan dönün ve yüzünüzü tepedeki incir ağacına verin.
Aquí doble y verá un banyan en la colina.
Dimitrios incir paketleme işçisiydi ; daha o zamandan sabıka kaydı vardı.
En aquel entonces, Dimitrios trabajaba empaquetando higos y tenía ya un historial criminal.
O da incir paketleyicisi, ama kötü biridir.
Es un empaquetador de higos, y uno bien malo.
Son üç gün aldığı uyku incir çekirdeğini doldurmaya yetmez.
Lo que ha dormido en las últimas tres noches no llenaría la oreja de un ratón.
Boşboğaz sen de, dükkanımıza incir ağacı diktin.
Tú y tu bocaza, arruinarás nuestro negocio.
Mucizeler 18. cadde ve Fairfax'deki elektrik direğine dayanmış beklerken, incir çekirdeğini doldurmayan şeylerle uğraştım.
He dedicado mi vidaa insignificancias mientras había milagros apoyados en postes de alumbrado en la calle 18.
Şuna bak, muhteşem bir incir ağacı.
Esa es una magnífica semilla de árbol.
Bahçe duvarımızın tam orta yerinde bir incir ağacı vardı.
Había un árbol baniano en medio del muro de nuestro jardín.
Böcek için bir incir.
Esto para el portero.
Taze incir.
Higos frescos.
Aralarında bulunan üzüm bağcıları ve tohum yetiştiricileri, kendi asmaları ve incir ağaçları altında oturmayı umuyordu.
Avanzaron entre ellos, plantadores de viñedos y sembradores de semillas, esperando sentarse cada uno bajo su propia vid e higuero.
Benimle devam ederseniz insanlar tekrar incir yaprağı takmaya başlamadığı sürece işsiz kalmayacaksınız.
No hay nada tan aburrido como el discurso del Día del Trabajo. No os he traído aquí para explicaros cómo la patronal y la mano de obra deben unir fuerzas y no ir en direcciones opuestas.
Böyle bir şey olsa bile yörede incir yaprağı işine herkesten önce biz girişiriz.
Tenéis prueba viviente de ello en nuestra prosperidad.
Eskiden ev ile meyve bahçesinin arasında küçük bir incir ağacımız vardı.
Sabes... solíamos tener una higuera... entre la casa y el huerto.
Ama bir ilkbahar sabahı, o ağaçta küçük yeşil bir incir buldum.
Pero una mañana de primavera, Ví que había un pequeño fruto en ella.
Küçük incir ağacının meyve vermesi, kutlama yapmayı gerektirecek kadar harika bir şey gibi görünüyordu.
Era algo tan maravilloso que la higuera pudiera dar vida... que teníamos que celebrarlo.
Küçük incir ağacına astım çünkü savaşı kazanmıştı ve meyve verecekti.
Y decoré toda la higuera con ellos.. porque había ganado la batalla... y podía dar vida.
Demek istediğim incir çekirdeğini doldurmayan şeyler için tartıştık.
Quiero decir esas pequeñas cosas por las que la gente discute.
Tom Doniphon zekiyse hemen teklifte bulunur yoksa daha önce bir işgüzar onun incir çuvalını berbat edebilir.
Y si Tom Doniphon es listo, se lo pedirá antes de que mi mujer le haga enfadar.
Zaten buranın yemekleri iğrenç : eşek eti ve incir şarabı.
Además, aquí la comida es un asco. Pezuñas de burro y vino de higos.
Taze incir, yoğurt, koyu kahve.
Higos, yogur, café muy fuerte.
Sonunda da söğüt dalından güzel bir sepetin içinde ve bir incir tabakasının altında - çünkü Ağustos ayıydı - kafasını aldılar!
Y, en un cesto, entre un buen puñado de higos porque era agosto, ¡ la cabeza, finalmente!
Yaratılışımızda yok mu zaten... incir ağaçları incir vermek içindir, bal arıları bal yapmak içindir, aslanlar da topraklar fethetmek içindir...
Está en la naturaleza de las cosas que dé higos la higuera, que la abeja produzca miel, que el león mate al cordero.
Tef çalıp, heykellere incir yaprağı takıyor olmalıydınız.
Usted quiere llevar una pandereta y poner hojas de higo en las estatuas.
Nefis domates soslu bir rigatoni ve incir reçeli Alışılmış reaksiyon oldu bedeli :
Con rigatoni con salsa de tomate y mermelada de higos, que durante la noche siempre me produce la misma sensación :
- Biraz incir kurusu, Hershey çubuk çikolatalar ve öksürük hapları.
- Algo, ah, algunos Fig Newtons. Y algunos Hershey bars y... algunas gotas para la toz.
Kuru incir, hurma ve üzüm.
Todos secos : higos, dátiles y pasas.
Bir yılda incir ağaçları bile incir verir. Peki ya o kardeş...
A una higuera, en un año, le crecen los higos.
Biraz incir, lütfen.
Déme unos higos.
Toplum içinde incir yemenin en münasip yoluna gelirsek, onu dörde ayırırız. Kökünün olduğu yerden tutarız ve açarız. Karşımıza iç gıcıklayıcı, hoş kokulu, nemli, tatlı,..
La única forma educada de comer un higo... es dividirlo en cuatro... sosteniéndolo del cabito... y abrirlo... para que parezca una flor de cuatro pétalos... reluciente, rosada, húmeda, dulce y tupida.
Tıpkı bir fahişe gibi, incir bütün sırlarını onu isteyenlere sunar.
Como una prostituta, el higo roto revela su secreto.
İncir yaprağıyla.
Hojas de higuera.
İncir paketlemede mi kazandın?
¿ Cómo un empaquetador de higos tiene esa fortuna?
- İncir işçisi?
¿ Un empaquetador de higos?
Mesleği : incir paketleyici, kimliği kaybolmuş İzmir'den alınmış, soygun ve cinayete teşebbüsten aranıyor.
Ocupación, empaquetador de higos. Tarjeta de identidad perdida. Dijo que había sido extendida en Esmirna.
İncir çekirdeği!
¡ Insignificancias!
İncir ağacı, birçok sebepten ötürü Hindular için kutsaldır.
El baniano o higuera de Bengala es un árbol sagrado para los hindúes por varias razones.
"İncir" dedi, "şeftali" dedi.
"Higos", dijo. "Melocotones".
İncir çekirdeğini doldurmayacak bir şey için sürüyle kağıt işi çıkarmayın başıma.
Y no quiero rellenar papeleo durante dos semanas por tu culpa.
İncir ağacının orada bir adam var.
Hay alguien cerca de la higuera.
İncir ağacının orada bir adam varmış.
Hay un hombre cerca de la higuera.
İncir ağacını dikeceğiz!
¡ Plantaremos tu higuera en la nueva tierra!
- Nedir o? - İncir yaprağı.
¿ Qué estás haciendo?
İncir yaprağının nesi ilginç?
Una hoja de vid no es interesante.
İncir ağacı bile dikebilirim.
Hasta quizá intente plantar una higuera.
İncir satıcısı, ağzı kalabalık, kaba işlerde hep önde!
El vendedor de higos. Es muy importante, cuando hay algo, siempre lo llaman.
İncir sırlarla dolu bir meyvedir.
El higo es una fruta enigmática.
İncir sırrını yeterince sakladıktan sonra birdenbire patlar ve yarığın içindeki kırmızıyı görürsünüz.
Y cuando el higo ya ha guardado su secreto un buen tiempo... explota, y se puede ver la escarlata a través de la fisura.
İncir tükendiğinde yıl da sona erer.
Y el higo está acabado, y el año ha terminado.
İncir bu şekilde ölür. Mor kabuğunun içinden yumuşak özünü göstererek.
Así es como muere un higo... mostrando su carmesí a través de esa grieta púrpura.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]