English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Inkâr

Inkâr traducir español

1,994 traducción paralela
İster inan ister inanma ama senin ve kızlarının başından geçenleri inkâr edemezsin.
Sea lo que crea o no, no puedes negar lo que las niñas y tú están experimentando.
Hepsini inkâr edeceğim.
Lo negaré todo.
Hepsini inkâr edeceğim.
lo negaré todo.
Onun gibi hayat dolu birisinin aniden gitmesi... Belki inkâr ediyorum fakat hala içimde bir yerlerde, Sadece...
Cuando alguien tan lleno de vida se va subitamente... quiza todavia me rehuso a creer, yo solo...
# İşte inkâr edemeyeceğiniz bir gerçek : #
# Es una verdad que no puedes refutar #
Haklarınızı inkâr ettiğimiz yok. İstediğinize çiçek vermekte serbestsiniz.
Nadie te lo está negando, puedes mandarle flores a quien quieras.
- Bunu inkâr etmiyoruz zaten, tatlım.
- Nadie lo niega, cariño.
En azından inkâr etmeyi dene.
Vamos, por favor.
Bunu inkâr etmeye hiç kalkışmadı bile.
No ha hecho ningún intento, ningún intento por negarlo.
En azından inkâr etmeyi dene.
Al menos trate de negarlo.
Evet, kesinlikle inkâr ediyorum.
Demonios, sí, lo niego. Es una locura.
Bugün onun kollarında uzanıyor ve aşkın kurumuş nehrini inkâr ediyor.
Él está en brazos de un hombre a pesar de que el amor del río ya se había secado
Geçmişi inkâr etmenin faydası yok.
No tiene sentido negar el pasado
Tamam, inkâr et bakalım.
Está bien, niégalo si quieres.
Tekrarlıyorum, beni veya Bay Bishop'ı, celp yoluyla ifade verdirme veya sorgulama girişimi olursa, söylediklerimizi inkâr ederiz.
Otra vez, si hay algún intento de ser citado o interrogados el Sr. Bishop o yo, negaremos esto.
Bu adamı daha fazla inkâr edesim geldi şimdi.
Incluso más vehementemente negué conocer a esa persona.
Bunu koşulsuzca inkâr ediyorum.
Niego eso categóricamente.
Arada bir inkâr etmekten vazgeçmek ve şehrin ne kadar büyük bir bölümünün hâlâ harabe halinde olduğunu hatırlamak iyidir.
Salir de nuestra isla de negación de vez en cuando... y recordar qué tantas partes de la ciudad siguen destruidas.
Yapma. Bir de inkâr edip rezillik mi çıkaracaksın?
Vamos. ¿ Vas a negarlo y hacerlo peor?
- Kırıldığımı inkâr etmiyorum.
Estaba herido, no lo niego.
Neden inkâr etmedi ki?
¿ Por qué no simplemente lo negó?
Şoka girmek... inkâr etmek.
- Shock, negación, ira...
Johnny Cook, saati çaldığını itiraf etti ama Nicky'i vurduğunu inkâr ediyor.
Johnny Cook admite haberse llevado el Rolex pero niega haber disparado a Nicky.
Zafer senindir, inkâr etmiyoruz.
Nadie nunca te podrá quitar eso.
Böylece, biri bizi görürse inkârımız inandırıcı olur.
Así, si alguien nos ve, siempre podremos negarlo.
Hâlâ her şeyi inkâr ediyor.
Parece estar en completa negación.
Neden inkâr etmiyor?
Por qué no lo niega?
Bunu inkâr edemezsiniz, değil mi?
Eso no lo pueden negar, ¿ Cierto?
Son birkaç aydır çok fazla yıprandığımı inkâr edemem.
No voy a negar que los últimos meses no se han cobrado sus víctimas.
Benim karar vermekten kaçındığımı fazlasıyla bağlandığımı ve beni hangi şekilde algılıyorsan bir şeyleri inkâr ettiğimi düşündüğünü biliyorum.
Sé que piensa que estoy evitando tomar una decisión, que estoy muy involucrado, que no quiero admitirlo,...
TAJ inkâr etti ama en son söylentiye göre bizim teşkilatlarımızından biri tarafından yakalanmış ama kabul eden yok.
TAJ lo negó. Pero el último rumor es que ha sido capturado por una de nuestras propias agencias, pero nadie se hace cargo.
Tanrı'nın varlığı ne kadar inkâr edilemezse, benim de, seninle evlenmeyi her şeyden çok arzulamam öyle.
Tan cierto como que Dios es Dios yo deseo casarme contigo más que con cualquier otro.
Böyle her kelimenin üstüne basa basa inkâr etmeniz küçümseyerek kandırmaya çalıştığınızın bir göstergesi, doktor.
Ese tipo de negación enfática acentuando cada palabra es señal de mentira condescendiente, doctor.
Neden kaçınılmaz olanı inkâr ediyorsun?
¿ Por qué, Matt? ¿ Por qué niegas lo inevitable?
Dylan Radcliff hiçbir şeyi inkâr etmedi.
Dylan Radcliff no negó nada.
İnkâr edemem, savaşı severim.
No puedo negarlo, me gusta la guerra.
HİÇBİR ŞEYİ KABUL ETME, HER ŞEYİ İNKÂR ET : VANCE COLTON, CIA'DEKİ GİZLİ HAYATIM
"No confirmar nada, negar todo" Vance Colton, mi vida encubierta en la CIA.
İnkâr etmemin bir anlamı yok.
- De nada sirve negármelo.
İnkâr etmemin bir anlamı yok. İyiyim.
- De nada sirve negármelo.
İnkâr etmeye çalıştım ama şimdi hatalı olduğumu anlıyorum.
Trate de negarlo, pero ahora puedo ver que estaba equivocada.
- İnkâr mı ediyorsun?
- ¿ Lo niegas?
İnkâr edersen, tekrar tekrar aynı duruma düşüp aynı deneyimi yaşayacaksın. Bununla ne demek istiyorsun?
Pero si rechaza, está experimentando la misma situación una y otra vez.
İnkâr etmiyoruz, hanımefendi.
- No. No, señora.
Hayır. İnkâr edersem yalan olur.
- Eso sería mentira.
İnkâr etmedi.
Él no lo negó.
* İnkâr etmem * * Çalışmam saklamaya *
# No lo voy a negar. # # No intento esconderlo. #
* İnkâr etmem *
# Aquí vamos. # # No voy a negarlo. #
İnkâr da etmedim.
Tampoco lo he negado.
İnkâr etmeyin.
No, no. ¡ No lo niegues!
İnkâr, öfke hüsran, teslim olma, ve sonunda da korku.
Negación... Ira... Frustración, aceptación y eventualmente miedo.
Demek inkâr etmiyorsun?
¿ Entonces, no lo niegas?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]