Inspector traducir español
8,775 traducción paralela
Müfettiş, kesin şunu.
Inspector, póngale fin a esto.
Müfettiş, elim kalbimde size söz veriyorum.
Inspector, le doy mi palabra. Con el corazón en la mano.
- Müfettiş.
- Inspector.
Müfettişe başka biri daha olduğunu söyledim ama bana inanmadı.
Le dije al inspector que había alguien más, pero no me creyó.
Müfettiş!
¿ Inspector?
Müfettiş, kumaşın kaynağını belirlemeyi başardığınızı sanmıyorum...
Inspector supongo que no pudieron identificar el origen de la tela- -
Müfettiş! Tanrı'ya şükür buradasınız.
¡ Inspector, gracias a Dios que llegó!
- Müfettiş, tatlı bir şeyler yer misiniz?
- Inspector, ¿ le gustaría un dulce?
Dedektif Farrow, eşi ve oğlunun cesetlerini bulduğunu iddia ediyor.
El inspector Farrow dice que descubrió los cuerpos de su mujer y su hijo.
Dedektif Sean Devlin.
Soy el inspector Sean Devlin.
Ben Detektif Sean Devlin.
Soy el inspector Sean Devlin.
Çünkü denetimciye ödemesi yapıldı.
Porque el inspector fue sobornado.
Strathclyde Emniyetinden müfettiş Charles Henry.
Inspector Detective Charles Henry, de la Policía de Strathclyde.
- Polis müfettişi Charles Henry.
Inspector Detective Charles Henry.
- Biz hallederiz bu vakayı müfettiş.
Nos encargaremos de esto, inspector.
- Yangın müfettişlerine göre olay daha çok kundaklama gibiymiş.
¿ Sí? El inspector de incendios cree que ha sido provocado.
- Vasiliy Fet. - Haşere kontrol müfettişi.
- Inspector, Control de Plagas.
Kıdemli müfettiş, Cinayet masası.
Inspector Principal, Crimen Branch,
Cinayet Masası, Müfettiş.
Unidad del Crimen, Inspector Principal.
Operasyonu yürüten müfettişin fiyatını öğren.
Averigüe el precio del inspector que lidera esta operación.
Sanırım bu müfettiş çok yüksek bir para isteyecek.
Tengo la sensación de que este inspector va a pedir un precio enorme.
Komiser Yardımcısı Balvinder Singh Sodhi ile tanış.
Meet Sub-Inspector Balvinder Singh Sodhi.
- Kıdemli müfettiş, Mumbai Cinayet Masası.
- Inspector Principal, Mumbai Crimen Branch.
- DCI Eastwood, Olson'ın zaman aralığında seni otel odanda ziyaret ettiğini söylemişti.
Y en ningún momento el inspector jefe Eastwood sugirió que visitarte en tu habitación del hotel fuera parte del trabajo de Olson.
21 Nisan cumartesi günü karakola geldi ve DCI Brink tarafından sorgulandı.
Él se presento en la estación de policía el sábado 21 y fue entrevistado por el Detective Inspector en Jefe Brink.
DCI Matt Eastwood yeni kıdemli soruşturma memurum.
El Detective Inspector en Jefe Matt Eastwood es mi nuevo Oficial Principal Adjunto.
Ben Baş Araştırmacı Dedektif Eastwood.
Soy el inspector jefe Eastwood.
Şöyle ki dedektif... Ona çarpıp kaçanın herhangi birisi olduğunu sanmıyorum.
La cuestión inspector es que yo... dudo de veras que hubiese alguien en la fiesta que le atropellara.
- Fakat... - Komiserim, yine cevap veriyor.
Oh, por favor, Inspector, está respondiendo otra vez.
- Öyle komiserden kontrol etmesini iste.
- Pidamos al inspector que lo revise.
Komiser burada değil.
Oh, el inspector no está aquí.
Komiserim, raporu kontrol edebilir misiniz?
Inspector, ¿ por favor, podría revisar el informe?
- Lütfen. Komiser Kagiyama.
Y ese es el Inspector Kagiyama.
Komiser Ebuchi.
[División de Seguridad Comunitaria] Inspector Ebuchi.
Komiserim.
Inspector...
Komiserim, neden bir kez olsun eve erken gitmiyorsunuz?
Inspector, ¿ por qué no va a casa temprano por una vez?
- Komiserim.
Inspector.
Hiç kimsenin izini kaybetmem, müfettiş.
Yo no le pierdo la pista a nadie, inspector.
Tamam, müfettiş.
De acuerdo, inspector.
Zaman ayırdığın için sağol, Müfettiş Peat.
Gracias por su tiempo, inspector Peat.
Herkes İtalya'yı sever memur bey ama, bir teori için toplumda sıkboğaz edilmeyeceğim bu sizin amaçlarınız için uygun olmasına rağmen.
A todo el mundo le encanta Italia, inspector... pero no me voy a comprometer en público por una teoría... aunque... se ajusta a su objetivo.
Ben cinayet masasından memur English.
Soy el inspector English, de homicidios.
Yanımda, Dedektif Terrence English ve Bölge Başsavcısı Asistanı Bayan Lopez.
Conmigo, el Inspector Terrence English... y la asistente del fiscal del distrito la señorita Lopez.
Sonra ben, dedektif oldum. Ve sonunda kendimizi rahat hissettik. O zamanlar hastalığı başlamıştı zaten.
Para cuando fui inspector... y ella por fin se sintió segura... ya se había enfermado.
Yorgun görünüyorsunuz Müfettiş?
Parece cansado, inspector.
Müfettiş English, 6 Haziran 2014 günü sabahında ortağınız Müfettiş Hildy Mulligan'la birlikte, Cindy Strauss'un 1124 Brannan Caddesi'ndeki evine gönderildiniz, doğru mu?
Inspector English, la mañana del 6 de junio de 2014... usted y su compañera, la inspectora Hildy Mulligan... fueron enviados a casa de Cindy Strauss... en el 1124 de Brannan Street. ¿ Es correcto?
Özetlersek...
Inspector, para recapitular.
- Günaydın, Müfettiş English.
- Inspector English, buenos días.
Erich Blunt'ın, Kevin Neyers'ı tanıdığını kabul etmeme sebebi utanması hatta uyuşturucu bağımlısı olan ve sürekli ondan para isteyen babasının onu küçük düşürecek olması olabilir miydi? İtiraz ediyorum.
Inspector, ¿ consideró alguna vez la posibilidad... que Erich Blunt no admitiera que conocía a Kevin Neyers... porque estaba avergonzado de su padre... un drogadicto que siempre le pedía dinero?
Bana saygı gösteren pek insan yoktur Müfettiş.
No hay mucha gente que... me muestre respeto, inspector.
Peki ne diyorsunuz müfettiş?
¿ Qué dice, inspector?