English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Inuit

Inuit traducir español

76 traducción paralela
Inuitler'in geleneklerine göre aralarında asla yetim çocuk olmazmış.
Tradicionalmente, no hay huérfanos entre los Inuit.
O, Inuitler'in etini yediği, kıllarından giysi dokuduğu hayvanmış.
Y fue este animal, el que el Inuit necesitó para comer y vestirse.
Eski bir Inuit şarkısı
Antigua canción Inuit.
Toltek, İnka, İnuit,
Toltecas, incas, inuit...
Küs Eskimolar birbirlerinin göğüslerine bastırıp barışmak için "İlaga" atarlar.
Si los Inuit que están peleados se quieren reconciliar, tocan el pecho del otro... y dicen "Ilaga".
Eskimolar için fok hayat demekti, anlıyor musun Isaiah?
Para los Inuit, la foca era la vida. Isaiah, ¿ qué es lo que dije?
Grönland Madencilik araştırmalar için eskimoları işe alıyordu. O araştırmalardan birinde, 1993 yazındaydı sanırım. Gela Alta buzullarındaydı.
Minería de Groenlandia empezó a contratar a los Inuit... para las expediciones geológicas... y fue en una de esas expediciones... en el verano de 1 993... en el glaciar Gela Alta... que el padre murió.
Eskimolar birini öldürürsen onun ruhunun incindiğine inanırlar.
Los Inuit creen que si matas a algo... ofendes su alma.
Ayrıca burada yaşayan Yerli Amerikalılar kendilerini Inuit derler, çok bilmiş.
Y los indígenas americanos que vivían aquí se llamaban los inuit, carne de tiburón.
Inuit, Eskimo... her neyse.
Inuit, Esquimal, lo que sea.
O zaman pek eskimo yuvarlanması olmamış. Daha çok Inuit'ye doğru yuvarlanma olmuş!
Así que no diste la vuelta entera, fue más bien... una media vuelta!
Inuit eskimonun diğer adı.
Solo te quedaba dar otra media.
30 kilometre güneybatıda bir yerli kasabası.
Es una villa Inuit a 30 Km. de aquí.
- Inuit deniyor.
El término correcto es Inuit.
Benim üvey annem dede tarafından Inuit, yani ben... Eskimo sayılırım.
No, mi madrastra es un cuarto Inuit así que soy parte Esquimal.
Artık İnuit dememizi istiyorlar. O yüzden...
Quieren ser llamados Inuits.
Bu rüzgar da neyin nesi? Inuit'ler bile hava tahmini yapamaz...
hablando de tormentas... para que estudie esto..
Dr. Gage, neden eski yerlilerin buraya "Inuit" dediklerini biliyor musunuz?
habías leído su columna en el diario... donde hablo de eso..
Inuit'ler kendilerinin seçilmiş olduğuna inanırdı.
según algunos descubrimiento se sabe que era como su arma..
... ve üç, Hiç merak ettiniz mi neden İnuklar kara pek çok isim verirler?
Y tres ¿ alguna vez te has preguntado por qué los Inuit tienen tantas palabras para definir "nieve"?
Zenginlere, Inuit sanatı satacağım.
Voy a vender arte esquimal a petromillonarios
Sende Eskimo çenesi var.
Tiene la mordida de un inuit.
Bir Eskimo becermiş.
¡ Se acostó con una inuit!
Bu nedenle bir Inuit gibi giyindim.
Por eso voy vestido como un inuit.
Bir keresinde, tek kollu bir Inuit'le tanışmıştım ve bana şöyle demişti : " İntikam, iglooda saklanması gereken bir balıktır.
Una vez un hombre con un solo brazo me dijo que la venganza es un pescado que es mejor dejar en el iglú. El enemigo de hoy puede ser el amigo de mañana.
Örneğin, onların Eskimolar'ın su yollarını gizlice kirlettiklerini düşünüyoruz.
Por ejemplo, creemos que planean Contaminar en secreto los canales de agua Inuit...
Steve de onlara aynen bunları söyledi.
Contaminar las aguas Inuit Para obligar a que el gobierno
Maden Arama'nın başına geçtiysen Eskimo topraklarını kurtarabiliriz.
Si eres jefe de exploración, Steve, Podemos salvar la tierra Inuit.
Tamam, yapmam gereken tek şey Eskimo'nun gözlerindeki yaşları sökmek.
Ok, todo lo que necesito hacer Es poner estas lágrimas sobre los ojos de los Inuit.
Grönland'daki Saattut Inuitleri için güneşin geri dönmesi av mevsiminin başlamasına işaret ediyor.
Para los Inuit de Saattut, Groenlandia, el retorno del sol marca el inicio de su calendario de caza.
Mamarut Kristiansen, ve kardeşleri Mikele ve Gedion kuzey Grönland'dan Thule Inuitleri.
Mamarut Kristiansen, y sus hermanos Mikele y Gedion, son Inuit Thule desde el norte de Groenlandia.
Çok az yenebilir meyve ve bitkiye sahip bir bölgede Inuitlerin fazla seçenekleri yok.
En un paisaje con tan pocos frutos comestibles y las plantas, los Inuit no tienen alternativas.
Bu kanolarla seyahat demek. Binlerce yıl önce İnuitler tarafından icad edilmiş bir icat. Ve avatak kullanıyorlar.
Esto significa que viajar en kayaks, una embarcación que los Inuit inventaron hace miles de años, y el uso de la avatak, una boya hecha a partir de la piel de foca anillada.
Tadı güzel! Deniz gergedanları olmadan Inuitlerin kutbun bu bölgesinde hayatta kalmaları şüpheli olurdu.
Sin Narval, es dudoso que los Inuit hayan sobrevivido en esta parte del Ártico.
Kuşlar mayalandı ve kiviak olarak bilinen Inuit lezzetine dönüştü.
Las aves han fermentado y se han convertido en la delicatessen Inuit conocido como kiviak.
Yeni takma dişlerimle kemikleri yeniden çiğneyebiliyorum! Kuzey Grönland'daki Inuitler kiviakı çok seviyorlar. Doğum günü ve evlilik törenlerinin tercih edilen yemeği.
Los Inuit del norte de Groenlandia amor kiviak tanto que es el plato de su elección para los cumpleaños y bodas.
Inuit avcıları buzun çok dengesiz olduğuna karar veriyor ve geri dönerek daha güvenli bir yerden yolculuğu devam ettiriyorlar.
Los cazadores Inuit deciden que el hielo es demasiado inestable y la expedición se ve obligado a volver a la seguridad de la tierra.
Genelde devamlı uzanan Inuitler ayaklanıyor ve ekip durumun tehlikeli olduğunu farkediyor.
El normalmente ritmo tranquilo Inuit se altera, y la tripulación se da cuenta que la situación es grave.
Bu çekimi diğerlerinden ayıran şey... Human Planet ekibi ile Inuit Halkı arasındaki güvene dikkat çekmesidir. Etrafta ne olup bittiğini bildiğiniz bir yer sizin için kurtuluşun anahtarıdır.
Este rodaje, más que cualquier otro, destaca la importancia de la plena confianza entre el equipo de Humanos Planeta y los locales Inuit, en un lugar donde conocer su medio ambiente es la clave para la supervivencia.
Greenland'de, yönetmen Nic Brown derin sularda yaşayan yakalanması zor olan köpek balığını avlayan Inuitleri çekmek istedi.
En Groenlandia, el director Nic Brown quiere grabar a los Inuit atrapando al escurridizo tiburón de Groenlandia que vive en estas agua profundas.
Alaska'daki yere benziyordu ama onun daha sıcağı.
es como el sitio de inuit pero más calentito.
Eskimo kültüründe aileni beğenmiyorsan başka bir igloya geçip yeni bir aile edinebiliyormuşsun.
¿ Sabes que en la cultura Inuit, si no te gusta tu padre, solo tienes que gatear hasta otro iglú y encontrar una nueva familia?
David Iqaqrialu, Kanada Arktiği'ndeki Clyde River köyünden bir Inuit.
David Iqaqrialu es un esquimal de la aldea de Clyde River en el lejano norte canadiense.
Burada çok az yol var. Bu yüzden David ve halkı çoğu Inuit gibi sürekli donmuş deniz buzunda seyahat etti.
Hay muy pocas carreteras aquí, así que David y su comunidad, como la mayoría de los inuit, siempre han viajado por el mar congelado.
Inuitler de gelecekte ne olacağını merak ediyor çünkü bilim insanlarının uzaydan gördüğü değişimleri onlar kendi gözleriyle gördüler.
Los inuit están interesados? en saber lo que depara el futuro también porque han visto con sus propios ojos los cambios que los científicos han visto desde el espacio.
Pasha, Kuzeydoğu Rusya'daki Chukotka'da bir grup Inuit adamına liderlik yapıyor.
Pasha lleva a un grupo de hombres Inuit hasta Chukotka, la esquina nor-oriental de Rusia.
Geleneksel Inuit tasarımı temelli kızaklar yaptılar.
Construyeron trineos basándose en un tradicional diseño inuit.
Sihizm. Aztek, Toltek, Toltek, İnka, Inuit,
Azteca, tolteca, tolteca, inca, inuit, beduinos, hindúes, sik.
Beduin, Hindistan, Sihizm Aztek, Toltek, Toltek, İnka, Inuit, beduin, Hin....
Azteca, tolteca, tolteca, inca, inuit, beduinos, hind...
İnuit şiiri olduğu için.
Eso es porque esa mierda es Esquimal.
İnuit Edebiyatı okumak benim suçum değil ve Hippi Rock...
No es culpa mía que especializarse en literatura esquimal y rock hipster...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]