Ipod traducir español
700 traducción paralela
iPod diye bir şey var!
¡ Se llaman iPods!
- Derhal odana git. iPhone'unu, iPad'ini, iPod Touch'ını, iTunes'u, Netflick'i, Pandora ve Spotify'ı kullanman yasak!
¡ Ve a tu cuarto ya mismo, no puedes usar tu iPhone, iPad, iPod Touch, iTunes,
Hatta bir daha eşime hakaret edersen sen uyurken evine gelirim ve iPad'ini ya da iPod'unu ya da iMac'ini alıp iGöt'üne sokarım.
De hecho, si vuelves a insultar a mi esposa, ¿ Sabes que haré? Voy a ir a tu casa mientras duermes y cogeré tu iPad, iPod y tu iMac, Y te los meteré por la maldita vagina.
Ben iPod'lara bakmaya gidiyorum.
Voy a ver los ipods.
I-Pod.
Un iPod.
Bana iPOD'undaki tüm eğitim kayıtlarını dinletti.
Me hizo escuchar un CD completo de Almas.
X-box'ıma, iPod'uma ve go-kartıma elveda.
Adiós a mi X-Box... mi iPod, mi kart.
Bir adet iPOD, tabii ki.
Un ipod, obviamente.
- Sadece 9 iPod alabildim.
Solo te he conseguido nueve iPods.
Güya elektronik gelişimlerle donatılmış, internet gençliği. MP3 çalarları, iPod'ları, video oyunları...
Los avances tecnológicos de la llamada generación cibernética con reproductores de música MP3, iPods y video juegos.
Neyse... Luke bu iPod'u arabada unutmuş.
De todas formas Luke dejo su movil en el camion
Ama şu andan itibaren benim güvenilir IPOD'um ve kaset adaptörüm var.
Pero por ahora tengo mi mp3 y adaptador de casete. Bien.
2 gün önce, yepyeni deri bir ceket aldı ve sonra dün gece, iyi dinle, eve bir iPod ile geldi.
Hace dos días, se compró una chaqueta de cuero. Y anoche, no te lo pierdas, apareció con un iPod.
Muzik şeyi.
Es algo para la música. Un iPod.
Oh, bir iPod. Evet, evet.
Sí, está bien.
Hayır, 10 yaşındayken bir iPod'um yoktu.
No es cierto. A los 10 no tenía un iPod.
Ama onun yerine moralini yerine getirecek anca iPod kaldırabilecek azgın bir kızı aldım.
Pero en lugar de eso contraté una chica linda... que no puede levantar un iPod, para sacarte del pozo.
Bütün çocukların iPOD'lari, son model cep telefonları var benimse ucuz bir cep telefonum bile yok!
Todos los demás niños tienen iPods, PSPs.. No tengo ni un móvil barato.
Bir iPod.
¿ Un iPod?
Ipod's geriye düştü!
Ipod está muy atrás.
Bandit, Tala, Ipod...
Bandolero, Tala, Ipod...
MP3 Player takılmış ilk pilot!
Ipod. El primer piloto con MP3 incorporado.
Dayan... Nefes al, Ipod.
Respira, Ipod.
Estelle için, ve Ipod...
Después de Estelle, y Ipod...
Dostum, ipodum için "built-in-jack" nereden bulabilirim biliyor musun?
¿ Sabías que puedo conectar mi iPod?
iPod'umu unuttum.
Oh, Olvide mi iPod.
- Kayıp silah, düşük güçte mermi girişi, yüksek kalıntı miktarı, kayıp ikinci kişi, iPod, yemek çubukları, kan.
- Arma desaparecida baja penetración del proyectil cociente de residuos elevado, desaparecida la segunda persona iPod, palillos sangre.
iPod'ta bir şeyler bulabildin mi?
Entonces, ¿ encontraste algo en el iPod?
Senin iPod'unu cinayet mahallinde bulduk, Melanie.
Encontramos tu iPod en el escenario de un crimen, Melanie.
iPod'umu çekeyim, buraya geçebilirsin.
Moveré mi iPod. Puedes tener una.
Kayıtlara göre, buna iPod denirmiş. İnsanlığın en büyük bestecilerinin eserlerini saklar.
Según los archivos esto se llamaba Ipod almacena música clásica de los mejores compositores de la humanidad.
Bu Stewie'nin iPod reklamındaki durumdan da kötüleşiyor.
Esto es peor que el comercial de Stewie para el "iPod".
Sen Ipod'unu bulmasaydın, şu anda onu araştırıyor olmazdık.
Probablemente ella aún ni siquiera estaría en nuestro radar si no te hubieses tropezado con ese iPod.
Rahibin kanıtını çürütecek bir şey bulmadığın sürece adamın işine devam etmesine izin vereceğim.
Así que a menos, y hasta que no tengas algo que trunque el hecho de que él puede probar que no estuvo cerca de dónde encontraste ese iPod voy a dejar que el buen padre continúe en su camino.
Şuna bak, Kate. 30 dolara I-pod.
Mira esto, Kate, una iPod por 30 dólares.
İpod'ları vardı.
También tenían iPods.
Walkman gibi bir şey patron.
Un iPod es como un Walkman, jefe.
Önce Zach'in i-pod şeyini vermeye gideceğim.
Pero primero voy a dejar el iPod de Zach.
Masamda unuttuğun alet için mi aradın?
¿ Llamas por el iPod que dejaste en mi escritorio?
Vay canına, bir Video Ipod.
- Vaya, un video iPod. - Vaya.
Ben Ryan'a bir iPod aldım.
Yo le obsequié a Ryan un iPod.
Ben ipodu alacağım.
Yo robaré el iPod.
Herkes ipod u istiyor.
Todos quieren el iPod.
Yoga falan gibi bir şeyler? Senin için bu bir problemse, iPod al.
Está a 150 millas por hora...
iPod'la, bateriyle...
- Con el iPod, la batería...
Dev iPod gibi.
- Son como ipods.
Ipod!
¡ Ipod!
Ipod.
¿ Quién es él?
Ipod ve Vallois destek olarak buradalar.
Ipod y Vallois actuarán como protección y escolta.
Ipod
Ipod
- Ben ipod u alacağım.
- Tomaré el iPod.