English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Iraq

Iraq traducir español

773 traducción paralela
Irak'ın tecrübeli ordusu sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Kuveyt sınırını aştı.
1990 IRAQ INVADE KUWAIT Iraq entró por la fuerza a través de las fronteras.
Yeni bir Usame olmak isteyen bu zat Afganistan ve Irak'taydı...
Osama lo quería en Iraq o Afganistán.
Bunlar Irak'ta birlikleri olan tüm ülkelerin elçilikleri.
Fotos de todas las ciudades en Iraq.
Irak ve bir çok yerde mültecilerin hayatı hakkında global ilgiye yol açtı.
Sudamérica, Palestina, Iraq y muchos otros lugares.
Irak'ta çiyden toplanıp uçakla gelir en kaliteli içme suyunda temizlenir, hafifçe öldürülüp leziz, beş kat yumuşak, üç kat kremalı İsviçre sütlü çikolatasıyla kaplanır ve glikozla süslenir.
Recogidas y traídas de Iraq. Lavadas en agua de manantial de la mejor calidad. Matadas con suavidad y luego envueltas con un suculento, suave y cremoso chocolate con leche suizo y encantadoramente glaseadas con glucosa.
En iyi kalite yavruları kullanırız. Irak'tan taze taze toplanıp uçakla gelir.
Usamos sólo las ranas bebés más tiernas, recogidas y traídas desde Iraq,
Bayanlar ve baylar, ben Vietnam, Afganistan ve Irak`ta bulundum..... ve abartmadan söyleyebilirim ki burada olanlar hepsinde olanlardan milyon kez daha kötü.
Damas y caballeros, He estado en Vietnam, Afghanistan e Iraq y puedo decir sin una hiperbole que esto es un millon de veces peor que todos esos juntos.
Ne yazık ki, eski İran şimdi İran, lrak ve Suriye çöllerinin 6 metre altında.
Lamentablemente, la antigua Persia yace 6 metros debajo de Irán, Iraq y Siria.
KUZEY ÇÖLÜ, IRAK
DESIERTO DEL NORTE, IRAQ
Irak karşıtı savaş, sadece İranlıları ilgilendirdi.
La guerra contra Iraq solo concierne a los iraníes.
- Irak'ta.
- En Iraq.
Ve, birşeyi belirtmeme izin ver, Pasifizm artık, yani... Yani, şu içinde bulunduğumuz duruma bak!
Pacifismo no es... dada nuestra situacion actual con este comedor de camellos en Iraq.
İran'da iki yıl boyunca haber alma ağının başındaydım.
Manejé la red en Iraq por cuatro años.
Beni Irak'ta pisliğin içinde bırakıp gittiniz.
¡ Primero, me dejaste en Iraq como un pedazo de mierda!
Irak'a gidip kızkardeşimi kaçıranı bulacağım.
Debo ir a Iraq a buscar a mi hija raptada.
— Seni Iraklı sanıyordum.
Pensé que eras de Iraq.
— İran, Irak ne fark eder?
Irán, Iraq, ¿ Qué cambia?
Ardından tüm İran'ı bombalayacağız
Y luego vamos a bombardear todo Irán. - Soy de Iraq.
— Ben Irak'lıyım — İran, Irak, ne fark eder.
- Irán, Iraq, ¿ Qué cambia?
Bu asi Iraklıların sorunu.
¡ Estos rebeldes, problema de Iraq!
Bu sonu gelmeyen hareketlilik, eğer son diplomatik adımlar işe yaramazsa, Irak'a karşı harekatın, kesin ve geriye dönülmez olacağının bir göstergesi.
Esta implacable actividad recuerda que si la dimplomacia de ultima hora falla, la accion contra Iraq sera certera e inflexible.
( Spiker ) : İsrail'in kendini savunma hakkı var ve eğer Irak herhangi bir saldırıda bulunursa misilleme yapacak.
Israel tiene el derecho de defenderse y atacara si Iraq toma alguna accion ofensiva.
Bir Savunma sözcüsü İsrail jetlerinin 20 dakika içerisinde, Irak hava sahasına girebileceğini söyledi.
Un vocero de defensa dijo que Jets israelies podrian estar sobre territorio de Iraq dentro de 20 minutos.
Ve Irak'taki, Libya'daki...... ve Güney kore gibi ülkelerdeki terörizm ile mücadele ettim....
Para dar al ejecutivo permiso de opinar acerca de el terrorismo... como el de Iraq, Libya, Corea del Norte, por ejemplo.
6. sınıfta Irak gerginliğinden öyle endişelendim ki, yetişkin dozunda Xanax verdiler.
Cuando, estaba en sexto grado, estaba tan preocupado por la situación en Iraq... Que me pusieran una buena dosis de Xanax.
Irak'tan
De Iraq.
Malları alıp, Sınırdan geçiririz. İran ve Irak arasında
Las llevamos hasta la frontera entre Irán e Iraq.
Kaybolduk Irak'a nasıl döneceğimizi bilmiyoruz.
Estamos perdidos, no sabemos como regresar a Iraq.
- Bugün Irak'tan ayrılmamız gerekiyor.
- Tenemos que ir para Iraq hoy. - ¿ Hoy?
Saddam, burada, Irak'ta ve hiç şakası yok.
Saddam no es broma, aquí en Iraq.
Sadece Irak'ta şarkı söyleyemediğinden değil, ama birçok belanın içinde.
No solo no pudo cantar en Iraq, sino que se metio en muchos problemas.
Bu Irak'ta herşey çok tehlikeli.
Es muy peligroso en Iraq.
Vietnam'da 4000000. Salvador'da 1000000, lrak'da 1200000, Hiroşima ve Nagasaki'de milyonlarca.
4 millones en Vietnam, 1 millón en El Salvador 1,2 millones en Iraq, 2 millones en Hiroshima y Nagasaki y un número incalculable en Palestina, Irán y África.
Darius, Irak'ta orduya katılma işi ile hapisten yırttı.
Darius evitó la cárcel inscribiéndose para que le disparen en Iraq.
Kürtler, İran, Irak ve Türkiye'den hüsrana uğramış.
Los kurdos se perdieron entre Irán, Iraq, y Turquía.
Şu anda Irak'ta bizden ve ülkelerine yapabileceklerimizden korkan çocuklar var.
Ahora en Iraq, hay niños que tienen miedo de lo que podamos hacerle a su país.
Savaş tehdidi hepimizi etkiliyor... Ama Irak'ta noel yok.
La amenaza de la guerra nos llega a todos, pero en Iraq no hay Navidad.
Cartman Irak'a noel götürmeye çalışıyor.
Cartman intenta llevar la Navidad a Iraq.
Irak'taki insanlar da diğer tüm insanlar gibi güzel bir noel hakediyorlar.
La gente de Iraq se merece una Navidad... -... igual que todos.
Şey Noel Baba... Irak'taki, onları bombalamamızdan korkan insanları düşünüyordum.
Bueno, Santa, yo estaba pensando en la gente de Iraq tienen miedo de que los bombardeemos.
Neden Irak'a geldin adamım?
¿ Por qué viene a Iraq, mi señor?
İsa, Noel Baba'nın kızağı Irak'ta düşürüldü! Noel Baba nasıl?
Jesús, el trineo de Santa fue derrivado en Iraq.
Irak'a noel getirmek için geldim ve yapmadan da gitmeyeceğim!
Vine a traer la Navidad a Iraq, y por Dios, lo voy a hacer.
Irak'a noel götürdük!
¡ Llevamos la Navidad a Iraq!
Ünlü Alman mareşali Colmar Von Der Goltz'u Irak'ta komutayı alması ve savaş çıkartması için İran üzerinden Hindistan'a gönderdi.
Envió a Colmar von der Goltz, un distinguido mariscal de campo alemán, a tomar el mando en Iraq y llevar la guerra a la India a través de Persia.
Mayıs 1915'de Tümgeneral Sir Charles Townshend komutasındaki İngiliz tümeni Osmanlı İmparatorluğu toprağı olan Irak'ta Dicle'ye doğru ilerliyordu.
En mayo de 1915, una división británica bajo el General Mayor Sir Charles Townshend, avanzaba Tigris arriba a través de Iraq, entonces parte del Imperio Otomano.
Panama, Iraq, Somalia,
Panamá, Irak, Somalia,
Iraq,
Irak,
1991'de Amerika Irak'ı bombaladığında petrol fiyatı varilde $ 13'ten $ 40'a yükseldi İsa aşkına!
Cuando bombardeamos Iraq en 1991, el precio del petróleo se disparó de $ 13 a $ 40 el barril.
Irak halkını özgürleştirmek.
De liberar a los habitantes de Iraq.
Belki. Düşün bakalım. Terörist gruplar.
es posible, piensalo grupos terroristas paises como Iran, Iraq, Libya, pagarian lo que fuera por contar con capacidad nuclear y si hay alguien que pueda suministrarsela no quiero ni pensar en las consecuencias hay que averiguar de donde procede esta muestra

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]