Irisa traducir español
205 traducción paralela
Irisa nerede?
¿ Dónde está Irisa?
Seni tutukladıkları gece Irisa, gözyaşları içinde babama geldi.
La noche que fuiste encerrado, Irisa acudió a mi padre en lagrimas.
Votan Birliği'nin anlattıklarına inandığından emin olunca bize katılacak.
Irisa se nos unirá una vez que esté satisfecha de que el Colectivo Votan se cree su historia
Peki ya Irisa?
¿ Qué hay de Irisa?
Sadece Irisa için endişeleniyorum.
Solo estoy preocupado por Irisa.
Irisa'nın sana olan sevgisi her şeyin üzerinde.
Irisa pone su amor por ti sobre cualquier cosa.
Irisa şimdi nerede?
¿ Dónde está Irisa ahora?
Kindzi'nin sahte yağmacı saldırısı seni ve Irisa'yı kandırmadıysa Başkan Yardımcısı'nı kandıracağını düşündüren nedir?
Si el falso ataque raider de Kindzi no os engañó a Irisa y a ti, ¿ qué te hace pensar que va a engañar al Colectivo Votan?
Cesetleri sayacaklar ve Nolan'la Irisa'nın kayıp olduğunu fark edecekler.
Empezarán a contar cuerpos y se darán cuenta de que Nolan e Irisa están desaparecidos.
Başkan Yardımcısı karşıtlarına saldırmak için her türlü sebebi verecek. Tabii ki Nolan ve Irisa saldırıda trajik bir şekilde ölmezse.
Dará a los radicales del Colectivo Votan muchas razones para atacar, a no ser, por supuesto... que Nolan e Irisa mueran trágicamente en el ataque.
- Irisa, ne oldu?
Irisa, ¿ qué pasa?
Yol arkadaşımın adı ise Irisa.
Mi compañera de viaje de allí se llama Irisa.
- Nolan ve bu da Irisa.
Nolan y esta es Irisa.
Bu kadar yeter, Datak. Irisa ve Tommy benim emrimi uyguluyorlardı.
Es suficiente, Datak.
- O kitabı sana Irisa mı verdi?
- ¿ Irisa te dio ese libro? - Sí.
Issız adam yoksa... Irisa?
Inhumano, es... ¿ Irisa?
Irisa, bu Eddie Braddock.
Irisa, este es Eddie Braddock.
Irisa vardı.
Tenía a Irisa.
Irisa ile beni özgür kıldın.
Tú nos dejaste a Irisa y a mí libres.
Ona Irisa'nin öldüğünü söyleyeceksin.
Tú dile que Irisa está muerta.
Irisa güvende olmak zorunda.
Ella tiene que estar segura.
- Irisa onunla mıydın?
¿ Irisa estaba con él?
Irisa neden sana saldırmasına engel olmadı?
¿ Por qué no frenó al que te atacó?
- Evet. Irisa da onunlaydı.
Sí, e Irisa estaba con él.
Irisa?
¿ Irisa?
- Tamamdır. Irisa!
- Yo me encargo. ¡ Irisa!
Irisa, hadi şu bombaları kuralım.
Irisa, vamos a fijar esas cargas.
Irisa, içeri al.
Está bien. Irisa, ve adentro.
- Burada ne işin var? - Irisa.
- ¿ Qué estás haciendo aquí?
Irisa, ne yapıyorsun sen? Çılgınlık bu.
Irisa, ¿ qué estás haciendo?
Irisa, o olduğunu nasıl biliyorsun?
Irisa, ¿ cómo sabes que es él?
Irisa, yapma!
¡ Irisa, vamos!
Gözleri ne renk, Irisa?
¿ De qué color son sus ojos, Irisa?
Çoğu kişi her şeyi yalnız başlarına yapmazlar Irisa.
Véase, la mayoría de la gente, Irisa, no lo hacen todo solos.
Irisa!
¡ Irisa!
- Irisa. - Yukarı gelebilir miyim?
Irisa, ¿ puedo subir?
Irisa, bana öyle bakma.
Irisa, no me mires así.
Irisa'yla da benim bir kuralımız var.
Pues Irisa y yo tenemos una regla.
Kutlama yapıyoruz. Daha sonra. Irisa'yı hiç gördün mü acaba?
Comprobando. ¿ No habéis visto a Irisa, verdad?
Irisa daha bir çocuk. Muhtemelen genç kızlara özgü şeyler yapıyordur.
Probablemente anda por ahí haciendo cosas de quinceañeras.
Irisa hallediyor şu an.
Irisa está ahora en ello.
- O Irisa'nın günlüğü değil mi?
- ¿ No es ese el diario de Irisa? - Sí.
Irisa'nın seninle konuşmak istememesine şaşmamalı.
No es sorprendente que no quiera hablar contigo.
- Nolan, Irisa böyle bir şey...
- Nolan, Irisa no... - ¿ No qué?
Eğer bu Irisa ve büyülü uzay gemileri hakkındaysa hiçbir alakamın olmasını istemiyorum.
Si esto tiene que ver con Irisa, y sus naves espaciales mágicas, no quiero tener nada que ver con eso.
- Irisa buldu beni. - Sen mi buldun? - Ormanda ne yapıyordun?
- ¿ La encontraste? ¿ Qué hacías en los bosques?
Tommy ya da Irisa'yı sana göz kulak olması için bırakmamı ister misin?
Ahora, ¿ quieres que deje a Tommy o Irisa aquí sólo para vigilarte?
- Irisa, bırak da bakayım.
Irisa, déjame ver.
- Ya Irisa?
¿ E Irisa?
- Esir tutuluyorum!
- Irisa.
Endişelenmeye başladım.
Irisa es una chiquilla.