English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Irlanda

Irlanda traducir español

2,656 traducción paralela
Onun da sahte olduğunu herkes biliyor çünkü ayakkabıcı cinleri sadece İrlanda'da bulabilirsin.
Que todo el mundo sabe que eso es una tontería, porque el único lugar donde puedes encontrar Leperchauns es en Irlanda.
Sen sanayileşme öncesi İrlanda'sında yaşadın.
Seguro, tú creciste en la Irlanda preindustrial.
Bilirsiniz, Dublin İrlanda'da.
Y como sabéis, Dublín está en Irlanda...
Ben İrlanda'da büyürken rahipler sizinle oynaşmazsa, çirkin çocuk sayılıyordunuz.
Cuando crecía en Irlanda, si los curas no "jugaban" contigo, es que eras de los feos.
İrlanda Ulusal Kurtuluş Ordusu Margaret Thatcher'ın Kuzey İrlanda sözcüsü Airey Neave'in ölümüyle sonuçlanan patlamanın sorumluluğunu üstlenmiştir.
El Ejército de Liberación Nacional Irlandés... Ha asumido la responsabilidad por la muerte del M.P. Airey Neave... portavoz de Margaret Thatcher en Irlanda del Norte.
- Anneniz İrlandaya gelmek zorunda mıydı?
- ¿ Tu madre vino a Irlanda a verte?
İrlanda ve Bengal sahillerine düşmeye devam ediyor.
Siguen cayendo meteoritos en California, Irlanda e India.
Son olarak eşi ve iki çocuğuyla birlikte İrlanda'da görüldü.
Fue visto por última vez viviendo en Irlanda con su esposa y sus dos hijos.
Bir duble Irish.
Un doble de Irlanda.
George Augustus'un huzurundasın. Brunswick-Luneburg Dükü. Kutsal Roma İmparatorluğu'nun haznedarı ve kral seçicisi.
Está en presencia de George Augustus, duque de Brunswick-Luneburg, architesorero y príncipe del Santo Imperio Romano, rey de Gran Bretaña e Irlanda y de usted.
Batıda kıyıya, sonra İrlanda.
Al oeste, hacia la costa. Y entonces a Irlanda.
İrlanda'da patatesin 300 yıl boyunca tek besin kaynağı olduğunu ve atalarımın da dahil olduğu nüfusun yarısının Büyük Kıtlık'ta öldüğünü göz önünde bulundurursak kullandığınız ifadenin düşüncesizce olduğunu söyleyebilirim.
Teniendo en cuenta que la papa fue la única fuente de nutrición en Irlanda durante 300 años y que la mitad de la población incluyendo a mis antepasados, murieron de hambruna yo diría que esa palabra demuestra poca sensibilidad.
Sen İrlanda'ya gittikten sonra, Tek yaptığım şey Aloise Lange'i bulabilmekti.
Después que te fuiste a Irlanda... él no hizo otra cosa mas que buscar a Aloise Lange,...
Bir cuma günü evlenmiştim ama sanırım, hatırladığım kadarıyla o gün Kuzey İrlanda'da resmi tatildi bu teknik ayrıntıdan yararlanarak ben de bir kadeh almıştım.
Nos casamos un viernes pero según recuerdo, era feriado bancario en Irlanda del Norte así que me permití, creo, una copa por una cuestión técnica.
Studer, İrlanda'da oturan bir Fransız vatandaşı.
Studer es un ciudadano francés que reside en Irlanda.
Burası İrlanda, fazla uzun sürmez.
- Estamos en Irlanda. Será pronto.
Baban İrlanda'daki sorunlarla uğraşırken Kraliçe, Essex'den başka kime başvuracaktı ki?
Su padre está lidiando con los problemas en Irlanda. ¿ Quién más iba a aconsejar a la reina?
Tanrının lütfuyla Majesteleri Elizabeth. İngiltere, Galler ve İrlanda Kraliçesi.
¡ Por la gracia de Dios, Su Majestad, Elizabeth Reina de Inglaterra, Gales e Irlanda!
Katolik isyanını bastırsın diye İrlanda'ya göndermesi için kraliçeyi ikna edeceğim.
Yo la convenceré de mandar a Essex a Irlanda a aplastar la rebelión católica.
İspanya Kralı Philip, İrlanda'daki Katolik ayaklanmasını bir zayıflığımız olarak görüyor.
El rey Felipe de España ve la revuelta católica en Irlanda... Una debilidad que debe explotar.
İrlanda Kraliyet Temsilcisini değiştirip asker göndermeliyiz.
Debemos reemplazar al gobernador de Irlanda... -... y enviar tropas...
Tabii Essex maalesef İrlanda'dayken Danışma Kurulu'nda kalamaz.
Desgraciadamente, Essex no podría seguir en su Consejo Privado estando en Irlanda.
Pekala, Essex'i İrlanda'ya gönder.
Manda a Essex a Irlanda.
William Cecil, kraliçeyi İrlanda ayaklanmasını sadece Essex'in bastırabileceğine ikna etti.
Cecil convenció a la reina que sólo Essex puede salvar a Irlanda.
Ve Essex'in İrlanda'dan canlı dönmeyeceğini söyle.
Y entonces dile que Essex no volverá vivo de Irlanda.
İrlanda'ya bu melun isyana son vermeye geldim, boş oturup...
Me enviaron a Irlanda para acabar esta infernal rebelión.
Ve Essex'in karşılık olarak Philip'e Katolik İrlanda'nın tamamını vaat ettiğini.
Y que Essex le ha prometido a Felipe toda la Irlanda católica a cambio.
Tanrım, bu tacı kutsa ve İskoçya Kralı James'i takdis et ki kendisi şimdi ve ilelebet İngiltere, İskoçya, Galler ve İrlanda Kralı l. James'tir.
Oh, Dios, bendice esta corona y santifica al rey James de Escocia ahora y para siempre conocido como James I de Inglaterra Escocia, Gales e Irlanda.
İrlanda.
Irlanda.
Hayır, sanırım İrlanda'nın en ateşli grubu az önce onu yerinden etti.
¿ Le darás la portada? No, creo que la banda más caliente de Irlanda simplemente la desplazó.
Cidden, eğer böyle yapacaksan, ben İrlanda'ya dönüyorum.
En serio, si haces esto vuelvo a Irlanda.
- O da İrlandalı. Evet.
- Es de Irlanda.
Tabii, şu İrlandalı Bob Geldof'dan bahsediyorsunuz.
Sí, sí Bob Geldof es de Irlanda.
Londra'dan canlı, gönülleri İrlanda'nın Dublin şehrinde atan, ruhları ise dünya ile eş bir grup.
Directo desde Londres, un grupo que tiene su corazón en Dublin, Irlanda.
Biz İrlandalı bir grubuz. Dublin'den geliyoruz.
Nosotros somos una banda Irlandesa provenientes de la ciudad de Dublin, Irlanda.
- İrlanda çete savaşlarını kaçırdığım için hep üzülmüşümdür. - Üzülme.
Me entristece haberme perdido las guerras de criminales irlandesas
Bu adamlar İrlanda mafya ailelerinin C.E.O.'su falan gibiler.
Son como los presidentes ejecutivos de las familias irlandesas del crimen. ¿ Así qué?
Ve benim yıldız öğrencim şimdiye kadar gördüğüm en umut vaat eden öğrencim Joe'nun barında bekarlığa veda partisi için İrlanda bombası yapıyor...
Y mi alumna estrella la residente más prometedora que he visto en toda mi vida está mezclando Coches Bomba Irlandeses para una fiesta de solteros en Joe's.
Fearghal, FlyLo'nun rakip firmalarından birinde çalışıyor. Düşük tarifeli İrlanda Havayolları, Our Lady Air.
Fearghal trabaja para uno de los rivales de FlyLo, la aerolínea de bajo costo irlandesa Our Lady Air...
Tam bir İrlanda dallamasıydı.
Y Jo lo sabía.
Bunun adı Hurley! Hurling adında bir İrlanda oyununda kullanılır. Hokeyle kıyım arasında bir şeydir.
Esta muchachos... es un hurley, utilizado en la Juego irlandés de lanzar... un cruce entre hockey y el asesinato.
İngilizler bunu İrlanda'ya iki bin yıldır yapıyorlar.
Los ingleses llevan 2.000 años haciéndoselo a los irlandeses.
Seni sıska İrlanda ibnesi!
¡ Maldito hijo de puta!
Sen güçlü bir İrlanda kadınısın, bunu takdir ediyorum.
Es una fuerte mujer irlandesa y me gusta eso.
Bir Yunan'ın bir keçiyi sikmesiyle dünyaya gelmiş bir grup kıllı, kaypak İtalyan asil İrlanda soyundan gelen adamların alın teriyle kazandığı parayı gasp ediyor.
Unos italianos peludos y grasientos nacidos gracias a que un griego se cogió a una cabra quieren sacarle el dinero a unos irlandeses de noble linaje. ¿ Qué les parece?
İrlanda'daki kadınlar 300 yıldır bunu takarlar.
Las mujeres irlandesas los llevan desde hace 300 años.
İrlanda versiyonunu mu söyleyeyim?
¿ Quiere que le dé la versión irlandesa?
İrlanda versiyonu nasıl?
¿ Cuál es?
İstismar edebileceği bir zayıflık. İrlanda mı?
¿ Irlanda?
Ama bir sonraki büyük olay İrlanda sularında pusuda bekliyor. - Hey, burası.
Pero la próxima gran cosa... está acechando en un remanso Irlandés.
Onlar İrlanda dağlarındayken, U2 Dublin'de 80 bin kişiye konser verdi.
ESTABAN VARADOS EN EL CAMPO IRLANDES MIENTRAS U2 TOCABA PARA 80.000 PERSONAS EN DUBLIN.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]