Iyi etmişsin traducir español
245 traducción paralela
Ne iyi etmişsin.
Lo has hecho bien.
Niçin almışsan çok iyi etmişsin. Çok güzel bir kız.
Sirva a cambio o no... es una bonita hija sea quien sea su padre.
- Ona sormakla iyi etmişsin.
Hizo bien.
Yüzleri gizlemekle iyi etmişsin.
Habéis hecho un buen trabajo ocultando las caras.
Aramakla iyi etmişsin.
Hiciste bien en llamar.
- Buraya gelmekle iyi etmişsin.
- Hiciste bien en venir aquí.
Çocuğa acı verecek şeylerden sakınmakla iyi etmişsin.
Qué bueno. No sufrirá.
Çalışmasına dokunmamakla iyi etmişsin.
Sí, es mejor no tocar sus cosas.
Evlenmemekle iyi etmişsin.
Es bueno que no te hallas casado
Rolü bu şekilde almak istemedim. - Ne iyi etmişsin.
No quería el papel así.
Hanna, ne iyi etmişsin.
Hanna. Bien.
İyi etmişsin.
Bien hecho.
- İyi de etmişsin yani.
- ¡ Qué suerte!
İyi etmişsin.
- Bien hecho.
Ve Lord Matsudaira'ya çok iyi muamele etmişsin.
Y trataste tan bien a Lord Matsudaira.
İyi etmişsin, yine uyursun şimdi.
Has hecho bien, y dormirás de nuevo.
Vaziyeti oldukça iyi analiz etmişsin. Tabii, kâğıt üzerinde.
Analizó bien la situación sobre el papel.
Çok iyi akıl etmişsin.
Muy hábil por tu parte.
- İyi etmişsin.
- Mejor para ti.
İyi tahmin etmişsin.
Ésa fue una suposición bastante buena.
İyi ki beni Candy'e tavsiye etmişsin.
Fuiste muy amable al recomendarme a Candy.
Besbelli, etrafı iyi kolaçan etmişsin.
Bueno, obviamente, ha tenido una buena mirada alrededor.
İyi etmişsin.
- Bien por ti.
İyi etmişsin.
Entiendo.
Tam viraja park etmişsin.Seni nasıl görecektim ki? İyi plakamı alda rapor edersin.
Tome el número de placa y haga la denuncia al seguro.
- İyi analiz etmişsin.
Son confiables, Franki
- İyi etmişsin.
Muy bien.
İyi etmişsin, çünkü buranın ahalisi batıl itikatlara inanır.
creo que es lo mejor, hay gente supersticiosa con respecto a esa cuestion supersticiosa?
İyi etmişsin bay Thorson.
Mejor.
- İyi halt etmişsin.
- Muy listo.
- İyi etmişsin.
- Ha hecho bien.
İyi etmişsin. Ben sadece 300 tane getirdim.
Qué bien, porque sólo traje 300.
İyi etmişsin ama bütün bunlar sadece para için, değil mi?
Aprecio esto, pero supongo que sólo es por dinero, ¿ no?
İyi etmişsin canım.
Oh, bien. Qué bien, querida.
- İyi etmişsin.
- Bien para ti.
İyi etmişsin. Bir şampiyon unvanını korumalı.
Un campeón debe defender su título.
Bu vakayı iyi itrak etmişsin, Hastings.
Ah. Veo que tiene usted dominado este caso, Hastings.
- J'ye koyacağını biliyordum. - İyi tahmin etmişsin.
- ¡ Sabía que lo colocaría ahí, Amigo!
Anladığım kadarıyla, olayı çok iyi idare etmişsin.
Se comportó muy bien, según me han dicho.
- İyi etmişsin.
Hizo bien.
İyi akıl etmişsin.
Juicioso
İyi etmişsin.
Que bueno.
Demek istediğim... iki yıldan beri medeniyetten uzak olduğun göz önünde tutulursa bayağı iyi idare etmişsin.
se las ha arreglado bastante bien para llevar dos años sin estar en contacto con la civilización.
Anlıyorum, sen de iyi idare etmişsin.
Ya veo así que también te ha ido bien.
Ne de iyi etmişsin. Resmen kapalı gişe oynuyoruz. Sana yer bulabilir miyim bilmiyorum.
Está tan repleto que no sé si podré darles lugar.
- İyi etmişsin.
- Buena idea.
- Elbette. İyi etmişsin, Mikey.
- Lo hago, bien por tí Mikey.
İyi fark etmişsin Peter.
Bien visto, Peter.
İyi terapi etmişsin.
Buen trabajo de asesoramiento.
Bizim dostluğumuza ne kadar iyi hizmet etmişsin
Que gran amigo usted se reveló!
- İyi etmişsin tabii.
Bueno, debería.