Işimiz biter traducir español
480 traducción paralela
Unutmayın, kaçarsa işimiz biter. Derhal iş başına!
Y recuerden que estamos perdidos si escapa. ¡ Vayan!
Bir şey yapmazsak işimiz biter.
Si no hacemos algo, estaremos acabados.
O zaman işimiz biter.
¡ Puede hundirnos a todos!
Şimdi teslim olursak, işimiz biter.
Si nos rendimos, se acabó.
Eliza'yla tanışırsa işimiz biter.
Si ve a Elisa, estamos perdidos.
Polisle işimiz biter bitmez gideriz.
En cuanto terminemos con la policía.
- Bir ay daha ve işimiz biter.
- Casi quedamos todos afuera.
Fransa'ya yürümeye karar verirse, ki buna şüphe yok verecek Paris'i kaybederiz, bizim de işimiz biter.
Si decide entrar en París, cosa que sin duda hará, París caerá... y lo perderemos.
Akıntılı bölüme girdiğimizde motor durursa işimiz biter.
Si apago el motor cuando vamos por los rápidos, nos morimos.
Buradaki işimiz biter bitmez yanına geliriz.
Tan pronto como acabemos aquí, nos reuniremos con vosotros.
Su, ana kazanları vurduğu anda işimiz biter.
Cuando llegue a las calderas principales, no habrá salvación.
O kapıyı açarsan işimiz biter, anladın mı!
¡ Si abre esa puerta, es hombre muerto!
Bir kere atma hakkın olan bir zar ve işimiz biter.
Tiramos el dado una vez y estaremos bien para siempre.
- Teorik olarak, işe yaramazsa işimiz biter.
- En teoría, moriremos si no funciona.
Bizi bırakıp giderseniz, işimiz biter.
Estaríamos muertos sin ustedes.
Eğer bunu halledemezsek Latin Amerika'daki işimiz biter.
Si no la llevamos bien, habremos terminado con América Latina.
Yaparsa işimiz biter.
Entonces estamos acabados.
Profesörü saf dışı etmezsek işimiz biter!
¡ O eliminamos al profesor o nos declaramos vencidos!
Eğer ben şeytanminaresini öttürür, onlar da gelmezse, o zaman işimiz biter.
Si soplo la caracola, y no vuelven, la cosa empeoraría.
Hatta köşeden burnunuzu bile uzatmayın, yoksa işimiz biter!
¡ Ni asome la nariz o estamos liquidados!
Okul müdürüyle konuşursa işimiz biter. Hemen git ve özür dile.
Discúlpate con él.
Ve o fotoğraflarda savaşmadığımız görülürse işimiz biter beyler.
Y si las fotografías demuestran que no estamos luchando. nos llevarán a todos al paredón.
Bir saat içinde burada işimiz biter.
En una hora nos iremos de aquí.
Bir iki güne onunla işimiz biter.
Habremos terminado con él en uno o dos días.
Yani eğer oraya girerlerse, hiçbir yere kaçamayız, işimiz biter.
Si vienen, no tendríamos salida. Eso hay que tenerlo en cuenta.
Onlar burayı terkettiğinde işimiz biter.
Se van, y estamos acabados.
Bir hatayla işimiz biter.
Un fallo y podemos despedirnos.
Öldürmek bizim için o kadar tiksindirici ki, sanırım direnmeden işimiz biter.
Matar nos repugna tanto que temo no oponer resistencia.
Eğer canlı gelmezse, işimiz biter.
Si no vuelve con vida, quedamos fuera del juego.
Sabaha onlarla işimiz biter.
Los tendremos mañana por la mañana.
Tarlaları nadasa bırakırsak işimiz biter.
Si dejamos que se vayan, los perderemos del todo.
Eğer çocuk Azazeal'ın eline geçerse, işimiz biter.
¿ Qué estábais haciendo?
Burada olduğunu öğrenirlerse, işimiz biter.
Si se dan cuenta, todo acabará para nosotros.
Solyum hücrelerine ulaşırsa işimiz biter!
Si llega a las células de solium, todos moriremos.
Herhalde yarın işimiz biter.
Seguramente acabaremos mañana.
Bu maçı verirsen işimiz biter.
Si no vences, volveremos a ser unos pobres desgraciados. ¿ Entiendes?
Perdide'e devam edersek işimiz biter.
Pero si seguimos hacia Perdide, estamos acabados.
Hele de şu yaptığımız alan böcekleri bizi yakalarsa işimiz biter.
Si esos bichos del tablero nos atrapan, estamos acabados.
- Dayanmazsa işimiz biter ama dayanacak.
- Si no aguantan se acabó. No tenemos nada.
Umarım haklısındır çünkü o ürün pazara gitmezse işimiz biter.
Ojalá tengas razón, porque si la cosecha no llega al mercado, estaremos acabados.
- Eğer gidersen işimiz biter!
- Si te vas, hemos terminado.
Bana ültimatom verirsen işimiz biter.
Usted me da un ultimátum y hemos terminado.
Cuma akşamına işimiz biter.
- ¿ Y se acabó?
Böylece işimiz de burada biter.
Nuestro negocio ha terminado.
Açgözlülük edip yakalanacak olursak işimiz tamamen biter.
Seguramente la codicia nos costará la vida.
Belden'ın dinlemesini sağlayamazsam işimiz biter.
Oye, enero va a cantar.
İşimiz biter. Şimdi, işte fikrim şu :
Bien, la idea es ésta.
- İşimiz o zamana kadar biter.
- Acabaremos mucho antes.
- İşimiz o zamana kadar biter.
Esperamos terminar mucho antes que eso suceda.
İşimiz on beş dakikaya biter.
La operación durará no más de 15 minutos.
- Orada değilse işimiz çabuk biter.
- Si estuviera, no iríamos.