Jaden traducir español
211 traducción paralela
Cesedi ilk gören Islah memuru Mike Jaden'in ifadesine göre Hank'i güya revir koridorunda ölü olarak bulmuş. Sonra işler tuhaflaşıyor.
Luego se pone chiflado...
Jeffries ve Vera da şu gardiyan Mike Jaden'la ilgilenecek.
Pondré a Vera y a Jeffries en este guardia, Mike Jaden.
Jaden, seni adi orospu çocuğu!
Jaden, lo lamentaras hijo de perra...
Peki ya Northern State'deki eski gardiyan Mike Jaden için ne diyorsun?
Y sobre un antiguo guardia en Northern State, Mike Jaden?
Ama millet ona tekrardan Memur Jaden demeye başladı.
Pero los tipos empezaron a llamarlo Office Jaden de nuevo.
Gardiyan Jaden, Johnny Harkin'e dikkat çekti mi?
El guardia, Jaden, acusó a este Johnny Harkin?
Evet, Jaden ile orada biraz vakit geçiriyordum.
Si. Pase unos ratos con Jaden ahi de vez en cuando.
Bak Jaden. Arkadaşın geldi.
- ¡ Mira, Jaden, tu amiga está aquí!
Çalışmamak zor ama Jaden'le olmayı seviyorum.
Es difícil no trabajar, pero me encanta estar con Jaden así que...
Maya'yı yeni arkadaşı Jaden'ın evine götürmem gerekiyor.
Tengo que llevar a Maya a casa de su nueva amiga Jaden para jugar.
Üzgünüm. Birkaç dakika sonra Jaden'la Grove'da birileriyle buluşmamız gerekiyor.
Lo siento, Jaden y yo hemos quedado con alguien.
Doğru yoldan ayrılanların nefreti, sürüldükleri Avernikas'ın köşelerinde büyüdü ve arttı.
Jaden y Alon. Pero el odio de aquellos que siguen alejados del camino florecerá en los rincones oscuros de la avaricia de aquellos que fueron rechazados.
- Bu Jaden. Bizim yeni stajyerimiz.
- Ella es Jaden, nuestra nueva pasante.
- Merhaba, Jaden.
- Hola, Jaden.
Hey Jaden!
¿ Oye, Jaden?
Jaden bana bir iyilik yap ve çıkarken kapıyı kapat.
¿ Jaden? ¿ Podrías hacerme un favor, cariño?
Jaden Tanrı aşkına, onlara ıslak bir havlu falan getir.
Jaden, por el amor de Dios, tráeles una toalla húmeda o algo.
Bu arada bunlar onaylandı. Teşekkürler Jaden.
Toma el mensaje, también aprobé todo esto.
Adın Damaris, karın Adina, oğulların Jadin ve Allon.
Tu nombre es Demeras, tu esposa es Adina tus hijos... Jaden y Alon.
- Jaden Reid.
- ¿ Cómo se llama?
Malın hafiflediğini fark edene kadar sürücülüğü o yapıyordu.
- Jaden Reid. Hizo la ruta un par de veces hasta que noté la mercancía ligera.
Karın Jaden'ın yerini bilir mi? - Bilmez.
- ¿ Tu esposa sabe dónde está Jaden?
Çocuğun adı Jaden Reid.
El chico es Jaden Reid.
Kamyondaki parmak izlerinden birinin sahibi bulundu. Jaden Reid. - Adresi?
Las huellas en la camioneta pertenecen a Jaden Reid.
Bir şüpheli bulduk. Jaden Reid.
Tenemos un sospechoso :
Dosyaya göre dostun Dijon'un üvey oğlu.
Jaden Reid. Según el expediente, es el hijastro de tu amigo Dijon.
Bayan Reynolds, Jaden'ı en son ne zaman gördünüz?
Sra. Reynolds, ¿ cuándo vio a Jaden por última vez?
Dutch, Dijon sana Jaden geldiğinde kaldığı odayı göstersin.
Dutch, que Dijon te muestre dónde duerme Jaden cuando se queda aquí.
- Onu bulmamıza yardım edin ki, Jaden zarar görmeden bu işi temizleyelim.
- Ayúdenos a encontrarlo para aclarar este asunto y evitar que Jaden acabe lastimado.
- Jaden orada.
Jaden está con ella.
Biri içeri girip parayı aldı diyor.
Jaden dice que alguien se llevó el dinero.
Baba, beni bırakma! Orada bekle, Caleb! - Baba!
De acuerdo, Jaden, espera.
Bekle, geliyorum!
Jaden, papi va a por ti
- Orada bekle! - Baba!
¡ Jaden!
Baban için üzüldüğünü biliyorum ama Jadon'a kötü davranmak seni iyi hissettirmez.
Se que estás preocupado por papá, pero ser mezquino con Jaden no hará que te sientas mejor.
- Jaden'ı öğle uykusuna yatırıyor.
En este momento está acompañando a Jaden a echar la siesta.
- Jaden!
- ¡ Jaden!
Dolapta bisküvili dondurmalar var ama mutfakta ye, olur mu? Tamam.
Oye, Jaden... tengo sándwiches de helado en la nevera... pero tienes que comértelos allí, ¿ vale?
Dokuz ay sonra da Jaden'i doğurdum.
Nueve meses después, tuve a Jaden.
Jaden 14 : 30 civarında tekrar yatar.
Jaden se vuelve a dormir a eso de las 2 : 30.
Kusura bakma, bir türlü tahliye olamadım.
Perdóname por no venir. Jaden tuvo fiebre.
Jaden'in ateşi çıktı. Ne sıkıcı kız ya...
Qué aburrido de su parte.
- Jaden nasıl?
- ¿ Cómo está Jaden?
Sen, Gregor ve Jaden'in oğlusun.
Eres el hijo de Gregor y Jaden.
Küçük Jaden Krantz'ın kafasına elinizdeki topla vurdu.
Le pego al pequeño Jayden Krantz en la cabeza con la bola.
Burada yeni olmadığını düşünüyor ama yeni.
Ella es Jaden. Cree que no es nueva aquí, pero lo es.
Ben neredeyse bir yıldır buradayım Jaden'ı ise 2 ay önce getirdiler.
Llevo dentro casi un año y trajeron a Jaden hace unos dos meses atrás.
Jaden, senin sıran.
Jaden, tu turno.
Takım liderleri, takımınızı kurun.
Líderes de equipo, elijan a su gente. Jaden.
Jaden.
Jaden.
Jaden.
Alex.