English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ J ] / Jarra

Jarra traducir español

1,101 traducción paralela
Bir bira bardağı dolusu bal, altı hektarlık bir alandaki tüm canlı formlarını öldürecek derecede etki bırakır.
Una jarra de cerveza llena de "miel" puede crear una zona letal para cualquier forma de vida terrestre en un área de 15 acres.
Karışık ızgarayla biraya ne dersin?
¿ Quieres un bistec tártaro y una jarra de cerveza?
İşki testisi görünür hale geldi.
Y la jarra de sidra se hace visible.
Kaseyi al oradan.
- Levanta la jarra.
Hayır, bu bardak boş değil.
- No, la jarra no está vacía.
- Çok mu? Bir bardak bira mı çok olan?
¿ Una jarra de cerveza?
O testide kalan bir şey olup olmadığına bak!
Mira si queda algo en esa jarra.
Defolu bir sürahiniz var.
Tiene una jarra defectuosa.
Bayan Eunice Long'un Topeka yıllık konserve yapma yarışmasında mavi rozeti takmaya hak kazandığını ve Tanrı'nın takviminin 103. yılı boyunca üretilecek tüm şeftali konserve ve / veya reçellerinde resim ve isminin "Topeka Kraliçesi" olarak yer alacağını ilan ediyorum. "
Long es declarada ganadora del pañuelo amarillo del festival anual de conservas Topeka y durante el año del Señor 103, - los melocotones en conserva, sea enlatados o en jarra portarán su retrato e inscripción, Topeka Queen.
Bu bardağı Yusuf'a verdim.
Yo le di esta jarra a Youseff.
Karavana, kulplu bardak, bıçak, çatal ve kaşık.
Platos de campaña, jarra, cuchillo, tenedor y cuchara.
Bana testimi ver.
Dame mi jarra.
Bayan Pedecaris'in karşılığında Rif topraklarını ve Tanca paşasının kellesini istiyor.
Para devolver a la Sra. Pedecaris exige las tierras del Rif por decreto y la cabeza del bashaw de Tánger en una jarra de oro.
Her şeyini tek zar atışına mı yatırıyorsun, Claudius amca?
¿ Te vas a beber toda Ia jarra, tío claudio?
Onu yenene bir büyük bardak bira.
¡ Una jarra de cerveza para el que la derrote!
Kapağı kabın üzerine koyup kapatın.
"Coloque la tapa en la jarra hasta que ajuste"...
Kabı, sıcak su çıkışının altındaki üst bölüme yerleştirin.
"Coloque la jarra bajo la salida del agua"...
- Yarım litre bira.
Una jarra de cerveza.
Şu raftaki cam kavanozu verir misin?
- Capitán, la jarra de vidrio, póngala encima.
Kaptan, kavanozu şuraya koy.
Capitán, ponga la jarra boca abajo allí.
Bana 2 şişe şarap getirin!
Jefe, 1 jarra de vino
Gelin! Şimdi biraz iyi bira içebilirsiniz!
¡ Vamos a tomarnos una jarra de cerveza!
Eskiden saatte ortalama bir kap bitirirdin. Evet.
Acostumbrabas tomar una jarra por cada hora, según recuerdo.
- Yarım litre şarap.
- Una jarra de vino.
- Daha yarım litre şarap var.
Y falta una jarra de vino.
Şimdi, soldaki küpleri ve sağdaki küpleri doldur.
Llena la jarra de la derecha a la de la izquierda.
Lüks görünümlü bir çöp bulmuşsunuz.
Una jarra bonita ésta que tiene aquí.
Evet. Bir şişe viski al ve cumartesi günü benimle burada buluş.
Compra una jarra de whisky de maíz y nos vemos aquí el sábado.
Eminim, o fıçının dibinde çok daha fazla güç bulur!
Encontrará mucha fuerza en el fondo de una jarra.
Bir içki ister misin?
¿ Bebemos una jarra de cerveza?
Evet, sattığım her güğüm için bir nikel ödediğini hatırlıyorum.
Me pagabas 5 centavos por cada jarra que vendía.
- Hiç nikel etmeyen güğüm içinse, hayır!
¡ No ganando 5 centavos por jarra!
Bir testi martiniye ne dersin?
¿ Qué tal una jarra de martini?
- Sürahide istiyor.
Ponle una jarra.
Bir sürahi ısmarlarsan beni dudaklarımdan öpebilirsin bile.
Si me invita a una jarra, me puede hasta besar en los labios.
Üç bardakla beraber bir sürahi su.
Jarra de agua con tres vasos.
Ve seni de ya cam kavanoza ya da plastik çantaya koyarlar.
¡ Cállate! ¡ Y acabarás en una jarra de vidrio o en una bolsa plástica!
Testiyi suyla doldur dedim, duymuyor musun beni?
Te dije que llenes la jarra con agua ¿ no oyes? No lo sé, Soraya, no lo sé.
Büyük ihtimal, beysbol oyun tarihinin en iyi yedek oyuncusuydu.
Probablemente, el mayor alivio de la jarra nunca sabía de béisbol.
Bir kaba işemek zorunda kalmadığım gün sevineceğim.
Me alegraré el día que no tenga que orinar en una jarra.
Büyük bardakta en iyi Alman birandan alayım.
Bueno, voy a tener una jarra de de su mejor cerveza.
- Bir sürahi. Ya sen, George.
- Una jarra. ¿ Y tú, George?
Sürahiye dök ki, insan gibi servis yapabilelim.
Viértelo en la jarra así lo servimos como corresponde.
Oh, adamım, sen o sürahiyi bana getirip, buna iyi bak dediğinde, içki olduğunu düşündüm ve biraz içtim.
Cuando viniste y me dijiste que cuidara muy bien... de la jarra, pensé que era gin y bebí un poco.
Bana birşey söylersen kavanoz senin olur.
Usted obtendrá toda la jarra si me dice algo.
Mahzene git, şarap getir.
¡ Petar! Coge la jarra, ve a la bodega y bebes tú primero.
St. Clete's'ten dostlarım ve benim için dört bardak ve bir sürahi.
Cuatro tazas y una jarra para mí y mis compañeros de San Cleto's.
Çaydanlık, çömlek, tava demlik, kova, kavanoz, tabak.
Una olla, una sartén, una tetera, un cubo, una jarra, un platón....
Şarap getir.
Tráele una jarra de vino.
Testi...
Dame la jarra.
Şimdi de sağdaki küpe.
Y ahora a la jarra de la derecha.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]