English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ J ] / Jayden

Jayden traducir español

79 traducción paralela
- Şimdilik ona Jayden diyeceğiz.
- De momento, le llamamos Jayden.
Evet, Jayden?
¿ Sí, Jayden?
Bu kadarı yeter, Jayden.
Ya está bien, Jayden.
Dediğim gibi dostumuz Jayden hafızasını kaybetti yani fikirlerine çok da güvenmezdim.
Como ya os he dicho, nuestro amigo Jayden ha perdido mucha memoria, así que no pondría demasiada fe en sus ideas.
Jayden, ne yapıyorsun?
¿ Qué está haciendo?
Aslında Jayden, seninle karşılaşmak son zamanlarda paylaştıkları en sıra dışı olay oldu.
Estar con usted ha sido la experiencia más insólita que han compartido hace poco.
Jayden, babama yemeğini vermek istedim ama yemiyor.
Jayden, he intentado dar a mi padre el caldo, pero no quiere tomarlo.
İnanmıyorum, Jayden olmaz.
Yo no... No a Jayden.
Jayden, o kukuletayı neden takıyorsun?
Jayden, ¿ por qué llevas esa capucha?
Gerçek adını bilmiyorduk, o yüzden ona Jayden dedik.
No sabíamos su nombre de verdad, así que le llamábamos Jayden.
Şu metal parçacıkları vardı. Bizi çok hasta ettiler. Jayden suya bir şey koydu ve şimdi hepimiz iyiyiz.
Había unos trozos de metal que enfermaban a todos pero Jayden puso algo en el agua y ahora está todo el mundo mejor.
Sonraki 8 saatte hiçbir şeyin yanlış gitmeyeceğini farz edersek Jayden Michael Tyler TGS'in yeni oyuncusu olacak.
Si nada se tuerce durante las próximas ocho horas, Jayden Michael Tyler formará parte de TGS.
Şimdi, Jayden'ı işe almanın Jack'in kendi fikriymiş gibi düşündürmemiz lazım.
Tenemos que hacer creer a Jack que ha sido decisión suya contratar a Jayden.
Jack hepsinden nefret edecek ve Jayden'ı seçecek.
Jack odiará a todos ellos y escogerá a Jayden.
Jayden Michael Tyler'dan başka hangi seçenekler var?
- ¿ Cuáles son nuestras opciones además de Jayden Michael Tyler?
Evet, peki, Jayden için ayarlamalar yapıyoruz.
Sí, bueno, nos estamos preparando para Jayden.
İlk kişi Jack'in alışması için, ikincisi nefret etmesi, üçüncüsü Jayden, dördüncüsü de Jayden'nın ne kadar iyi olduğunu kanıtlaması için.
Son cuatro personas por una razón. Con el primer tío Jack se prepara, al segundo lo odia, el tercero es Jayden, el cuarto demuestra lo bueno que es Jayden.
Jayden, gelebilmişisin.
Liz, Pete.
Demek rakiplerim bunlar, ha?
Jayden, lo hiciste. ¿ Entonces esta es mi competencia?
Eğer Jayden'ı işe almaktan bahsediyorsan, delirmişsin. Çalıştığı herkesi arasan yeter.
Si estas hablando sobre contratar a Jayden, estas loco.
Hatta Sir Gilbert Gottfried'la * meisner tekniğini * bile çalışıyor ve hepside aynı şeyi söyledi. Pekâlâ, size Jayden'la ilgili tek bir şey söyleyeyim.
incluso está estudiando la técnica Meisner con Sir Gilbert Gottfried y todos han dicho lo mismo.
Jayden'a bayılırım.
Scorsese : de acuerdo, déjame decirte una cosa sobre Jayden.
Jayden'a bayılırım!
Me encanta Jayden.
Sandviçini tanımlaman bizim olanları anlamamız için gerekili miydi?
Gottfried : ¡ Me encanta Jayden! ¿ Era necesario describir tu bocadillo para que entendiéramos lo que pasó?
İşlerin bu raddeye varmayacağını umuyordum. Ama artık Jayden'ı psikolojik olarak çökertmeliyim. - Biraz daha bahset.
¿ Eso es lo contrario de predominar? Esperaba no tener que llegar a esto, pero tengo que destrozar a Jayden psicológicamente.
- Selam, ben Jayden, tanıştığımıza memnun oldum.
Hola, soy Jenna Maroney.
Nasıl beni hatırlamamazlık numarası yaparsın!
- Oh, hola, soy Jayden, encantado de conocerte.
Selam, ben Jayden Michael Tyler.
Vamos allá. Puedes hacerlo.
İlk parçam Martin Scorsese'nin evinde,
Hola, soy Jayden Michael Tyler.
Senin için savaştım, Jayden ve şimdi her şeye baştan başlamam gerekiyor.
No puedo creer que haya pasado por todo esto por ti. Luché por ti, Jayden, y ahora tengo que empezar de nuevo.
Onu işe alamayız. - Kimi, Brian Williams'ı mı? - Hayır, Jayden'ı.
Jenna, tenías razón, está loco, no podemos contratarlo.
Senden şüphelendiğim için affedersin.
- ¿ A quién, a Brian Williams? - No, a Jayden.
Küçük Jaden Krantz'ın kafasına elinizdeki topla vurdu.
Le pego al pequeño Jayden Krantz en la cabeza con la bola.
Stanton. Jayde Stanton artı üç kişi.
- Jayden Stanton y tres.
Şahidi var. Adı Jayden Stephens.
Tiene una coartada... un colega llamado Jayden Stephens.
Ama Jayden yardım etmedi.
Pero Jayden no se presentará.
Jayden'ı bulamazsam eğer babam hapse girecek.
No puedo encontrar a Jayden, mi padre va a ir a la cárcel.
Jayden Gerçek tepe Canileri'yle takılıyordu.
Jayden está con los verdaderos villanos.
Jayden Stephens'ı anlat bana.
Háblame sobre Jayden Stephens.
Çünkü Bay Rome'un avukatı bana yeni bir tanık listesi gönderdi ve içinde Jayden Stephens ismi de var, bu bana ilginç geldi çünkü bildiğim kadarıyla Jayden Stephens Bay Rome'un hâyâl ürünü bir tanığı.
Ah, porque el abogado del señor Rome me ha enviado una lista de testigos actualizada con el nombre de Jayden Stephens en ella, lo que es interesante, porque lo que te puedo decir es que, Jayden Stephens es un práctico invento de la imaginación del Señor Rome.
Rome'un avukatı ya da Savcılık Jayden Stephens'ı arayacaktır.
El abogado de Rome o la oficina de la DEA puede mirar por Jayden Stephens.
- Jayden Stephens?
- ¿ Jaiden Stephens?
Jayden.
Jayden.
- Jayden demek?
- Jayden, ¿ eh?
Onlar Jayden'in.
Son de Jayden.
Jayden!
¡ Jayden!
Jayden Prince.
Jayden Prince.
Aradığımız kişi Jayden.
Jayden es el elegido.
Pete ve Liz, Jayden denen herifi işe almak istiyorlar.
Aquí.
O kötü, Tracy.
Pete y Liz quieren contratan a este Jayden.
Jayden'a bayılırım.
Me encanta Jayden.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]