English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ J ] / Jazmín

Jazmín traducir español

321 traducción paralela
Yasemin kokan sıcak rüzgarda beklemekten ve terlemekten başka ne yapılabilirdi?
Con una cálida brisa oliendo a jazmín, no podía más que esperar y sudar y prepararme para seguir sudando.
- "Yasemin kullanır." demişti.
- "Se perfuma con jazmín", decía.
Sonra birden hafif bir yasemin kokusu duydum.
De pronto, percibí un fuerte olor a jazmín.
Dayaktan bayılmadan önce bir yasemin kokusu geldiğini hatırladım.
Recuerdo el olor a jazmín poco antes de perder el sentido.
Yasemin.
Jazmín.
Saçında yasemin kokusu varmış.
Su cabello olía a jazmín.
Martinelli'nin odasındaki yasemin kokusu yoğundur.
El olor a jazmín es muy fuerte en el despacho de Martinelli.
Çok güzel, yasemin kokuları var.
El olor del jazmín es maravilloso.
Gözler için siyah sürme... alnı süsleyen güzellik benekleri için kırmızı toz... küçük, şirin şişelerde parfümler ve yasemin çiçeği...
Mai negro para los ojos,... polvo rojo para los bonitos puntos que adornan la frente,... minúsculas botellas de aceites perfumados y jazmín.
Yasemin kokusunun başını döndüreceği erkeklerden değil sanırım.
Se ve que no es el tipo al que le gusta el perfume de jazmín.
Bu gerçek yasemin çayı.
¿ Sabe una cosa? - Es auténtico té de jazmín.
Yasemin çayı.
Té de jazmín.
Yaseminin tatlı güzel kokusu geliyor, ağaçlar yeşilleniyor, sen altından geçince.
El jazmín exhala la suave fragancia, los árboles crecen inconscientes mientras pasáis bajo ellos.
Yasemin değil.
El jazmín no.
Söyle bana çiçeğim, henüz Yussef'in seni neden canlı bıraktığını anlattığını sanmıyorum.
Pero cuéntame, jazmín mío. Creo que aún no me has explicado cómo es que Yusuf te dejó escapar con vida.
Sence durum nasıl çiçeğim?
¿ Cómo explicas su presencia, jazmín mío?
Yasemin ve hanımeli.
Jazmín y madreselva.
Her zaman yasemin.
Siempre jazmín.
Benim yasemin çayını sevdiğimi de söylemiş olmalı. - Yasemin çayı efendim.
Probablemente te haya dicho también que me gusta el té de jazmín.
- Yasemin. Denemek ister misin?
- Es jazmín. ¿ Gustas?
Ya da su yasemines Ya bus
¿ O un poco de jazmín? ¿ Qué te parece esto?
Selam, Max, hey, Hiç yeşil çayları yoktu, ama sana yasemin aldım
Oye, Max, no tenían nada de té verde, pero pero te traje uno de jazmín.
Sen... yasemin içer misin?
¿ Tú bebes jazmín?
"Biraz şu rezil yasemin çayından iç."
"toma un asqueroso té de jazmín."
Jazmín, Avon.
Jazmín, de Avon.
Darjeeling, Jasmin veya Oolong?
¿ Darjeeling, jazmín u oolong?
Ama dediğine göre, üstlerinde ağır bir yasemin kokusu varmış.
Pero dice que tenían un fuerte olor a aceite de jazmín.
Yasemin yağı mı?
- ¿ Aceite de jazmín?
Titrediğini hissediyorum, elinin titremesi bana kadar geliyor... -... yasemin dallarından kayarak.
Y noto el temblor adorado de vuestra mano descendiendo por las ramas del jazmín cercano.
Cholon'un dar sokaklarında... çorbayla kızarmış et... ve yasemin, toz, kömür ateşi kokuları içinde... bir Çin kasabasının kokusunda.
En Cholon, en las callejuelas de Cholon. Entre el olor a sopa a carne, a jazmín, a polvo... En el olor de la ciudad china.
Yasemin mi? Evet efendim.
¿ Jazmín?
- Ah, yasemin!
¡ Mmmm! Jazmín.
Senin durumunda, yasemin ya da karışığı öneriyorum.
En su caso recomiendo jazmín o popurrí.
Bu Yasemin için.
¡ Si! Esto es para Jazmín. ¡ No!
- Yasemin.
- ¡ Jazmín!
Neler oluyor?
Jazmín, ¿ Que ocurre?
Yasemin'in seni görmemesini sağlayacağım. Onu hazırlayana kadar.
Solo tengo que asegurarme de que Jazmín no te vea hasta que la tenga preparada.
- Yasemin işim bitti sandım.
Oh, Jazmín, pensé que estaba hundido.
Yasemin sadece biraz kızdı.
Hey, Jazmín está un poco hervida.
Özür dilerim.
Lo siento, Jazmín.
Açıklayamıyorum Yasemin.
No lo puedo explicar, Jazmín.
Yasemin lütfen.
¡ Jazmín, por favor!
Prenses Yasemin onu idam cezasına çarptırırken.. .. Aladdin'in yüzündeki ifadeyi görmeliydin.
Oh, deberías haber visto la cara de Aladdin cuando la princesa Jazmín lo sentenció a morir.
Durun.
- ¡ Espera! - ¡ Jazmín!
Çok ağır... neredeyse tatlı... eski bahçemizdeki yaseminlerin ve güllerin parfümünü hatırlatan bir koku.
Era intenso, casi dulce, como el aroma de jazmín y rosas en nuestro viejo jardín.
O sabah, yasemin kokuyordunuz. "Maskenin altında, çirkin olabilir" diye düşündüm. Ya da biçimsiz.
Aquella mañana, sentí tu olor a jazmín y pensé tal vez sea fea bajo la máscara pero no importa.
Titredin! Sebebi bu sözler mi? Bir yaprak gibi, yaprakların arasındaki bir çiçek gibi titriyorsun,..
la que te ha conmovido... que tembláis... y yo siento... a lo largo de esta rama de jazmín... la pasión de tu temblor
Dublin'de kutsanmış kentte Kızlar vardır dünya güzeli İlk kez gördüm
" En la bella ciudad de Dublín donde las muchachas hermosas son como un jazmín allí vi con mis ojos a la dulce Molly Malone que tiraba y tiraba de su carretón por la calle estrecha o por un callejón pregonando mariscos...
- 3 bin yıllık yasemin.
Perfume de jazmín de hace tres mil años.
- Bekle.
Jazmín, ¡ Espera!
Özür dilerim.
Uh, Jazmín, lo siento.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]