English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ J ] / Jibril

Jibril traducir español

56 traducción paralela
Lobide yanımda Cibril Rajoub vardı.
Jibril Rajoub estaba en el recibo.
Bu Hani Jibril.
Es Hani Jibril.
Bu noktada, polisin,... tartışmalara yol açan kadın hakları aktivisti Hani Jibril'i,... saldırıyla ilişkisi olduğu gerekçesiyle gözaltına aldığını biliyoruz.
En este momento, sabemos que las autoridades arrestaron a la controversial activista de derechos de la mujer Hani Jibril relacionada con el ataque.
Jibril'in suç ortaklarının olup olmadığı bilinmiyor.
No sé sabe si trabajó sola o con otras personas.
- Hani Jibril hala sorgulanıyor.
Hani Jibril sigue siendo interrogada.
Bayan Jibril, dairenizde Prens Abboud'un suikastinde kullanılanla aynı tür... -... patlayıcı kalıntısı tespit ettik.
Srta. Jibril, encontramos restos de explosivos en su apartamento, del mismo tipo usado para asesinar al príncipe Abboud.
Başkan, resmi olarak bunun bir adalet meselesi olduğunu söylüyor ama aslında Hani Jibril'in sonsuza dek...
Oficialmente, a esto le llama un asunto de justicia. Extraoficialmente, quiere a Hani Jibril silenciada permanentemente.
" Sadece Hani Jibril'e yardım etmek istedim.
" Yo solo quería ayudar a Hani Jibril.
- Geniş bir ağ atıp hiçbir şey yakalayamayacaklar. Sonra da hepsini Hani Jibril'in üzerine yıkacaklar.
Enviarán una amplia red, no atraparán nada, y culparán de todo a Hani Jibril.
... dakikalar önce yaptığı açıklamada, Prens Fayeen, kuzeninin cinayetinden,... radikal bir feminist ve İslam için bir tehlike olduğunu ifade ettiği... -... Hani Jibril'in sorumlu olduğunu söyledi.
... hace unos momentos, donde el Príncipe Fayeen entregó un comunicado condenando el asesinato de su primo en manos de Hani Jibril, a quién llamó feminista radical y un peligro para el Islam.
- Fayeen, Jibril'i kullanarak... -... Abboud'un değiştirmeye çalıştığı her şeyi geri götürecek.
Bueno, Fayeen la usará para echar para atrás todo lo que Abboud estaba tratando de reformar.
- Hani Jibril biliyor gerçeği.
Hani Jibril sabe la verdad.
Eğer bütün bunları Hani Jibril'in üzerine yıkarsanız ne olacağını sanıyorsunuz?
¿ Qué creen que sucederá si culpan de todo esto a Hani Jibril?
Hani Jibril gibi kadın aktivistleri hedef... -... haline getireceksiniz.
Convertirán a las activistas mujeres como ella en objetivos.
Hani Jibril, Prens Abboud'a suikast düzenledi.
Hani Jibril asesinó al Príncipe Abboud.
Size hatırlatmak isterim ki, Ajan McGuire : Hani Jibril ile ilgili olay ulusal güvenlik nedeniyle gizlenmiş bulunuyor.
Quiero recordarle, Agente McGuire... que el asunto de Hani Jibril ha sido clasificado por razones de seguridad nacional.
- Jibril, Saud Hanesinin tanınan karşıtlarından biri.
Jibril era una conocida crítica de la Casa de Saud.
Hani Jibril'in masum olduğuna inandığım için yaptım.
Lo hice basada en mis convicciones de que Hani Jibril es inocente.
- Bu Hani Jibril'in serbest... -... kalmasını da sağlamaz.
Y no va a liberar a Hani Jibril.
- Hani Jibril davasını takip ediyor musun?
¿ Has estado siguiendo el caso de Hani Jibril? Así es.
Sebastian Egan tarafından yazılmış,... Prens Fayeen'in, Abboud'u ve Jibril'i öldürmek için plan yaptığını kanıtlayan birkaç gizli işleri açığa vuran makale istiyorum.
Quiero publicar una serie de artículos de exposición escritos por Sebastian Egan que prueban que el príncipe Fayeen conspiró para matar a Abboud, e intentó matar a Hani Jibril también.
Hani Jibril geçen sene onunla yüzleşti, o da kadınlara oy hakkı için krallık içinde savaşacağına söz verdi.
Ahora, Hani Jibril lo confrontó acerca de eso a principio de año, y él le prometió a ella que presionaría por el voto dentro del reino. Sólo imagínate que lo hubiese hecho.
Hani Jibril de bulabilecekleri en iyi günah keçisiydi.
Y Hani Jibril era la perfecta chiva expiatoria.
Prens Fayeen ve Arcadia çok iyi biliyordu ki, Jibril, Abboud'la yüzleşerek,... verdiği sözü halkın görebileceği şekilde kameralar karşısında söylettirme fırsatını asla kaçırmazdı.
El príncipe Fayeen y Arcadia sabían que ella no se perdería una oportunidad de confrontar a Abboud en televisión americana, ponerlo frente a cámara y forzarlo a comprometerse públicamente a la promesa que le había hecho.
Abboud'u Hani Jibril öldürdü.
Hani Jibril mató a Abboud.
- "Hani Jibril" makalesini yazan gazeteci.
Es un periodista que estuvo en la protesta de Hani Jibril.
Bayan Jibril hakkındaki bütün suçlamalar düşürülecek.
Todos los cargos contra la señora Jibril serán retirados.
Biz Hani Jibril'i takip ediyoruz.
Vamos a seguir a Hani Jibril.
Hani Jibril katil değil.
Hani Jibril no es una asesina.
"Hani Jibril'in Dairesi"
Apartamento de Hani Jibril Los Ángeles, California, 9 : 39 AM
Maggie, Bayan Jibril bugün tamirci çağırmamış mıydı?
Maggie, ¿ la Srta. Jibril no tiene una reparación para hoy?
- Merhaba, Hani Jibril'e ulaştınız. - Merhaba, Hani Jibril'e ulaştınız.
- Hola, se ha comunicado con Hani Jibril.
- Ya da inandırıcı bir kopyasına.
- se ha comunicado con Hani Jibril. - O una copia digital razonable.
- Ben Hani Jibril.
Sí. Soy Hani Jibril.
- Tabi ki Bayan Jibril.
Por supuesto, Srta. Jibril. Por supuesto.
Verdiğimiz bilgiyi Jibril'e iletmiş.
Pasó la información a la Srta. Jibril.
Adam, Hani Jibril'i gözetliyordu.
Tenía vigilada a Hani Jibril.
Bayan Jibril'in dairesini neden gözetliyordunuz, söyleyin sadece.
- Sólo díganos qué estaba haciendo vigilando el apartamento de la Srta. Jibril.
Hani Jibril, krallığın sözlü düşmanı.
Hani Jibril es una vocal enemiga del reino.
Görünüşe bakılırsa Bayan Jibril hakkında farklı görüşlerdeyiz.
Parece que tenemos una decisión dividida de la Srta. Jibril.
Rice, Martin, sizden Jibril'e efsane olarak yaklaşmanızı istiyorum.
Rice, Martin, quiero que te acerques a Hani Jibril de encubierto.
Bayan Jibril, hiç "fanatik" dediğiniz o insanların fanatikliğe Amerika'nın işlemiş olduğu uzun suç listesi yüzünden itilmiş olduğu ihtimali aklınıza geldi mi?
Srta. Jibril, ¿ ha considerado la posibilidad de que estos fanáticos, como usted los llama, fueron llevados a este fanatismo por una larga lista de crímenes cometidos por los Estados Unidos?
Bu konuda Bayan Jibril'e katıldığımı belirtmeliyim.
Sólo me gustaría decir, que yo estoy con la Srta. Jibril en esto.
Bayan Jibril, Arcadia İdare Kurulu'nda bir protesto düzenliyor.
La Sra. Jibril está labrando una protesta en el Consejo Político Arcadia.
Eğer Jibril, suikast planının bir parçasıysa, her şey o zaman gerçekleşecek.
Si es parte de un complot de asesinato esperamos que vaya allí.
Crystal ve Maggie, siz olay yerinde bir minibüste olacaksınız.
Crystal y Maggie, las quiero en el camión en la escena. Martin y Rice estarán en el terreno vigilando a la Sra. Jibril.
Martin ve Rice dışarıda Jibril'i izleyecek. Eğer prensin güvenliği tehlikeye girerse, araya girmek için pozisyonda olacaklar.
Si la seguridad del Príncipe se ve comprometida, estarán en posición de interceptarlo.
- Gözümüz Bayan Jibril'in üzerinde.
Estamos vigilando a la Sra. Jibril.
Tanrım, bundan nefret ediyorum.
Estaremos con Jibril.
Hala Hani Jibril'in olayla olan ilişkisini araştırıyoruz.
Todavía estamos evaluando la participación de Hani Jibril.
Jibril, krallığın en ünlü karşıtlarından.
Jibril era una conocida crítica del reino.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]