English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ J ] / Jihad

Jihad traducir español

207 traducción paralela
Bu işgalcileri temizlemek için cihada katılacaklar.
Sus guerreros se unirán a mí en una jihad contra la peste extranjera.
Geri git, adamların başına geç, cihadı başlat.
Márchate, guía a tus hombres y que haya una jihad.
Allah'ın himayesindesin. Cihat için gidiyorsun.
Estás bajo la protección de Alá, partes en una Jihad.
Dış dünyadan bir "Ses" Kutsal savaşı, Cihatı getirecek ve evreni temizleyecek. Bizi karanlıktan çıkaracak.
La voz del mundo exterior traerá la guerra santa la Jihad que purificará el universo y nos sacará de la oscuridad.
Sanki cüzdanıma karşı cihâd mücadelesi veriliyor.
Es como una jihad contra mi billetera.
Geçtiğimiz yıl Kara Cihat'la silah kaçırıyorduk.
Estuve traficando con armas para'Black Jihad'el año pasado.
Ya Cihat partisinin?
¿ A la Jihad?
- Frank? İslami Cihat'ın espri yeteneği yoktur.
- El Jihad Islámico no tiene sentido del humor.
Jihad bin nafs. ( Nefse karşı mücadele )
Jihad bin nafs.
"Islami Cihad." Mayolu bölüme o kadar kızmamışlar.
"Islamic Jihad." Ellos no estan tan preocupados de la competición.
Operasyonumuz başarılı olursa cihadımıza onlar da katılacaktır.
Cuando tenga éxito nuestra misión, todos se unirán a nuestra jihad.
Cihat için para vermek sadaka vermek kadar sevaptır.
Dar dinero para la jihad es tan virtuoso como dar limosna.
Zaman, cihat ve ölüm kimseyi beklemez.
El tiempo, la jihad, y la muerte, no esperan a nadie.
Cihat yaparken, bir savaşçı sadece erkeklerle dostluk kurar çocuğum.
Durante la jihad, el guerrero sólo tiene amistades con hombres.
Cihat yoluna giren kişi bütün ilişkilerini geride bırakır.
Quien camina por el sendero de la jihad deja atrás todas sus relaciones.
Silahı aldı ve cihadımız için kendini kurban etti.
Tomó la pistola y se sacrificó por nuestra jihad.
Arkadaşınız bu cihat için canını verdi.
Su amigo dio su vida por la jihad.
Sana cihat yolunu ben gösterdim.
Yo te mostré el camino de la jihad.
"Bu baskı, bu suçlar " Kim buna cihat diyor? "
Cómo pueden llamar jihad a esta opresión y a estos crímenes
Oh, Cihad Cihad.
Oh, jihad jihad.
Cihad, Cihad!
Jihad, jihad!
Sark'la, Raslak Cihad'ın bir temsilcisi kılığında Denpasar'da buluşacaksın.
Te reunirás con Sark en Denpasar como representante del Raslak Jihad.
Sark'ın onu Raslak Jihat adında bir gruptan alacağına dair planını anlatan bir istihbarat aldık.
Interceptamos un mensaje que decía que Sark iba a comprársela al Raslak Jihad.
Raslak Jihad adında bir grup için.
- Una facción de la Jihad.
Burada, Sark'ın Raslak Jihad adındaki bir grubun temsilcisiyle buluşacağı ve iki tarafın da bir şeyler getireceği yazıyor.
Aquí dice que Sark y una facción de la Jihad han acordado las condiciones para el encuentro.
Aracıya göre, Raslak Jihad'la çalışıyormuşsunuz.
Me han dicho que perteneces a la Jihad Raslak.
O Müslümanlar istedikleri cihada kavuşacaklar, kutsal savaşlarına.
Los musulmanes tienen lo que llaman "jihad" una guerra santa.
Cihat mı?
¿ Jihad?
- Onun cihadına mı katıldın?
- Se unió a su jihad.
Cihadda savdı beni başından.
Me curó del jihad.
Orta Doğu'da cihat çağrısı Gelibolu kâbusu ve Ermenilerin ıstırabı.
la llamada a la "Jihad", la Guerra Santa, en Oriente Medio, la pesadilla de Gallipoli y la agonía del pueblo armenio.
Şimdi bu pis delikte yaşıyorum çünkü Jasmanyaklar demonlara cihad ilan etti.
¡ Ahora vivo en un agujero de suciedad debido a esos malditos Jasmaníacos... y su jihad del diablo!
Demon cihadına tam buradan başlıyorum!
¡ Tengo tu jihad del diablo aquí!
Bizde, buradaki aşırı gruplara para sağlayan, Cezayir Cihat Örgütü adında terörist bir yapı var.
Hay un grupo terrorista llamado Grupo por la Jihad Argelina, que financia extremistas aquí.
1980'nin sonunda, Eyman Zevahiri Kutub'un hücreler oluşturmuş diğer birkaç takipçisiyle bir araya geldi. İslami Cihad adını verdikleri bir örgüt kurdular.
A fines de 1980, Ayman Zawahiri, y otros seguidores de Qutb que habían formado células, se reunieron y crearon una organización que llamaron Jihad Islámica.
Suikasti yapacak olanlar İslami Cihat'ın bir parçası olan ordu subaylarıydı.
Aquellos que llevaron a cabo el asesinato eran un grupo de oficiales del ejército que eran parte de la Jihad Islámica.
Mahkemede, Zevahiri İslami Cihad'ın diğer birçok üyesiyle birlikte üç yıl hapse çarptırıldı.
En el juicio, Zawahiri fue sentenciado a tres años de prisión, junto a muchos otros de la Jihad Islámica.
Fonları yükseltmesi ve gönüllülerin sayısını artırması için her fırsatta Amerika'ya girmesine izin veriliyordu.
Se le permitió visitar América en muchas ocasiones, tanto para reunir fondos como para reclutar voluntarios para la jihad.
Peşaver'e gelip cihada katılmak isteyen Araplara hizmet sağlayan bir büro açtı.
Y organizó una oficina en Peshawar que proveía servicios a los árabes que llegaban y querían participar en la jihad.
Bu düşünce, farklı yerlerden çok sayıda Arap'ın cihat yapmak için Afganistan'a gelmesini sağladı.
Eso llevó a un enorme número de árabes, con distintos antecedentes, a la jihad en Afganistán.
Sonra sessiz bir şekilde Orta Doğu'daki hükümetler Arap hükümetleri, hapishanelerini kötü adamlarından arındırmaya başladılar ve onları şehit olma umuduyla doldurarak cihada gönderdiler.
Y entonces, muy silenciosamente, la mayoría de los gobiernos del Medio Oriente, los gobiernos árabes, comenzaron a vaciar sus prisiones de los tipos malos y a enviarlos a la jihad con la íntima esperanza de que se convirtieran en mártires.
Mısır'da İslami Cihat adlı radikal bir grubun lideriydi.
Él era el líder de una facción radical egipcia llamada Jihad Islámica.
Bu sadece Abdullah Azzam'ın ılımlı fikirlerine doğrudan bir meydan okuma değildi, aynı zamanda cihat üzerindeki tüm Amerikan etkisini bir reddediş demekti. Çünkü Amerika, bu yozlaşmanın kaynağıydı.
No sólo era un desafío directo a las ideas más moderadas de Abdullah Azzam, sino que también implicaba un rechazo militante a toda la influencia americana sobre la jihad, porque América era la fuente de esta corrupción.
Bin Ladin'e emir olabileceğine, Zevahiri'nin ufak uç grubu İslami Cihat'a lider olabileceğine dair söz vermişti.
Le prometió a bin-Laden que se convertiría en el emir, el líder del pequeño grupo de extremistas de Zawahiri, la Jihad Islámica.
Bu, Müslüman dünyasını yozlaşmaktan kurtaracak cihadın başlangıcı olacaktı.
Sería el principio de la jihad que libraría al mundo islámico de la corrupción.
İslam topraklarını alt etmiş olan aşağılanma ve küfürü yok etmenin tek yolu cihat, mermiler ve şehitlik harekâtlarıdır.
La única forma de erradicar la humillaciín y'Kufr'que se ha apoderado de la tierra de la Jihad Islámica es a través de las balas y las operaciones de martirio.
Bin Ladin ve diğerleri, bundan böyle kendi cihatlarını başlatmıştı. Yani uzlaşmayacaklardı, daha ılımlı gruplarla uzlaşmaya çalışmayacaklardı. Silahlı bir öncü kuvvetin gücü elde etmeye yeteceğini düşünüyorlardı.
Bin-Laden y los demás empezaron, a partir de ese momento, a realizar su propia jihad, es decir sin comprometerse, tratando de no comprometerse con otros grupos más moderados, sino pensando que una vanguardia armada sería capaz de implementar la toma del poder.
Orayı Mısır'daki politikacılara saldırı düzenlemek amacıyla İslami Cihat örgütü için bir üs olarak kullandı.
La usaba como base para que su grupo, la Jihad Islámica, lanzara ataques contra los políticos egipcios.
Bu daha başlangıç.
Y un gran Jihad.
Bu bir cihat.
Es la Jihad.
Demek istediğim, kazananın cihat olduğuydu.
Quiero decir, era la jihad la que había triunfado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]