English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ J ] / Jornal

Jornal traducir español

38 traducción paralela
Bu evde yaşamama izin verir, yevmiyemi kabul eder misin?
¿ Me dejarás vivir contigo a cambio de mi jornal?
İyi para.
Es una buen jornal.
Zaten geçinmek için çok fazla çalışıyorsun.
Trabajas muy duro para ganarte el jornal.
Tam guen calisirsam, yevmiyem iki dolar.
Si me contratan a jornal, me dan 2 dolares diarios.
Maaş talep etmişti. Karın tokluğuna çalışmayacaktı.
Porque él quería un jornal y no iba a quedarse a trabajar nada más por la comida.
Bağ işçilerinin gündeliği.
El jornal de los trabajadores de las viñas.
Vazonun parasını maaşınızdan keser.
Él le descontará el florero de su jornal.
Beni işe aldın, hatırladın mı?
Yo trabajo a jornal, recuerda? Me alquilo.
Buna yevmiye denemez.
Apenas es un jornal.
Maaşını ver, olur mu?
Dale su jornal, ¿ quieres?
Maaşını ver.
Dale su jornal.
Sana iş bulur, maaşımızı alacağımız güne kadar bekleyemediğimiz için de sana günlük olarak avans verir.
Contrata con las empresas. Como los que venimos del pueblo no podemos esperar la paga hasta el fin de semana, él nos adelanta el jornal con rédito.
İş başında uyukladığı için bir günlük yevmiyesini kesin şu Çinlinin.
¡ Descuéntale a ese chino un jornal por dormir en el trabajo!
Verdikleri para da hiçbir şey satın almıyor.
El jornal no llega ni para comprar...
Para...
El jornal...
Kazancınıza karşılık da yatak ve yemek.
Traeréis el jornal a casa y yo os daré comida y leche.
Bak, siz torna tezgahının başında dikilir ve iki kuruş yevmiyeyle evinize dönerken,... şirketiniz sizin emeğinizden elde ettiği kâr hisselerini dağıtmakla meşguldür.
Tú trabajas en el torno y llevas el jornal a casa... mientras que tu empresa se reparte los dividendos de tu trabajo.
Soyunma odasında bırakılmış bir tıp dergisinde okudum..... bu doğulu doktor masaj hakkında bir makale yazmış.
Nosotros leimos un jornal medico, dentro de los vestidores....... un articulo escrito por este doctor oriental en masajes.
Bu sana bir günlük ücrete mal oldu.
Has perdido un día de jornal.
Tavuk yolarak bir ayda kazandığımızdan fazla.
- Los gané. - El jornal de un mes.
Bu işçiler, işledikleri toprağın sahibi mi?
¿ Y estos obreros son dueños de la tierra? ¿ Reciben un jornal?
Brezilya Gazetesi.
Jornal do Brasil.
Hala akşam yemeğim için şarkı söylüyorum.
Sigo ganándome el jornal.
Eskiden oy kullanmaya gidilirdi ama kayıt parası almaya başladılar. Bu da insanların bir günlük yevmiyesi. Kimsenin demokratik ihtiyacı kalmadı.
Se acostumbraba salir para votar, pero desde que se puso el pago de inscripción... de alrededor de un jornal de esta gente, ya no sienten necesidad democrática.
Gruptaki ileri gelen bir tarihçi, David Rapoport, terörizm konusunda uzman bir akademisyen, ve Jornal of Teörörizm'in editörüdür.
El historiador más importante del grupo, señaló... David Rapoport, el influyente académico especialista en terrorismo editor del Journal of Terrorism, etc.
Bir çoğuna benzemeyebilir ama bu şerefli bir günün, şerefli hasılatı, şerefli gün için...
Puede que no les parezca mucho pero es un jornal honesto para un día de trabajo honesto...
Bu şerefli bir...
Es un jornal honesto...
Demek potansiyel bir Pulitzer Ödülü sahibi ikinci iş olarak bunu yapıyor.
¿ Y esto es Lo que hace un aspirante al premio Pulitzer para ganarse el jornal?
Bir günlük yevmiye için gözüm kör oluyor.
En la sastrería me gano un jornal
Yalnızca benim maaşımla geçiniyorduk ve neredeyse evimizi kaybedecektik.
Vivíamos de mi jornal y estábamos a punto de perder la casa.
Evde beslenecek bir boğaz fazladan yük getirir hele ki çalışmıyorsa.
Una boca más en casa es una carga, sobre todo si no lleva un jornal.
Ne şanslısın Bir kuruş veririm istersen!
Hermosos son. Te pelo vale un jornal.
Adamın kitaplarına bak, Balistik Tarihi Hatcher'ın El Kitabı, İtfaiyeciler Kongresi, Üçüncü Cilt.
Digo, tiene el Jornal de Balística, El Libro de Hatcher, Asamblea de Armas de fuego, parte tres.
Teknik kütüphanelerinin derinlerine inmiştik. Ta en dipte köşedeki en alt bölmenin son rafında bir ATT teknik dergisi bulduk. Her şeyi açıklıyordu.
Estábamos en el Centro de Aceleradores Lineares de Stanford, y muy profundo en las entrañas de su biblioteca técnica, muy abajo, en el último estante, en el último organizador de la esquina, encontramos un jornal técnico de ATT que lo exhibía todo.
Bu dergiyi gördük ve "Aman Tanrım, gerçekmiş." dedik.
Cuando vimos este jornal, pensamos, "Dios mío, todo es real".
Jornal Nacional'de izledim. Buna tutku suçu deniyor.
Vi en el Telenoticiario que eso es crimen pasional.
Horrigan, son iletişimimi işaretle.
Horrigan, marca mi jornal Última posición.
- Son şans, Albay.
Jornal Última oportunidad, Coronel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]